Hasan Erçakıca iyi yakalamış, mesajında diyor ki;
“Elektrik zammı, bu gün yürürlüğe girmiş. Hem de saat 00:00 itibarıyla...
Peki bu ölçüm nasıl olacak?
Bizim sayacın hangi numarada olduğunu nasıl bilecekler?
Bugün bu yağmurda bütün sayaçları ayni anda okuyacaklar mı?
Eskiden böyle sorular sormazdık;
ZAMMI YEYİNCE aklımız biraz olsun başımıza geldi. Şimdi soruyorum; bilen var mı?..”

Bu mesajı okur okumaz hemen bahçeye çıktım, elektrik kutusu açtım ve sayaçtaki rakamı yazdım…
Zamcı hükümete ve onun sayaç okuyucularına uyarımdır;
Zam olmadan önceki sayaçta 445146 rakamı vardı, bundan sonra ki sarfiyatta zamma el mahkum tamam ama, fazlasına şiddetle karşı çıkacağım, gerekirse mahkemeye gideceğim bilesiniz!
Tüm okurlara da öneririm hiç gecikmeden sayaçlarındaki rakamları bir köşeye yazsınlar, ne olur ne olmaz diye!

Şaka bir yana da Hasan abinin de gündeme getirdiği gibi zammın ayın ortasında uygulamaya geçirilmesinin ne alemi vardı?
15 gün daha bekleyip, şöyle doya doya elektrik sarfiyatı yapsak ne olurdu yani!
Demek ki durum gerçekten ciddi, gerçekten bunların kuruşları yok ve can havliyle halkın boğazına sarıldılar…
Oysa seçim öncesinde bize ne zam vaadinde bulundular, ne de bunu hükümet programında yazdılar…
Bari yazsalardı, başımıza gelecekleri bilir, duvarlara delik açar bir yerden odun sobası bulur ve kışın tadını çıkarırdık!

Ben bu yazıyı yazarken Sendikal Platform’un toplantısı devam ediyordu…
Son bir haftadır ülke zam haberleriyle kaynıyor ama maşallah bizim pek ateşli ve halkçı sendikalarımız ancak elektrik zammı yürürlüğe girdikten sonra toplanmayı başarıyor…
Öğlen dost yemekleri, akşam meyhane partileri, hafta sonu da araya mangal keyfi girince unutmuş olmalılar diye biraz olumlu düşüneyim dedim ama yapamadım!
Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra, bundan sonra bir karar üretseler ne olur, ondan da şüpheliyim!

Tesadüf bu ya;
Ben bu satırları yazarken, karşımdaki televizyonda Bakan Sennaroğlu neredeyse ağlayacak!
“Birkaç güne kadar para bulamazsak elektrikler kesilecek” diye feryat ediyor…
İyi de bana ne kardeşim?
Ben her ay faturamın bedelini ödüyor muyum ödemiyor muyum?
Ödemezsem gelin şalteri indiriyor musun indirmiyor musun?
Bu ne dilencilik böyle?
Sanki de tüm olanların nedeni vatandaşmış gibi, vatandaşa ağlamak bir bakana yakışır mı?
Hükümet oldunuz, başa geçtiniz, vatandaşın sorunlarını çözecek, UBP hükümetinin yarattığı tahribatı düzeltecek yerde, kalkıp ekranlarda ağlıyorsunuz…

Sevgili okurlar bu işin özeti şöyledir;
UBP döneminde hükümet Ankara Hükümeti ile protokol imzalamış ve Kıb-Tek’in özelleştirilmesine imza atmıştır.
Şimdi yeni hükümet göreve gelmiş ve birkaç saatlik maaş gecikmesiyle birlikte Ankara’nın ciddiyetini anlamış sonra da protokolü harfiyen uygulayacağını beyan etmiştir…
Bunu çıkıp adam gibi itiraf etseler belki bu kadar kızmayacağız ama bunlar kıvırdıkça artık gülünç hale düşmektedirler…
Daha mert ve cesur olmalarını beklerdik!


GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Zeren MUNGAN, Orman Dairesi’nden durdurulan 100 kadar sözleşmeli personel halen son maaşlarını alamadılar. Daire müdürünün yetkili olmadığı iddia ediliyor. Devreye girmenizi rica ettiler.

