Örneğin bir marketin oto parkındasınız…
Başka bir sürücü ile yer kavgasına başladınız!
Adam size öyle küfürler öyle hakaretler etti ki bunu duyan üçüncü bir şahıs varsa ve size şahit olursa, siz de bu olayı mahkemeye taşırsanız kazanmama şansınız hiç yok…
Ama para cezası, ama hapis cezası ama özür dileme!
Sonuçta ülkede yaşayan herkesin hakkı yasalarla korunur ve insanlara sözlü tecavüz bir suçtur ve ödenmesi gereken bir bedel vardır…
Onun için önemlidir, insan ağzından çıkan kelimelere daha fazla özen gösterecek, çünkü bir kere çıkmaya görsün artık!
Ama sosyal medya denilen tek dişi kalmış canavar öyle mi…
Küfürün, hakaretin ve bel altı vurmanın haddi hesabı yok!
Hadi burada fikirler çarpışsa tamam diyeceğiz ama ortada fikir filan yok…
Karşısındakinin görüşünü hazmedemeyen basıyor en ağır hakaretleri!
Hem de ulu orta…
İşin ilginç yanı sokakta bu sözlü tartışmalar ceza sebebiyken, sosyal medyada her şey mubah!
Çünkü çok konuşuldu, çok tartışıldı ama bilişim yasası bir türlü hayata geçirilmedi…
Böyle olunca da sosyal medya kahramanları türedi!
Hepsi de sanki fenomen…
Tek amaçları saldırmak ve beğeni toplamak!
Bundan ne kazançları varsa artık…
Aslında birçoğu ruh hastası, günlük hayatta iki kelimeyi bir araya getiremeyenler!
Biraz geç oldu ama…
Nihayet Bilişim Yasası bütçe görüşmelerinden hemen sonra meclise sunuluyormuş!
Buna en fazla sınırsız özgürlüğe inananlar üzüleceğe benziyor…
Oysa sınırsız özgürlük diye bir kavram dünyanın hiçbir yerinde yok!
Birinin özgürlüğünün başladığı yerde benim özgürlüğüm biter…
Bunu fikirler için söylemiyorum!
İçinde hakaret teşkil etmedikçe, fikir özgürlüğünden yanayım…
Ama işte sosyal medya öyle değil!
Güzel fikir tartışmaları olsa da çirkin küfür ve hakaretler daha ağır basıyor…
Ruh hali bozuk, gerçek hayatta bir baltaya sahip olamamış insanlar sanki de intikamını sosyal medyada alıyorlar!
Ve Meclis’te temsil eden siyasi partiler…
Sözümüz hepinizedir!
Çünkü sosyal medyada bu ağır hakaret ve küfürlerden en fazla siz payınızı alıyorsunuz…
Sizi bir yana bırakıp, eşlerinize, çocuklarınıza kadar yayıldı bu çirkinlik…
Tamam ben de siyasilere çok kızgınım, Kıbrıs Türkünü layıkıyla yönetemiyor diye ama ne birine sövmüşlüğüm vardır ne de ağır bir hakaret etmişliğim!
Ayrıca bunu yazılarıma taşırsam bunu bedelini mahkemelerde bir şekilde öderim…
Ama işte sosyal medya öyle değil!
İnsanlar yasanın da olmadığını iyi kullanıp içindeki kin ve nefreti öncelikle sizlere kusuyor…
Bunun içindir bütçe bittikten sonra madem ki bu yasa görüşülmek için nihayet Meclis’e geliyor öncelikle sizlerin sahip çıkması ve bunu ivedilikle yürürlüğe girmesini yine siz sağlayacaksınız!
Top sizin kucağınızdadır artık…
 
 
Denktaş ‘hayır’ dedikçe!
 
