Ortalık yine toz duman;
Müthiş iddialar yapılıyor…
Çok ünlü bir sendikacı diyor ki, ‘bilmem ne firması 43 milyon, bir diğeri 57 milyon vergi borcunu sildirecek.’
Kimmiş bu firmalar diye soruyorum, ‘araştır bul’ diye cevap veriyor…
Bir başka bürokrat arkadaş Digitürk’e getiriyor konuyu.
Hedef Günay Çerkez yani!
15 milyonluk stopaj borcu için yapıldı bu vergi affı diye çok iddialı konuşuyor…
Sosyal medya başka alem!
Herkes bir yorum yapıyor ama kimsenin elinde elle tutulur bir şey yok!
Cuma günü saat 10.30, Maliye Bakanı Zeren Mungan’ın odasındayım…
Her zamanki gibi şıklığı ve kibarlığı üstünde güler yüzle karşılıyor beni.
Bir iki hoş-beşten sonra birkaç gündür aklımdaki soruyu hiç gecikmeden soruyorum;
“Vergi affı kimin için Zeren bey?”
Bu kadar patırtıdan sonra bence sorulabilecek en doğal soru bu, bu af kimin için yapıldı, hangi kalın enseliler var, kimler ipten alınıp devlet zarara sokulacak!
Hatta özellikle de iş dünyasında öyle söylentiler yapılıyor ki Zeren Mungan’ın bazı şirketleri sıkı takibe aldığı ve sadece onların üstüne gittiği konuşuluyor…
İşte bütün bu soruların cevabını öğrenmek için kendisiyle konuşmak şart olmuştu artık!
Zeren beyle yaptığımız yaklaşık bir saatlik sohbetten sonra inanın öyle kafam karıştı ki kim haklı kim haksız inanın içinden çıkmak çok zor…
Aslında bugünkü yazımızın başlık şöyle de olabilirdi;
Bu yasa Saray’dan niçin döndü?
Sayın Eroğlu ne bu yasanın nesini beğenmedi de Meclis’e geri gönderdi?
Hangi bir takım vekiller bu konuda iş takipçiliği yapıyor, hangi şirketleri koruma altına almaya çalışıyor?
Hangi firmaların ekonomi danışmanları bu yasa bu şekilde geçmesin diye yazılar döşüyor?
Hangi üç büyük firmanın birikmiş ve yüzlerce milyonları bulan vergi borçları da bu yasa kapsamına alınmaya çalışılıyor, bunun için hangi siyasiler kullanılıyor?
Bu konuda da soru çok ama gündeme getiren yok!
Bu yasanın hazırlanmasında üç önemli unsur var;
Birincisi kayıtlara geçmeyen kazanılan para…
Çok firma bilançosunu Vergi Dairesi’ne bildirme zahmetine bile katlanmadı…
Elbette firmalar suçlu ama asıl suçlu devlet, bunları kontrol altına alamayan devlet…
İşte bu yasayla çok geçmişte de kalsa KKTC’de kazanılan paranın vergisi alınacak, bu firmalara süre tanınıp bilançolar istenecek ve yıllar sonra onların karşısına astronomik rakamlar çıkmayacak!
İkincisi;
Verginiz var ve kesinleşti…
Ama bir türlü çeşitli nedenlerden dolayı ödeyemediniz, işte bunun için bu madde kapsamındasınız ve ana parayı öderseniz kurtuldunuz.
6 ay taksit isterseniz yüzde 10 faiz ödeyeceksiniz, bir yıl faiz isterseniz yüzde 25 olacak bu rakam…
Ama taksitleri aksatırsanız başa dönülecek!
Fırtına koparan madde ise itirazlı vergiler;
Bazı korunmak istenen ya da öyle iddia edilen firmaların resen vergiler sonrası itiraz kapsamına alınmayacak olması…
Bütün kıyamet bundan kopuyor!
Vergi Dairesi bir takım tespitlerde bulunduğu halde bazı önemli firmalar bunu kabul etmiyor…
Bütün çabaları bir takım siyasileri de kullanarak bu kapsam altına girmek istemeleri…
Büyük paralar kazanmışlar ama geçmiş hükümet döneminde dost-ahbap ilişkileri nedeniyle bu paraların üstüne gidilmemiş…
Benim Zeren beyle yaptığım sohbetten sonra anladığım şu;
Şu anda devletin vergi kaybı yüzde 50’lerin üzerinde.
Bu yasayla bırakın her hangi bir şirketin korunması, yıllardır ödenmeyen vergi borçları şirketleri de çok zora sokmadan tahsil edilmek isteniyor…
Söylenenlerin aksine zenginleri korumak için değil, zenginlerden devletin vergisini alabilmesi için…
Bütün mesele bu!
 
 
 
 
Ercan’ın 16 milyon Euro’luk borcu!
 
Malumunuz Ercan satıldı ama alan firma 16 milyon Euro’luk KDV borcunu ödemedi ve konu mahkemeye taşındı.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi de devleti haklı bularak Ercan için haciz kararı çıkarttı. İlgili şirket de ara emri aldı…
Bilmediğimiz ise Ercan’ın patronun bu parayı ödemek için Maliye Bakanı’nı ziyareti ve bu parayı üç taksitte ödemek için imza atması…
Demek ki borcu sonunda kabul ettiler!
Ama Avukatları’nın ilginç bir iddiası var;
Maliye Bakanı Zeren Mungan şirket yetkilisini kandırdı ve imza attırdı!
Yani ödememek için yeni senaryolar…
Allah akıl fikir ihsan etsin…
 