Sayın Pervin GÜRLER, tacizci polis olayıyla bizzat ilgilenip soruşturma başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Umarız en kısa zamanda soruşturma sonuçlanır ve vatandaşın mağduriyeti giderilir

Sayın Ahmet KAŞİF, uzun bir süredir yanmayan Mağusa-İskele yolundaki aydınlatma lambalarının tamiri konusunda mesajımızdan sonra ilgilenip hassasiyet gösterdiğiniz için teşekkür ederiz. Lambalar bu akşamdan itibaren yanmaya başlamış. Bölgeden teşekkür mesajlarınız geliyor…

Sayın Mehmet ÇAKICI, TDP kurultayında görevi Cemal beye devrettikten sonra soluğu Cadının Yeri’nde almışsınız. Ufak çaplı bir kutlama ile yeni bir hayata başladığınız söyleniyor. Hayırlı olsun…

Sayın Mehmet ÖZKARDAŞ, elektrik zammını mahkemeye taşıması için görüştüğünüz avukat sizden 10 bin TL isteyince gözleriniz fal taşı gibi açılmış diyorlar. Bu avukat da amma insafsızmış böyle değil mi?

Sayın Arif ALBAYRAK, siz hala zamlara eylem planını düşünedurun sizin geçmiş hükümet döneminde akaryakıt zammını protesto ettiğiniz ve üzerine bindiğiniz karakaçan gerçek sahibi ile Meclis’e doğru yürümeye başlamış bile.

Sayın Ertan BİRİNCİ, belediye başkan adaylığı konusunda haberi duyan telefonlara sarılmış. İsteyen de var istemeyen de…Aktif siyasete girecekseniz bütün bunlara alışık olacaksınız.

Sayın Ozan CEYHUN,
yıllar önce öncülük yaptığınız Cem Evi konusunda son yıllarda epey sessiz kaldınız. Madem ki bizimkilerden ses seda çıkmıyor şu Alman dostlarınızı bir devreye soksanız diyoruz.

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU,
taşımacılık sözleşmeleri konusunda uyarılarımızı dikkate alıp ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz. Madem ki söz konusu şahıs oradaki görevden alındı bizim için sorun yok demektir…

Sayın Kemal Deniz DANA, Kamu Hizmeti Komisyonu’na dilekçe vererek müşavir olmak istemediğinizi ve görev beklediğinizi resmen bildirmişsiniz. Darısı diğer müşavirlerin başına artık, tebrik ederiz…

Sayın Mehmet Ali TALAT
, siz her ne kadar CTP kurultayında taraf olmayacağınızı söyleseniz de bize gelen mesajlara bu açıklamanız kimseye inandırıcı gelmemiş. Haberiniz olsun istedik…

Sayın Mehmet DEMİRCİ, DP-UG ile dirsek temasında olduğunuz ve yakın bir zamanda rozet takacağınızı öğrendik. Zaten uzun zamandır beklenirdi bizim için sürpriz olmadı…

Sayın Suna SAĞIR, Mağusa Hastanesi yönetiminin hakkınızda başlattığı soruşturmada görev ihmali olmadığı ortaya çıkmış. Geçmiş olsun, umarız bir de özür dilemişlerdir.

Sayın Sunat ATUN, geçen yıl akaryakıt ithalatçısı iki firmaya ihale sonrası tanıdığınız bazı haklar mercek altına alınıyor. Kötü haberi bizden alın istedik.

Sayın Ersan SANER,
kurultay istihdamları konusunda yorum yaparken çok dikkatli olmaya özen göstermekte yarar var. Olay tam iki ucu pis değneğe benziyor, aman dikkat…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, avcılıktan ebediyen emekliye ayrıldığınızı hatta av tüfeğiniz de açık artırma ile satacağınızı duyduk. Belki de hayatınızda ki en doğru kararı verdiniz tebrik ederiz…





Günün Fıkrası

İlişki

Orta yaşlı çiftin dünyalar güzeli iki kızı vardı ama gönülleri bir erkek çocuk arzuluyordu hala. Son bir deneme yapmaya karar verdiler. Kadın hamile kaldı. Doğum günü sağlıklı bir erkek dünyaya geldiğini duyan baba neşeyle hastaneye koştu ama o güne dek gördüğü en çirkin bebekle karşılaştı.
Karısına: “İmkanı yok, bu bebeğin babası ben olamam. İki melek gibi kızdan sonra... Kızmayacağım, itiraf et, arkamdan bir işler çevirdin değil mi?” diye sordu.
Kadın tatlı bir gülümseme ile cevap verdi:
“Bu sefer değil hayatım.”