Kamu maliyesi bu sene hiç de fena değil…

Geçen yıla göre gelirlerde yüzde 20’ye yakın da gelir artışı var!

Bu da iyi haber de, peki özellikle Maliye Bakanı Denktaş sürekli olarak niye 2019 yılının ilk 6 ayı çok iç açıcı olmayacak diye sızlanıyor…

Gelirler iyi, artık iç harcamaları ve maaşları kendi gelirlerimizden ödemeye başladık, daha ne isteyelim ki!

Kazın ayağı öyle değil işte…

Türkiye’den kaynak akışı olmazsa olmaz!

Böyle alıştırıldık çünkü…

Devlet kendi iç harcamalarını bir şekilde hallediyor ama dışarıya borcu tavan yapmış durumda!

Başta da müteahhitlere…

Diğer iş insanlarına!

Onlar biraz daha ödenmezse ki çoğu artık batma noktasına kadar geldiler kepenkleri indirip sokaklara dökülecekler…

Çünkü başka şansları da yok!

Türkiye’den kaynak akışının durmasında hep yeni sistemi suçlu gösteriyorlar…

Türkiye’de sistem değişti böyle oldu!

Yani nasıl bir sistemse artık bu…

Kaynak akışı tamamen durdu, ekonomi kilitlenmek üzere, memur maaşlarını ödemek de çok bir şeye yaramıyor!

Memur mutlu mesut da…

Ya özel sektör!

Onların derdine kim derman bulacak…

Tabi ki Türkiye kaynakları çünkü başka bir alternatif yok!

Ama gelin görün ki yeni sistem bir türlü devreye girmeyince, durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor…

Çünkü Türkiye’deki yasalara göre gerekli protokoller imzalanmadığı müddetçe yurt dışı kaynaklar ödenmiyor!

Basacaksın imzayı alacaksın parayı…

İkinci bir alternatif yok!

Peki protokollerin imzalanması için ne gerekli?

Türkiye’deki teknik heyetin buraya gelmesi…

Bizimkiler dört gözle bekliyor bu meşhur heyeti ama ne gelen var ne de giden!

Daha da kötüsü;

Buraya gönderilecek olan teknik heyet belirlenmemiş bile!

Bu da demektir ki;

Bizim hükümetin kaynak akışı konusunda muhatabı yok…

Muhatap olmayınca da doğal olarak musluk da kapalı!

Görünürde de şu hakim;

Bekleyelim bekleyeceğimiz kadar!

İyi de gelmiyor işte…

Bu gidişle hiç gelmeyecek çünkü daha sistem yerine oturmadı Türkiye’de!

Yakında bekledik de gelmedi şarkısını mı söylemeye hazırlanıyoruz…

Hükümet işte bu konuda pısırık davranıyor!

Sin da geçsin modunda…

Yanlış yapıyor!

Gidecek Ankara’ya derdini anlatacak adam gibi…

Benim gelirim memur cumhuriyeti olduğumuz için sadece memur maaşlarına yetiyor diyecek!

Özel sektörün içler acısı durumunu koyacak ortaya…

Gönderin artık şu teknik heyeti diyerek biraz da aceleci olacak!

Kendini anlatabilirse ne ala…

Belki birileri çıkar dertlerini dinler ve haklı olur ve buraya bir teknik heyet gönderir!

İmzalar atılır ve kaynak akışı da başlar…

Bu pısırıklıkla bir yere varılmayacağı kesin…

Niye gidip dertlerini anlatmıyorlar ki!

Korktukları nedir?

Orada tepki göreceklerini mi zannediyorlar yoksa…

Yıllardır bu böyle gelmiş böyle de gidecek gibi görülüyor!

Türkiye’den kaynak gelmezse gün gelir işler tıkanır ve içinden çıkılmaz bir hale gelir…

Sonra sadece değil 2019 yılı ondan sonraki yıllar da zehir zindan olur Kıbrıs Türküne!

Biraz cesaret lütfen…

Teknik heyet hala belirlenmemiş ve buraya gönderilmemişse gidip durumun vahametini anlatıp acil çağrısıyla isteyeceksin!

O zaman da olmazsa çıkıp halkın karşısında durumu tüm şeffaflığıyla anlatırsın olur biter…

Şu teknik heyet ömür boyu belirlenmeyecek bir şey değil ki!

