31 Ekim tarihi KKTC’nin en önemli partilerinden birisi olan UBP için tarihi bir gün olacak…
Genel başkanlığa aday sayısı şimdilik 6 oldu, devamı gelir mi bilmem!
Ama 18 vekilli partinin eğer üçte bir vekili genel başkanlık için aday olmuşsa sorun büyüktür, derindir ve endişe vericidir…
Önceki gün UBP’nin çok eskilerinden ve akil adam denilen çok değerli bir partili ile sohbet etme imkanım oldu…
Genel Başkan Hüseyin Özgürgün daha 12 yaşındayken tanımış kendisini ve ona olan sevgisini dile getirdi…
“Onun bir kez daha başkan olmasını isterim ama bu yöntemle değil” dedi…
Ve ekledi;
“Eğer demokrasi ayaklar altına alınırsa kazansa bile genel başkanlığı uzun sürmez hadi onu bir yana bırakın büyük zararı UBP görür…”
Hüseyin Özgürgün’ün son açıklaması eğer kurultay amaçlı değilse doğru bir tespittir…
Bana göre de 6 aday oturup aralarında bir uzlaşmaya varmazsa bölünme kaçınılmaz demektir!
Burada, UBP çok kez bölündü, çok partiler doğurdu diyebilirsiniz ama bu kez durum çok farklı ve UBP’nin kemik oyları  son üç seçimdir bir dağılma sürecine girdi!
31 Ekim kurultayı yanlış rayda yapılırsa bu süreç hızlanır ve yeni bir bölünme eski bölünmelere benzemez!
Çünkü o zaman genelde milliyetçilik söyleminin ardında duran partililerin şimdi asıl sorunları ekonomiktir…
Ve son üç seçimde partili artık eski sabit düşüncelerde olmadığını göstermiş ve uyarısını sandıkta yapmıştır…
Onun için ‘bölünme’ riski şimdi çok daha tehlikeli bir boyuta gelmiştir!
UBP’deki asıl sorun artık misyonunun sona doğru gelindiği yönündeki görüşlerin her geçen gün artmasıdır!
Ve bana göre de 31 Ekim kurultayı çok önemlidir ve yapılacak koltuk kavgalarının sonucunda kim kazanırsa kazansın bunun asıl kazanını olmayacaktır!
Bu kez de UBP hızla bir misyonunu yitirme sürecinin içinde kendini bulacak ortaya çıkan boşlukların da doldurulması hiç gecikmeyecektir!
Daha açık yazmak gerekirse artık hem partili hem partisiz kişiler bile parti böyle giderse seneye seçim olur ve Kudret Özersay da Başbakan olur demeye başlamıştır!
Sakın ne alaka demeyin!
Kendini yenileyemeyen, çağa ayak uyduramayan ve zorunlu değişimi yapamayan UBP’nin daha fazla yaşama şansı yoktur!
Kendi parti tabanı bile artık böyle düşünmeye başlamışsa artık, 6 aday bir an önce bir araya gelip, makam sevdalılığını bir yana bırakıp ‘önce partim’ bana göre ise de ‘önce ülkem’ demeyi başarabilmelidirler…
Bu anlı şanlı misyonun devam etmesini istiyorlarsa eğer!
 
 
RHA 3792 ve RHA 3498 hangi bakanlığın?
 
Bir okurumuz ciddi bir ihbarda bulundu;
Devlete ait olan RHA 3792 ile RHA 3498 plakalı araçların sivil plakaya çevrilip üst düzey bir yetkilinin aile fertlerinden bazılarının kullandığı şikayetinde bulundu…
Yine kendi dediğine göre RHA 3792 plakalı araç MC 785 nolu sivil plakaya çevrilmiş…
RHA 3498 plakalı araç ta KU 998 plakalı sivil araç şeklinde kullanılıyormuş. Hem de aile fertleri tarafından!
Hafta sonuna denk geldiği için detaylı araştıramadık ama buradan sesleniyoruz;
Eğer siz bir açıklama yapmazsanız hafta başı bu olayı biz çözeriz, uyarmadı demeyin!
 
 
“Seni kim üye yaptı?”
 
Girne’den UBP’li bir vatandaş aradı şikayetini dile getirdi;
Muhalif genel başkanlardan bir tanesi kendisini kurultay üyesi yapmış ve 31 Ekim’de oy kullanacakmış…
Ama son günlerde ilçe ve merkez parti binalarından ciddi baskılar yapıldığı ihbarında bulundu!
Gelen telefonlarda ilk olarak şu soru soruluyormuş;
“Seni kim üye yaptı?”
Diyor ki;
“Beni kimin üye yaptığını tabi ki söylemedim ama artık bu işin tadı iyice kaçtı!”
Kesinlikle doğru tespit…
 
 
Su şirketleri ne olacak?
 
Evin su depolarını dolduran tanker şoförü genç arkadaşlarla bahçede sohbetteyiz…
“Abi Türkiye’den su geliyormuş doğrumu?” diye sordu…
Ben de ‘doğru’ dedim!
İkinci sorusu şu oldu;
“Peki bizden su almayacak mısınız?”
“Niye alayım ki” diye cevapladım ve gülerek ekledim;
“Benden bu kadar para kazandığınız yeter!”
İşte o zaman can alıcı soru geldi;
“Peki bizim durumumuz ne olacak, bu sektörde yüzlerci kişi bu işten ekmek yiyor!”
İşte buna cevap veremedim;
Ve hala da düşünürüm!
 