Serdar Denktaş olası bir referandum olursa ‘hayır’ diyeceğini fazla dile getirmeye başladı…
Bu şaka gibi bir şey!
Sanki de insanları tahrik ediyor…
‘Evet’ desinler diye!
Önümüzdeki günlerde çok 5’li konferansın yapılacağı çok önemli bir Cenevre zirvesi var ve bunu bile beklemeden kamuoyunu ‘hayır’ demeye yöneltmek de neyin nesi…
O ‘hayır’ dedikçe, ‘evet’ diyecek olanların sayısının artacağını bilmiyor mu!
Bir  devlet adamı bu kadar ön yargılı olabilir mi…
Bize göre olmamalıdır!
Burada bir hatırlatma yapmak isteriz;
2004 yılında Annan Planı referandumunda DP’nin yaptığı örgüt anketlerinde yüzde 70’e yakın partili ‘hayır’ derken niçin ‘hayır’ kararı almamış ve sonuç yüzde 50’dir diye partilisini serbest bırakmıştır!
Bu arada;
Serdar bey böyle açıklamalara devam ederse benim oyum ‘evet’ olacaktır…
Biline!
 
 
Yerli ürünlere ne oluyor!
 
Tarım Bakanlığının ürün denetlemeleri konusundaki son açıklaması…
“28 ithal ürünün 24’ü temiz. 43 yerli ürünün 34’ü temiz…”
İyi ki denetleniyor!
Ama vatandaş tedirgin…
Kanserden ölümlerin tavan yaptığı ülkemizde ürünlerde bu kadar limit üstü kalıntıların bulunması bile kanser hastalıkları ile mücadelenin zayıf olduğunu gösteriyor!
Birileri kolay yoldan para kazanmak için basıyor zirai ilaçları ama ülkenin geleceğini düşünmüyor…
Bu arada bir soru;
Daha önceleri ürünlerinde limit üstü kalıntı bulanan üreticilerin isimleri deşifre edilirken bundan niye vazgeçildi!
 
 
Kaya Artemis’e yeni kıyak!
 