Hadi kıpırdanın biraz…

Önder marketleri çalışanların yatırımlarını yapmıyor mu!

“Kendisinin ve ailesinin iki dudağı arasındaki işlerini kaybetmemek için işçilerin söyleyemediğini söylemek de, emekçilerin partisi olarak bize düşüyor. Sosyal Sigorta, yanınızda çalışıp servetinize servet katan işçileriniz için her şeydir Gülşah Hanım. Hasta oldukları zaman hastaneden bakınabilmek demektir, ilaç alabilmek için imkan demektir, hamile kalındığında güvence demektir, gözlük kullanan için ışık demektir, yaşlılıkta emeklilik demektir, evlilikte yardım demektir, ölümde cenaze masrafları demektir, kaza durumunda güvence demektir!

Üstelik Gülşah Hanım; işçilerinizin emek vererek, alın teri dökerek hakkı olan hizmetlere erişimini engelleyen bu tutumunuz sadece sizin yanınızda çalışan kişilere zarar vermiyor. Bu tutumunuzla, toplum menfaatlerine, de zarar veriyorsunuz, yasal yükümlülüklerinizi yerine getirmeyerek suç işliyorsunuz... Umarız bu söylediklerimizi anlamakta güçlük çekmiyorsunuzdur!”

(Münür RAHVANCIOĞLU)

Sadece Merak İşte?

Sahi suçlu kim?

Aşırı yağmur ve ardından gelen sel baskınları…

Haliyle bu durumdan şikayetçi olmayan kimse yok ama!

En anlamlı soru da MDP’den geldi…

Meteoroloji Dairesi geçen haftadan uyardığı halde niye önlem alınmadı!

Bu konuda görevini aksatan, zamanında önlem alınması sağlamayan bürokratlar kimler?

Doğrusu güzel soru…

Her sel baskını sonrası sayıp söveceğimize bunlardan sorumlu makamlardan hesap sorulması en doğrusu olacaktır!

Ankara Rumları tanır mı?

Belki de tarihte ilk kez bir siyasetçimiz bu öneride bulunuyor…

Ankara artık Rum kesimini tanımalıdır diyor Serdar Denktaş!

Belli ki bildiği bir şey var…

Birçoğunun bilmediği!

Garip olan ise, ilk kez yapılan böyle önemli bir açıklamanın medyada ve kamuoyunda yeteri kadar yer bulmaması…

Özersay Cumhurbaşkanı olmak istiyor mu?

Ortada bir türlü senaryolar uçuşuyor…

HP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olup UBP ile ortaklık kuracakmış filan diye!

Bunu iktidar hırsıyla yanıp tutuşanların çıkardığını biliyoruz da…

Bir sorsalar ya Özersay’a!

Gerçekten Cumhurbaşkanı olmak için yanıp tutuşuyor mu diye…

Genç, enerjik ve vizyon sahibi birisi niye ülke yönetiminde olmak varken Saray’a çakılıp kalsın ki!

Hak böyle aranır!

Öğretmenler Kooperatifi Bankası modaya uyup diğer bankaların yaptığı gibi geçmiş TL borçlarının kredi faizi miktarını artırınca bir gurup öğretmen hak aramak için mahkeme yolunu seçti ve kazandılar da…

Mahkeme bu konuda bir ara emri alarak en azından şimdilik işlemler eski sistem üzerinden olacak!

Hak aramanın güzelliği de burada yatıyor zaten…

Birkaç kişi birleşip sadece şikayet etmek hiçbir işe yaramıyor!

Hakkın verilmeyeceğini her zaman alınacağını unutmamak gerek…

MESAJ KUTUSU

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞU, sizin şu kırbaç meselesi döndü dolaştı ve sizin işletmelerin sırtında tınlamaya başladı…Sahibi olduğunuz işletmelerdeki çalışanların yatırımları konusunda da detaylı bir açıklama şart oldu değil mi?

Sayın Ali PİLLİ, bölgenizdeki bazı partililer sıkı muhalefete başladılar ve özellikle de muayenehanenizi mercek altına aldılar. İkinci iş konusunda umarız faka basmazsınız zira rakipler bu kez fazlasıyla kararlı gözüküyorlar!

