Hafızaları bir yoklayalım;
Şu anda Türkiye Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, bundan iki sene önce KKTC’ye gelip çeşitli açılışlara katılırken yanında bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na doğum tarihini sormuştu.
Derviş bey de 7 Mart 1938 dedikten sonra Tayyip bey kendisini izleyenlere şu şekilde konuşmuştu;
7 Mart 2014 tarihinde KKTC’de Türkiye’den su gelecek…
Sayın Erdoğan’ın verdiği tarihten tam 5 ay geçti ama su halen gelmedi…
Şimdi bize söylenen Kasım aylarında Türkiye’den su gelecek…
Bizim takıntımız burada Tayyip beyin verdiği tarih filan değildir…
Bir kere Türkiye’den buraya getirilecek olan su meselesi öyle çocuk oyuncağı bir şey değildir.
Dünyada ilk kez denenen bir yöntem ve başarılı olmasını gönülden isteriz…
Ve inancımız odur ki Türkiye’den buraya gelecek olan su ile bir çok sorun çözülecek belki de bu Kıbrıs sorununun çözümüne de katkı koyacak, ekonomik açıdan da eğer iyi kullanılırsa büyük yenilikler getirecektir…
Örneğin Kasım değil de 2015’in ilk aylarında gelse de benim bir itirazım olamaz…
Olamaz, çünkü suyla birlikte ülkeye hayat da gelecektir…
Gelin görün ki Türkiye’den buraya gelecek su konusu bile bizim içimizde bir şekilde speküle edilmektedir…
Kimi ekolojik dengeyi bozacağını söylerken kimi de Türkiye’ye bağımlılığın artacağı endişesi taşımaktadır…
Hele de bazı belediyeler özelleşme korkusu ile gelirlerinin elinden alınacağı iddiasıyla şimdiden su konusuna şüpheli bakmaya başlamışlardır…
Yani, suyun gelecek olmasına toplumsal olarak değil siyasi ve biraz da menfaatler açısından bakılmaya başlanmıştır…
Benim bildiğim şudur;
KKTC’nin gelecek olan su konusunda her hangi bir politikası olmadığı için suyu getiren Türkiye burada da dağıtım işlerini üstlenecek daha sonra da bu suyun ne için kullanılacağına karar verecektir…
Bunda haklıdır, çünkü eğer sizin yönetici diye geçinenleriniz böyle bir fırsatı bile değerlendiremeyip topu Türkiye’nin kucağına atmış ve bu işten elini eteğini çekmiştir…
Kimsenin bundan sonra bir itirazı ya da kafa tutması gibi bir lüksü yoktur…
Tek bir kuruş bile beklemeyen Türkiye burada suyu da yönetecek ve bunun ekonomiye nasıl yansıtılacağının plan ve projesini yapacaktır…
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı’nın Türkiye’den gelecek olan suyla ilgili hata sonu basında yayınlanan açıklaması da dikkat çekicidir…
Bir kere sayın Bakırcı’ya şunu sormak isterim;
Bu açıklama ansızın nereden çıkmıştır?
Niçin sadece BRT’ye yapılmıştır?
Talep BRT’den mi gelmiştir yoksa kendi isteğiyle mi böyle bir açıklama yapmıştır?
Sonra;
Sayın Bakırcı, gelecek suyun maliyetinin pahalı olacağını ifade etmiştir?
Bunu neye göre hesaplamıştır?
Daha da önemlisi, önceki yapılan açıklamalarda suyun maliyetinin eskisinden daha fazla olmayacağı defalarca tekrarlandığı halde şimdi ne olmuştur da maliyetlerin pahalı olacağı ortaya çıkmıştır?
Bütün bunlar son günlerde benim kafamı kurcalayan sorunlardır…
Biri açıklarsa ve bana da anlatırsa sevinirim!
 
 
DAÜ rektörü neden atanmıyor?
 
Size göre nedir bilmem ama bana göre DAÜ rektörü işinde başarılıdır…
Olaya düz mantık olarak bakarsanız DAÜ’nün özelikle son iki yıllık verileri gelen öğrenci sayısı hep olumlu gelişmelerdir…
Abdullah hoca imkanları dahilinde DAÜ’yü bir yere taşımış ve şimdi bir kez daha atanmayı beklemektedir…
Peki DAÜ VYK’sı Abdullah hocayı seçimdeki olumlu sonuçlara rağmen niçin atamamaktadır?
Bu konuda bir çok iddia var;
En önemlisi de bir siyasetçinin DAÜ’ye bir partilisini istihdam ettirmek istemesidir…
İsmi şimdilik biz de kalsın ama eğer atamama kararı gerçekten de bu ise yazık ki ne yazık!
 
 
Altınbaş-Macit kapışması!
 