Adaylar en çok buna bozuldu!
 
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün dedi ki;
“Zorlu Töre dışında bütün genel başkan adayları benden bakanlık istedi!”
Şimdi hem parti içinde hem de dışında en çok bu konu konuşuluyor…
Adayların hepsi de bakanlık istemediklerini zaten açıkladılar!
İyi de Özgürgün bu iddiasını niçin sürdürüyor?
Geçenlerde kendisine de sormuştum isimleri açıklasın diye!
“Şimdilik olmaz” dedi…
Acaba kurultay arifesinde mi açıklayacak diye düşünmeye başladım…
Bence de açıklamalı, ama hemen şimdi!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Kemal DÜRÜST, Güzelyurt Şehit Turgut İlkokulu’nda öğrencisi olan bir nenenin konuşmasına şahit oldum, burada öğrenci velilerinden giyim-kuşak ve bağış parası olarak 750 TL isteniyormuş. Bu arada nine de gazi maaşı ile geçiniyormuş! Hem bir bakan hem de bölgeli olarak bir araştırın bakalım!
Sayın Mehmet Ali TALAT, hükümet ortağınız UBP 2016 yılında sizin partinin işten attığı 88 partili genci yeniden istihdam etmeye çalışıyor. Bu konuda gayet ciddi gözüküyorlar, ortak kıyağı geçecek misiniz yoksa daha o günlere çok mu var diyeceksiniz?
Sayın Cemal ERDOĞAN, basın mensubu arkadaşlarımıza biraz daha hoşgörülü yaklaşmanızı bekliyoruz. Hele bazen tansiyonu öyle bir yükseltiyorsunuz ki çok da hoş kaçmıyor! Hadi bazı şirketlerden nemalananlar olsa tamam diyeceğiz ama bu kez çok yanıldınız! Biraz daha ılımlı olmanızı diliyoruz!
Sayın Hüseyin ÖZEL, küçük bir rahatsızlık geçirip bir süre hastanede yatacağınızı üzülerek öğrendik. Ya nazara geldiniz ya da bu kadar çok çalışıp yorgun düştünüz. Büyük geçmiş olsun diyoruz…
Sayın Metin KARADERİ, Başbakanın talimatıyla personele çok ciddi uyarılarda bulunarak büyük bir sorumluluğun altına girdiniz. İşiniz çok kolay değil ama özellikle disipline önem veren çalışanlar bu talimattan epey memnun oldu, kolay gelsin!
Sayın İsmail ARTER, oğlanı üniversiteye kaydettirmek için şu sıralar Manisa’da olduğunuzu öğrendik. Allah zihin açıklığı nasip etsin…Bu arada çarşıdan çok sayıda mesir macunu satın alırken görülmüşsünüz…Özellikle erkek dostlarınız yaşadı desenize…
Sayın Cemil KARZAOĞLU, Orman Müdürlüğü atamanız kesin olunca dün sabahın ilk saatlerinde çalışanları toplayıp ciddi bir toplantı yaparak aylar sonra ilk icraatı yapmışsınız. Bu arada dairede ciddi disiplin önlemleri alacağınız da konuşuluyor, bizce hiç mahsuru yok!
Sayın Katip DEMİR, yeni Mercedes aracınızı bankaya 117 bin TL borçlanarak aldığınızı öğrendik. Allah iyi kazasız belasız sürüşler nasip etsin. Bu arada gözü olanların gözünü çıkarmak için Birkan akıtmakta yarar görüyoruz…
Sayın Hüseyin PAŞA, son iki güne kadar Kıb-Tek yönetim kurulu üyeliğinde sizin adınız geçiyordu ama birileri öyle bir parmak attı ki her şey ters yüz oldu. Hani olmayacak işte bir hayır vardır derler ya en azından başınız rahat olacak…
Sayın Bülent GÜNKUT, bazı eski dostlarınız öyle bir operasyon başlattı ki size bir daha organizasyon vermemeye kararlı görülüyorlar. Demek ki dostluk filan çoktan bitmiş de sizin haberiniz olmamış değil mi?
Sayın Kudret ÖZERSAY, müzakerecilik görevi yaparken Cumhurbaşkanlığına eşini istihdam edemeyen bir vatandaş şimdi bunun  intikamı için kalem sallıyormuş. Desenize doğru yoldasınız. Önünüz her geçen gün açılıyor, yıldızınız parlıyor, teslim olmak yok!
Sayın Mehmet ÖZKARDAŞ, sendika üyelerinizin dairelerde yaşadıkları haksızlıların hat safhaya çıktığı söyleniyor. Ne yazık ki artık ülkede dingil filan kalmadı koptu gitti! Bazı olayları bize de pas ederseniz işbirliği yapabiliriz!
Sayın Ahmet KAPTAN, yeni binanız hayırlı ve uğurlu olsun. Ziyaret edenler çok beğenmiş diyorlar. Beni asıl düşündüren nedir biliyor musunuz? Bir çok sendikamız çağdaş binalara sahip olurken devlet kurumlarının binaları niçin bu kadar bakımsız ve ilgisiz?
Sayın Ali KAPLAN, devlet okullarına ilgisiz kalınca Şht. Karter İlkokulu’nu veliler olarak iki günde cennete çevirdiğinizi öğrendik. Ellerinize sağlık, umarız diğer okul aile birlikleri de bu yöntem ile öğrencilere layık okullar yaratırlar…