Kocaman okyanusları düşündünüz mü hiç , gözlerinizi kapatıp bir deniz kenarında dalgaların sahile vurduğu ve sadece köpük seslerinin olduğu bir yerde.

Öylece oturup bir taşın üzerine , dalgaların sesini en son ne zaman dinlediniz ?

Ne ülke siyasetini,ne ekonomik sorunları ne de kriminal olayları düşünmeden ,ne zaman oturdunuz sadece kendiniz için !

Hiçbir şeyden endişe duymadan ne zaman sevdiniz ,koşulsuz ne zaman dertleştiniz birileriyle?

Sanırım 10-12 gündür yazı yazmıyorum sebebi, inanmadığım yada hissetmediğim hiçbir şeyi paylaşmak istememdir.

Eğer bu ülkede bir çok şey vatandaşın iradesi dışında oluyorsa ve biz bunu benimsemiş isek , öyleyse fikir ve duygularımızın paylaşımını da kendi irademizle yapmak elimizde olmalı diye düşünüyorum.

Ve tekrar konumuza dönecek olursak , ben uzun bir süredir her birimizin kendimize zaman ayırmadığımızı fark ettim.Son dönemlerde kime merhaba nasılsın desem , bir çoğu ne olsun uğraşma , iş ,güç işte derken bir çok kişi de başlıyor vallahi ne sen sor ne ben söyleyeyim diye söze ve gerisi geliyor memleket sorunu bitmez işte devam eden sohbetlerde . ..

Bilen bilmeyen ,konusu olan olmayan herkesin her konuda bir fikri var (!)

Herkes bir konuda değil her konuda (iş,siyaset,kurultay,aşk,para,okul ..vs..) konuşuyor ,konuşuyor,konuşuyor ….Ama dinlemiyor !

Bu on günlük süre içerisinde sadece dinledim ,gözlemledim ve sustum ; bence siz de deneyin sessizliğin güzelliğini fark edeceksiniz.

Hafta içinde yoğun bir günün ardından eve geldiğimde büyük bir sessizlik hakimdi birden bozmak istemedim ne televizyon açtım,ne internete bağlandım ne de elimdeki gazetenin köşe yazarlarını okudum hiçbir şey yapmadan öylece koltuğun üzerinde bağdaç kurup oturdum ,oturma odasının ortasında duran masanın üzerindeki küçük kavanozun içindeki mavi küçük balık takıldı gözüme , o kadar sessizdi ki orda ne yaptığını bakmadan göremezsiniz , bakmak gerçekten nereye baktığımızı bilerek mi bakıyoruz etrafımıza , baktığımız yerde ne olduğunun farkında mıyız ?

Bütün gece kavanozdaki mavi balığı izledim , önce kendisi için ayrılmış dar alanda suyun dibine indi ,sonra yukarı ,sonra sağa döndü ,ardından ani bir hamleyle sola …

Sonra suyun ortasından çark edip camın kenarına gelip durdu renkli taşları uzun kuyruğu ile süpürdü ve yeniden cama gelip öylece durdu .

Onu izlerken büyük okyanusları düşündüm , oralarda yaşayan özgür mavi balıkları , burada olmak onun seçimi miydi ? Acaba camın kenarından oturma odasına baktığında ne görüyordu , sonsuzluk mu ?

O kavanozdan çıkmak gibi bir şansı olsaydı çıkarmaydı ölmek uğruna ?
Alıp denize götürüp bırakasım geldi ama deniz onun için ölüm demekti , tatlı su balıkları tuzlu suda yaşayabilir miydi?

Peki birilerine yada bir şeylere bağlı yaşamak ,gerçekten yaşamak mıdır ? Konuşabilse neyi tercih ederdi acaba ?

Hayatta bir çok şeyin cevabı olduğuna inan biri olarak küçücük mavi bir balık bana aslında bazen ,bazı soruların cevaplarını hiçbir zaman öğrenemeyeceğimi öğretti.

Siz bugün kendiniz için ne öğrendiniz ?