Dün Vakkas Altınbaş’a biraz çatmıştık;
Volkan gazetesini niçin susturmak istediğini sorduk…
Telefonda da kendisine sorduk;
Volkan gazetesinden ne istiyorsun diye!
Şiddetle reddetti…
“Ben hiçbir gazetenin kapanması için bir şey yapmam” dedi..
Hüseyin Macit ile ilgili başka iddialarda da bulundu…
Söylediğine göre Hüseyin Macit kendinden ciddi bir miktarda para istemiş ve o da kubul etmeyince yayınlara başlamış…
Ama Hüseyin Macit öyle demiyor;
Dün onunla da telefonda görüştük ve iddiaları yalanladı…
“Altınlar’ hakkında açıklama yapsın dedi!
Hani şu Ercan’da yakalanan kaçak altınlar…
Şimdi ikisine de birer soru;
Sayın Vakkas Altınbaş, Ercan’da yakalanan altınlar sizin mi?
Ve Hüseyin Macit;
Vakkas Altınbaş size Vakıflar Bankası’ndan aldığınız kredide kefil oldu mu?
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Mehmet Ali TALAT, CTP’yu bulunduğu dağınık durumdan toplamak için bir takım girişimlerde bulunmaya başladığınızı ve bu konuda inisiyatif aldığınızı öğrendik. İyi de oldu çünkü partinin akil adamlara en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyoruz…
Sayın Ömer KALYONCU, CTP genel başkanlığı için bu kez ciddi bir şekilde kolları sıvadığınız ve kulislere başladığınız söyleniyor. En doğal hakkınız ama zaman ve zemin uygun değil gibi görülüyor. Yine de siz bilirsiniz!
Sayın Derviş EROĞLU, Cumhurbaşkanı adayları arasında en fazla sizin anket yaptırdığınız gözlemleniyormuş. Bir çoğunda Sibel hanımın ilk sırada olduğu doğru mu? Benim içimden bir ses siz aday olmayacaksınız diyor ama yine de belli olmaz değil mi?
Sayın Halil ORUN, 2015 Nisan ayının gelmesi için gün saydığınız ve Derviş beye karşı bilendiğinizi duyduk. Siz mülayim birisinizdir intikamın da soğuk yenen bir yemek olduğunu bilirsiniz muhakkak!
Sayın Hamit BAKIRCI, Akdeniz sahillerinin koruma altına alınması için her hangi bir atılımda bulundunuz mu? Burada durum içler acısı ve sizin gibi çevre dostu birine ihtiyacı var. Bu arada Orman Müdürünüz başınızı çok ağrıtacağa benziyor bizden uyarması!
Sayın Osman UZUN, Devlet piyangoları konusunda yazdığımız yazıdan dolayı bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz. En kısa zamanda kahve içmeye gelip açıklamanızı alacağız.
Sayın Sıdıka ELBASAN, TC emekliliği konusunda sıkıntısı olan vatandaşın ismi bana geldi. Yusuf Özer beyin çeşitli iddiaları var konuyu en kısa zamanda çözmenizi bekliyor. Başaracağınızdan eminiz…
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, belediyede kaç tane danışmanınızın olduğu tartışma yarattı. Hangi konularda danışıyorsunuz, ne kadar ücret ödüyorsunuz kamuoyuyla paylaşırsanız söylentilerin de önünü kesmiş olacaksınız!
Sayın Songuç KÜRŞAD, tartışmalı atama konusunda ciddi bir araştırma içine girdiğinizi ve çok yakında basın toplantısı yapacağınızı duyduk. Görenler size zehir hafiye demeye başladı. Bakalım bu işin altından ne çıkacak?
Sayın Tunç ERTAN, Nuhun Gemisi gibi bir turizm şaheseri yarattınız ama  susuzluk yüzünden bütün çimleri kuruttunuz! Sahi KKTC gibi sorunlarla dolu bir ülkeye yatırım yapmak aklınıza nereden geldi ki? Gençliğinize yazık oluyor…
Sayın Hulusi MANİSOY, festival konusunda öyle bir inat yaptınız ki hayretler içinde kaldık. Eğer geçmiş festivallerde bir yolsuzluk ve hırsızlık olduysa da açıklayın lütfen, gerçekler gizli kalmasın!
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Cumartesi günü kızınız Peri’yi nişanlayacağınızı duyduk. Kız evladı vermek biraz zor gelir insana ama torunları kucağa aldığınız zaman bütün dertlerinizi unutursunuz. Genç çifte şimdiden bir ömür boyu mutluluklar dileriz…
Sayın Resmiye CANALTAY, Ocak ayında torun geleceği için şu anki küçük arabanızı satın daha büyüğünü almak için galerileri gezerken görülmüşsünüz. Hele bir dünyaya gelsin bakın masraflarınız nasıl katlanacak. Bu arada laf aramızda ninelik de size epey yakışacak değil mi?
Sayın Mehmet ERKUL, sizin kız üniversiteyi İzmir’de kazanınca yollara düşüp sokak sokak kiralık ev aradığınızı duyduk. Onlar vatana ve millete hayırlı evlatlar olsun da siz her türlü cefaya katlanırız değil mi? Allah zihin açıklığı versin, artık siz de yarı İzmirli oldunuz…
Sayın Cemal SARIÇİZMELİ, Perşembe ziyaretleri halkla ilişkiler konusunda hayi verimli bir etkinlik olacak ama ara sıra da bölgede sorunlarla boğuşan otelleri ziyaret etmekte yarar görüyoruz. Hepsi de kapatıp kaçmayı düşünüyor bilesiniz!
Sayın Mustafa ÖZSOY, asker basası olarak göğsünüzü gere gere gezdiğiniz söyleniyor. Her Türk asker doğduğuna göre mutlu olmamak elde olmasa gerek değil mi? Asker karavanasının yararlı olacağından hiç kuşkunuz olmasın…
 
 
 
Günün Fıkrası
 
Karımın kocası

Adamın biri bir mezarın başında kendini yerden yere atarak
ağlıyormuş:
-"Sen daha ölmemeliydin. Önünde uzun yıllar vardı. Öldün,
hepimizin felaketi oldu!"
Manzaraya dayanamayan mezarcı adamın yanına gelmiş:
-"Ne oldu kardeşin mi, baban mı, başın sağolsun?"
-"Hayır. Karımın ilk kocası!"