Sayın Mustafa AKINCI, ortalığı karıştırmak isteyen malum çevreler Ankara tarafından by-pass edildiğinizi gündeme getirdiklerine göre bu konuda bir açıklama ihtiyacı duyuyor musunuz? Zira bazıları da onları sizin konuşturduğunuzu iddia etmeye başladılar!

Sayın Ahmet YÖNLÜER, Din İşleri Dairesi hakkındaki iddialarınız oradaki bazı kişileri fazlasıyla endişelendirmişe benziyor ki karşı atağa geçtiler! Bu arada eski çamaşırları ortaya dökeceklerini iddia edenler bile yok değil haberiniz olsun istedik!

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, geçmiş dönemlerde verile kırsal kesim arsalarına bir çok hak sahibinin bina yapmadığını hatta bazılarının da arazileri başka şahıslara sattığını biliyor muydunuz? Konuya hassasiyet göstermeniz bekleniyor…

Sayın Erçin TEKAKPINAR, atama-görevden alma meselesi artık kabak tadı verince pılıyı pırtıyı toplayıp makam odasını tamamen boşaltmışsınız! Yani iyi bile dayanmıştınız, şimdi artık şömine başında keyif çıkarma sırası size de gelmiş oldu değil mi?

 Sayın Raif İlker BURAN, her zamanki gibi hava tahminlerinde yanılmadınız ve gerekli uyarıları günler öncesinde yaptınız ama bizim hantal devlet yapısı zamanında önlem almayınca ortaya çıkan tablo ortada değil mi? Size ve ekibinize tebrikler…

Sayın Ahmet HAVUTÇU, görenler emekli olduktan sonra epey kilo aldığınız ve yüzünüze de renk geldiğini söylüyorlar. Bu arada zamanınızı bahçe işlerine ayırdığınızı ve organik tarım için terlediğinizi duyduk, komşuları da unutmazsınız değil mi?

Sayın Hasan KARAOKÇU, azimli davranıp bina için bastırınca hükümet sonunda pes etti ve bu konuda bir binayı uyuşturucu bağımlıları için ayırdı. Biraz geç ve güç oldu ama buna da şükür etmek gerek artık…

Sayın Ödül MUHTAROĞLU, hayat pahalılığı bu kez eksi çıkınca yine aynı çevreler sırf muhalefet olsun diye feryadı figana başladılar! Gelin en iyisi bu konuda bir daha açıklama yapmayın ki sizin de keyfiniz kaçmasın!

Sayın Bayram KARAMAN, bazı siyasiler Dome Otel konusunda özellikle de vergi konusunda çeşitli sorular sormaya başladıklarına göre kamuoyunu bilgilendirmek için bir açıklama yapma zamanı gelmedi mi? Düşünün deriz!

Sayın Salih KAYIM, Res-Bir başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Restorancıların büyük kriz yaşadığı böyle bir dönemde üzerinize büyük sorumluluk aldınız, sektörün yaşaması için çok ciddi önlemler almanız bekleniyor, bu vizyonda zaten sizde var değil mi?

Sayın Hasan ERÇEN, kokoreç işi nihayet başlamış ve satışların da bir hayli iyi gittiği söyleniyor. Yakın dostlarınız pek yakında mangal başı partiniz vermenizi bekliyorlar söylemedi demeyin olur mu? Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Akay CEMAL, sizin için yetiştirdiğim özel organik rokalar ne yazık ki son yağmurların gazabına uğradı ve bütün emekler boşa gitti. Baklaların durumu için de daha konuşmak erken biraz bekleyeceğiz artık…

Sayın Muslu AKGÜNEY, işletmeciliğini yaptığınız ve epey de başarılı olduğunuz restoran sahili ile yolları ayırıp şahsınıza özel bir işletme açmak için kolları sıvadığınız konuşuluyor. Demek ki artık kendi patronunuz olmaya karar verdiniz desenize, hayırlı olsun…

Sayın Asil NADİR, pek yakında üçüncü erkek babası olacağınızı duyduk, tebrik ederiz. Muhakkak ki yeni bebek sizin de dünyaya bakış açısını olumlu olarak değiştirecektir. Minik yavruya şimdiden bir ömür boyu sağlık ve mutluluk dolu bir yaşam dileriz…