Buradaki işletmelerin arkasında siyasi güçleri olunca bunu bir şekilde kullanıyorlar…
Hükümet yeni bir önerge hazırlıyormuş!
Kaya Artemis’i illa ki ihya edecekler ya…
Girne’de hali arazi olan yüzlerce dönümü bu şirkete verirken Girne Belediyesi’ne de bir sus payı olarak Mete Atanır sahasının yanında küçük bir araziyi tahsis etmeye hazırlanılıyormuş!
Başka iddialar da var ama…
Şimdilik biz de kalacak çünkü teyide muhtaç bilgiler bunlar!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Serdar DENKTAŞ, olası bir referandumda siz kamuoyunu ‘hayır’a yöneltmeye böyle devam ederseniz ‘evet’cilerin sayısı daha fazla olacak gibi görülüyor. Bir devlet adamı bu kadar önyargılı olup vatandaşı ‘tahrik’ etmemeli diye düşünüyoruz!
Sayın Kemal DÜRÜST, sosyal medyada size bel altı vurup hakaret edenleri şikayet edince polis de onların cep telefonlarını toplamaya başlamış. Bu arada panik olan bazıları araya dostlar koyup affetmenizi bekliyormuş! Son karar yine sizin artık!
Sayın Kemal Deniz DANA, sizin Turizm Bakanlığı Müsteşarıyken Kıbrıs Türküne hakaret etti diye odanızdan kovduklarınız yine peydahlandı ve bu kez başka bakanları kullanmaya başladılar. Şu evrakları bir ortaya dökseniz ne iyi olur değil mi!
Sayın Fikri ATAOĞLU, Kumyalı’daki alçak orman arazisinin ne idüğü belli olmayan bir yabancı şirkete kiralanması olay oldu ama sizden hala detaylı bir açıklama çıkmadı! Sadece uyarma ihtiyacı hissettik ileride zan altında kalmayasınız diye!
Sayın Emine DİZDARLI, Kumyalı sahilleri yasalar ayaklar altına alınarak birilerine peşkeş çekiliyor ve burada sizin sorumluluğunuz da ön plana çıkıyor. Adamlar tek bir izin almadan betonları döktüler bile haberiniz olsun istedik!
Sayın Ahmet KAPTAN, Sendikal Platformun sivil itaatsizlik eylemini kaldırmasında en büyük payın sizde olduğu söyleniyor. Halkın genelini memnun eden bir karardı değil mi! Bu arada sendikalara güven konusunda da önemli bir adım atılmış oldu!
Sayın Yeşim ÖREK, muhterem babanızın kabri için geçmiş yıllarda birlikte çok mücadele ettik ve bir şeyler de yaptık ama görünen o ki bu devlet kendi içinden çıkan değerlere sahip çıkmamakta kararlı gözüküyor değil mi!
Sayın Bumin PAŞA, Girne Posta Dairesi’nin son bir yıldır alıcılara mektup dağıtmadıkları yönünde ihbarlar yapılmaya başlandı. Konuyu masaya yatırmanız ve soruşturma başlatmanız isteniyor! Eğer doğruysa durumlar çok vahim demektir…
Sayın Rauf- Hakan ATAÖV, dostlarınızla ayran içmiş olacaksınız ki şu sıralar epey ayrı düştünüz! Bazıları fena içerliyor ve makamların geçici olduğunu hatırlatıyorlar! Acaba ne demek istiyorlar dersiniz!
Sayın Hakan DİNÇOĞLU, yani siz de olmasanız Meclis’te çevre konularını irdeleyen neredeyse kimse olmayacaktı! Özellikle Teknecik’e hala bir filtrenin takılmamış olması büyük bir skandaldır ama kimin umurunda!
Sayın Salih BEYOĞLU, aile fertlerinden birinin başına gelenleri duyunca derecesiz üzüntü duyduk. Umarız en kısa zamanda sağlığına kavuşur ve karanlık günler çok geride kalır. Toplum olarak ne yazık ki herkes bu tür olaylarla karşılaşabilir değil mi!
Sayın Kazım ANT, uzun süre oldu bir türlü buluşup kavuşamadık. Bu arada şu sıralar ciddi bir sessizlik içindesiniz! Hayırdır inşallah,  ters giden bir şeyler yoktur değil mi! En kısa zamanda buluşup dertleşmek ümidiyle…
Sayın Aşkan İLGEN, bazı savcı arkadaşların hadlerini aşarak bazı suçlular konusunda devreye girmeleri çok da hoş bir davranış biçimi değil! Çok yakında konuyu size aktarmak için bir kahve içmeye geleceğiz şimdiden söylemiş olalım…
Sayın Emir ERTORUN, uzun bir mücadele sonrasında Bakan Ertuğruloğlu sizi Dışişleri Bakanlığı bünyesine kazandırmış ve bu konudaki amaca ulaşılmış. Bu arada ajanstaki nöbetlerinize devam etmeniz de doğru olan bir davranıştı, hayırlı olsun…
Sayın Ziya EMİR, çok daha iyi haber kokusu almak için Ankara’da burun ameliyatı olduğunuz söyleniyor. Büyük geçmiş olsun, umarız bundan böyle sadece haber değil başka konularda da daha iyi koku alırsınız…
Sayın Soner KARASALİH, tahinliyi 8 TL’den alınca fena halde öfkelenip sosyal medyayı ayağa kaldırdığınız söyleniyor. 50 kuruşa çörecik al, evde üstüne tahin ve pekmez dök, hem daha lezzetli hem de ucuza geliyor…
Sayın Aydın BAHRİ, nişan yüzüğü tamama ama bu işleri fazla uzatmaya da gelmez değil mi! Nikah tarihini yoksa daha almadınız mı! Şaka bir yana bir ömür boyu sağlıklı ve mutlu bir gelecek dileriz. Allah utandırmasın artık…