Çiftçiler Birliği’ni ikna ettiniz ama üretici ikna olur mu? İşte esas soru bu.

Geçtiğimiz gün Çiftçiler Birliği bir takım sıkıntıları ele alarak Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu’na rest çekmişti. Hatta 16 Haziran tarihinde de eylem hazırlıklarını açıklamış ve hodri meydan demişti.

Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde üreticiye sıcak davranmayı tercih ederek, hafta sonu birliğe bir ziyaret gerçekleştirdi. Yani son dakikaya kadar bekledi ve Çiftçiler Birliği’nin aldığı kararı çürütmek için büyük bir çaba sarf etti. Neden mi? Çünkü yerel seçimler öncesi üreticileri karşısına almak istemedi.

Doğrudan gelir desteği ve kuraklık için kaynak arayışı içine giren bakan Sennaroğlu, henüz netleşmeyen bir gerekçe ile eylemin durdurulmasını talep etti.
Üretici durumun farkındadır. Hayali hiçbir şeye güvenilmeyeceğini de bilmektedir. Bugün çiftçilerin ve hayvancıların batmasındaki en büyük etken olan kuraklık için çözüm bulamayan Sennaroğlu, umudunu Türkiye’ye bağladı. Bu hafta içerisinde Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret sonunda umarım eli kolu dolu döner yoksa üreticiler konuyu kolay kolay kabullenecek gibi durmuyor.

Üreticilerin beklentisi bakanın verdiği sözü yerine getirmesidir.

Türkiye’ye umut bağlayan bakan Sennaroğlu, umarım kısa sürede bu sorunu çözer ve 16 Haziran tarihinde yapılması engellenen eylem için daha ileriki bir tarih sıkıntı yaratmaz. Eylemin Yerel seçimler içerisinde gerçekleşmesi halinde üreticilerin tepkisini toplayacak olan Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, tüm bu yaşananları hafif atlatacak gibi de durmuyor.

Süreklilik için öncelikli iş KKTC’de tarım politikalarının geliştirilmesidir. Yani hem çiftçi hem de hayvancının yaşadığı sıkıntılar git gide üreticiyi bitirme noktasına taşımıştır. Bugün ülkenin en önemli geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık artık cazibesini yitirmiştir. Bu bağlamda bu alanda faaliyet gösteren tüm üreticiler yavaş yavaş küçülerek kendi hayatlarını daim ettirmek adına geçim derdine düştü. Hal böyleyken büyük üreticilerle rekabet edemeyen küçük üreticilerin yaşam savaşı vermesi çok uzun süreli değildir.

İşte tam bu alanda sıkıntıları çözmek adına Türkiye’yi çare olarak gören bakanlarımız kendi ülkelerindeki tarım ve hayvancılık politikalarını geliştirmek adına bir çaba gösterdiği de söylenemez.

Umarım Sayın Bakan Türkiye dönüşü üreticilerimize müjdeli haberlerle gelir ve yok olmakla karşı karşıya kalan üreticilerimize umut doğar yoksa değil üreticimiz, koltuğunda rahat oturan bakanın da akıbeti belli olmayacak.