 
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Aziz GÜRPINAR, yerli bankalarımızdan bir tanesinin patronu yanında çalışan bir kadına taciz girişiminde bulundu ve sonra da işten attı. Bu çaresiz kadın Çalışma Dairesi’ne şikayette bulunduğu halde şimdiye kadar hiçbir işlem yapılmadı ve kendisine mahkemeye git denildi…Haberiniz olsun istedik!
Sayın Derviş EROĞLU, size yakın olan üç firmanın vergi borcu nedeniyle vergi yasasını geri çevirdiğiniz iddiaları var. İsimler ben de var ama açıklamak bana düşmez. Bu arada yıllardan sonra ilk kez Erenköy Direnişi anma törenlerine katılmadınız bu da gözlerden kaçması…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, sahil projesini yürüten şirketin sözleşmesinin iptal edilip bir başka şirkete devredilmesi için yukarıdan epey baskı gördüğünüzü biz biliyoruz da si bu baskıya karşı nasıl bir duruş sergileyeceksiniz merak ettiğimiz konu bu…
Sayın Sibel SİBER, CTP-BG’nin yaptırdığı Cumhurbaşkanlığı adaylığına yönelik ankette birinci sırada çıktınız. Ama asıl sorun bundan sonra başlıyor. Sayın Talat’ı aday olmaması için nasıl ikna edecekler bu da büyük bir mesele!
Sayın Ersin TATAR, genel başkan adaylığı  için son günlerde tempoyu iyice arttırdığınız gözlemleniyor. Basın ve bürokrat ekibiniz çalışmalara başladı bile. Şimdi sıra delegeyi saflara çekmeye kaldı, hellim paralarını hazırlayın bakalım!
Sayın Bilal SAN, baskılar sonuç verdi ve nihayet Merkez Bankası başkan yardımcısını izinden döner dönmez yeni bir göreve verdiniz. Bankalarla arayı başka türlü de düzeltemezdiniz zaten, doğru karardı!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, siz genel başkan adaylığı konusunda her ne kadar ‘ilgilenmiyorum’ deseniz de, bölgedeki partilileriniz adaylığınız konusunda ısrarlı olacaklarını söylüyorlar.
Sayın Ümit SARRO, köy kahvesinde gidip de ‘başbakan kuyuyu bana verdi’ demeseydiniz bu olay ortaya çıkmayacaktı. Bir çuval inciri berbat ettiniz çok da iyi ettiniz. Şimdi ayıklayın bakalım pirincin taşlarını…
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, belediyenin son birkaç ayda ödeme zorluğu çektiği ve hatta müdürünüzün de bu nedenle ortada gözükmemek için mecburi tatile çıktığı iddiaları var. Bu konuda kamuoyuna bir açıklama yapmak ister miydiniz?
Sayın Mehmet ÇANGAR, Avukat Menteş Aziz, polisle işbirliği üzerine sizin adınızı da anmaya başladı ama siz bu konuda hala bir açıklama yapmadınız. Siz bu kadar büyük parayı sokağa atacak bir adam mısınız?
Sayın Sunat ATUN, artık bu işin gizli bir yanı kalmadı. Genel başkan adaylığı konusunda önemli bir taraftar kitlesine sahipsiniz ve denemekte de fayda var. Siz eter ki Resmiye hanımın desteğini alın gerisini düşünmeyin…
Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, Türkiye’den gelecek olan kaliteli suyla birlikte mısır üreticiliğine başlayacağınız ve mısır özü yağı ticareti yapacağınızı öğrendik. Bu işi ilk yapan köşeyi ciddi bir şekilde döner değil mi?
Sayın İrsen KÜÇÜK, UBP içinde ciddi bir Eroğlu karşıtı grup Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda propagandaya başladı bile. Bu arada basın mensupları ile meyhane gecelerine başladığınıza göre bu işin şakası kalmadı desenize…
Sayın Doğan BAĞKUR, bence de Türkiye tatiliniz sonrası mutlaka görüşmeliyiz. Hassasiyet gösterip mesaj gönderdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Adalet sağlanmazsa Yayla ve Akdeniz köylüleri su savaşına girecekler…
Sayın Ertan BİRİNCİ, İrsen Küçük’ün başbakan olduğu dönemde Turgay Konti ile birlikte Gönyeli’de bir iş adamının evinde yenen yemeğin resimlerinin servise hazırlandığını biliyor muydunuz? Konuşulanlar da kayıt altındaysa vay halinize!
Sayın Mehmet HARMANCI, yani gözümüz yok ama mal varlığınız da birçok kişinin ağzını sulandırdı. Allahtan geç olmadan açıkladınız da düşmana cephane vermeyerek hem akıllı hem de etik bir şey yaptınız…
Sayın Sezai SEZEN, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri de artık geride kaldı ve siz de üstünüze düşen görevi fazlasıyla yaptınız. İyi de bundan sonra ne yapacaksınız? Fırıncılığa geri mi döneceksiniz yoksa yeni bir iş koluna mı atılacaksınız?
Sayın Metin YALÇIN, dün Camelot Beach’e serinlemek için gitmişsiniz ama Erhan Başay tavlada sizi fena halde terletmiş ve sahilden erken ayrılmak zorunda kalmışsınız. Kendisi fena halde zar tutar bilmiyor muydunuz?
 
 
 
Günün Fıkrası
 
Hediye

Bir kadının bir süreliğine iş seyahati için İngiltere’ye gitmesi gerekmektedir. 
Kadının kocası eşini havaalanına kadar götürür. Karısı:
- "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere’den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar: 
- "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatım..." 
Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar.
2 hafta sonra adam karısını tekrar hava alanından almaya gider ve sorar: 
- "Hayatım gezin nasıldı?"
Karısı:
- "Teşekkür ederim hayatım çok güzeldi." Adam: 
- "Peki hediyem nerde?" Kadın:
- "Ne hediyesi?" Adam: - 
"Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..." Kadın: - 
"Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek için...