Öncelikle verdiği mücadeleden dolayı Tamay Soysan’ı tebrik ederim.
Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (TEL-SEN) Başkanı Tamay Soysan, siyasiler tarafından ortaya atılan kamu-özel ortaklığı tartışmalarına tepki göstererek bir mücadele başlattı. Bu mücadelede gelmiş geçmiş hükümetlerin ilgisiz olduğunu ve yatırım yapmadıklarından yakındı.
Haklıdır.
Hükümetler gözden çıkardığı her kuruma karşı ilgisiz ve duyarsızdır. Bu yüzden de havaya yatırım yapmak külfet olacağından hiçbir yatırım da yapmamıştır.
Telefon Dairesi’nin yılda 55 Milyon TL kadar geliri var. Bunu dile getiren Soysan GSM operatörlerinin de yapılan araştırmalara göre 800 bin abonesi olduğunu ve yılda 1 milyar TL gelir elde ettiğini dile getirdi ve telefon Dairesi’nin nelerden feragat ettiğini de vurgulamayı ihmal etmedi.

Doğrudur. Bu ülkede GSM operatörlerinin elde ettiği gelir tartışılmaz derecede yüksektir ama faturalara baktığımız zaman utanç verici ve ibretlik bir durumla daha karşılaşıyoruz. Yani devlet GSM operatörlerinden konuşmanın karşılığında %40’lara varan vergi alarak kendi kasasına koyuyor. Yani özel şirketlere de destekten çok köstek olarak işi yürüten devlet, sırf özelleştirmeyi de kendi kasasını düşündüğü için ön koşuyor ve savunuyor.

Gelelim Telekomünikasyon Dairesi’ndeki rezalete. Aslında okuduğum zaman neden kurumların özelleştirilmesi şart onu daha iyi anlıyorum. Normalde kurumlarımıza sahip çıkmamız gerektiğini savunan bir kişiyken, her gün duyduğumuz ve okuduğumuz haberlerden dolayı özelleştirilmenin daha akılcı olduğuna inananlardan oldum.
Yani devletin bu tür kurumlarında çalışan memurlar; kafasına göre mesai yaparak, dilediği zaman izin kullanabiliyor. Hatta birçoğu her istediği zaman sahte hastalık raporu götürüp, işin durmasından bile rahatsız olmuyor.

En büyük sorun da iş takipsizliği ve zamanında iş bitirmeme gibi sorunların devlete ne kadar külfet yarattığıdır. Halka hizmetin as olduğu kurumlarda maalesef ve maalesef memur zihniyeti çerçevesinde iş yürütülmekte ve yeterli çaba harcanmadığı gibi halka istenilen hizmet de verilememektedir. Özlem duyulan hizmetin verilmesi ve sürdürülebilir bir yapı için özelleştirme belki de kaçınılmazdır. İşte Tamay Soysan, dünkü haber de tam bunun örneğidir. Çocukları karne alacağı için daireyi terk edenler ve ihbar vermeden vatandaşın hattını keserek herkesi mağdur eden memurlar, bu zihniyet ile bir yere varılamayacağını kanıtlamıştır.

Savunduklarınız var, ama savunduklarınız hata yapmadığı sürece siz halkı yanınıza alabilir ve destek görebilirsiniz. Eğer kurumlarınızda çalışması gereken saatlerde memur bulunmazsa, sistem yoksa ve yürütmede sorun varsa olayın boyutu değişir. Eğer direndiğiniz şey sizin için gerçekten önemliyse öncelikle ve öncelikle kendi kurumlarınıza sahip çıkarken, sahip çıktıklarınız da sizi utandırmayacak duruş sergilemelidir. Bizden söylemesi.