Toplum olarak dört gözle bekliyoruz…
Sağlıkta bir an önce reform yapılmalıdır!
Daha ne kadar bekleyeceğiz bilmiyorum ama beklemekten başka bir şansımız yok gibi…
Bakın size şimdi bir doktor arkadaşımızın bana gönderdiği mesajı sizinle paylaşayım;
Levent Bey, günaydın.
Bugün, bir hastamın devlet hastanesinden ilacının aynen bu şekilde verildiğini öğrendim. Bazen plastik kutuda, bazen karton kutuda verilirdi. Hastamız, bu şekilde de verilmeye devam ettiğini söyledi.
Sağlıkta reformu külahıma anlat demekten başka bir şey aklıma gelmiyor!”
Maalesef durum sevgili okurlar…
Burada paylaştığımız resim bile yoruma gerek bırakmıyor!
Sağlıkta kendimizi bildik bileli reform söylemleri…
Kağıttan bir külah içinde birkaç hap!
Bizimkilerin sağlık anlayışları bu olsa gerek…
Sağlıkta reformu külahlıma anlat!
İster beğen ister beğenme…
Beğenmezsen özel hastaneler seni bekliyor!
Önceki gün devletten emekli olmuş çok değerli bir hekim abimizle sohbetteyiz…
Yaşı gelmiş devletten emekli etmişler kendini, hem de mesleğinin en verimli döneminde!
Onu emekli etmişler ama yerine kimseyi bulamıyorlar…
Bulamayınca da özele saldırdılar, part time hekim istiyorlar!
Hatta açıklama yapıyorlar, eğer devlete hekim istihdamı olmazsa Türkiye’den 15 bin TL’ye hekim getirecekler diye!
Ama bizim kendi hekimlerimize 3 bin 600 TL değer biçiyorlar…
Emekli hekim ağabeyimiz bunu yorumluyor;
“Ne artık buradan hekim bulabilirler ne de Türkiye’den” diye sitem ediyor!
Doğrudur;
KKTC’de çok acil olarak sağlık reformuna ihtiyaç vardır!
Şu anki sistemde ne hasta memnundur, ne hekim ne hemşire ne de diğer sağlık çalışanları!
Bakanlığın memnuniyetsizliği de zaten ortadayken…
İyi de neyi bekliyorsunuz!
Her kesimin şikayetçi olduğu bir sistemi yeniden kuracak olan yine o her kesimdir…
Kimse bilmem uzayın derinliklerinden gelip de bizim sistemi kuracak değil ya!
 
 
 
Kaymakamı hasta ettiler!
 
Dipkarpaz’da Alltınkumsal diye bilinen bölgede ilginç olaylar yaşanıyor…
Burada kaçak yapılaşmayı önlemek için İskele Kaymakamlığı bir takım önlemler aldı ve kaçak yapıların yıkılmasına karar verdi!
Ahmet Cenk Musaoğulları  CTP’nin oraya atadığı bir kaymakamdı…
Şimdi ise bu kararı ile CTP ile karşı karşıya kaldı!
Bölge milletvekilleri de dahil CTP’li üst düzey yöneticiler kaçak yapıların yıkılmaması ve kararın kaldırılması için kaymakama ciddi bir baskı oluşturmaya başladılar…
Kaymakam bu baskılara dayanamadı ve şu anda hastanede yatıyor!
CTP’liler böyle bir yasa dışılığa nasıl onay verirler, bu konuda kendi atadıkları kaymakama baskı yaparlar anlamak gerçekten güç!
 
 
Hangi polislerin av ruhsatı yok!
 
Araştırmaya değer bir konu;
Ama bunu bizim değil polis teşkilatımızın araştırması, soruşturması ve sonuçlandırması gerek!
Polis çalışanları yasaların üzerinde midir?
Kesinlikle hayır!
O zaman niçin birçok polis arkadaş av tüfekleri için ruhsat çıkarmamaktadır!
Kendilerini bu konuda ayrıcalıklı mı görmektedirler acaba?
Elbette polis üst düzey yetkililerinin bundan haberi yok!
Ama şimdi oldu işte…
Buyurun göreve lütfen!
 
 
Yemeyin birbirinizi!
 
Önce K.T.Televizyoncular Birliği’ni kurdular…
Sonra çeşitli temaslar yaparak özel televizyonların ayakta kalması için isteklerde bulundular…
Şimdi de birbirlerine düştüler!
KKTC’de yayın yapan özel televizyon temsilci ya da sahipleri arasında ciddi bir kavga başladı!
Herkes birbirini suçluyor ağır ithamlarda bulunuyor…
Düşünemedikleri tek konu şu;
Bu kavga kimin işine yarıyor!
Lütfen gereksiz yere yemeyin birbirinizi…
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Ahmet Cenk MUSAOĞULLARI, Altınkumsal’daki kaçak yapıları yıkma kararı başta sizin parti üst düzey yetkililerinin tepkilerine neden olunca üzüntüden hastanelik olduğunuzu üzülerek öğrendik. Menfaatlerin başladığı yerde siyaset bitiyor desenize! Büyük geçmiş olsun…
Sayın Asım AKANSOY, biraz geç de olsa Girne’deki çarpık yapılaşmaya müdahale doğru karardı. Cesur kararınızdan dolayı tebrik ederiz…Bir de araştırın bakalım 10 katlı binaları sizin partiden kimler dikiyor! Birkaç tanesini buradan deşifre etmemizi ister misiniz?
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, yine bize polis çalışanlarından verilen bilgiye göre birçok polis arkadaşın av tüfekleri için ruhsat almadığı iddia ediliyor. Araştırmaya değer bir konu değil mi? Hassasiyet göstereceğinizden hiç kuşkumuz yoktur…
Sayın Biray DELİCEIRMAK, kazı kazan biletlerinde kazanan kartların para iadesi konusunda bazı çalışanlar bayilere zorluk çıkarıyormuş. Kazanan vatandaşlar kartların parasını aynı bayiden almak zorundalar mı? Bir el atıverin lütfen…
Sayın Metin KARADERİ, kamu iş yerlerinde bir takım denetimlerde bulunmanız ülke genelinde epey memnuniyet yarattı. Ancak müdürü olduğunuz dairede de bazı çalışanların kılık kıyafetlerine de bir el atmanız bekleniyor!
Sayın Ömer TAZEOĞLU, Lefkoşa trafikte görevli genç arkadaşları bir uyarın lütfen…O formayı giydikleri için kendilerini kovboy sananlar bile var! Bir çoğunun halkla ilişkileri epey zayıf gözüküyor!
Sayın Fuat NAMSOY, Lapta genelinde kapalı alanlarda ciddi bir dezenfeksiyon operasyonu başlatmanız bölge halkını derecesiz memnun etmiş ki teşekkür mesajlarınız geliyor. Aman ilgili firmayı uyarın ki dozu fazla kaçırmasınlar olur mu?
Sayın Oshan SABIRLI, televizyon yöneticileri arasındaki karşılıklı söylemleri biraz daha manşetten vermeye devam ederseniz çok yakında basın organları arasında ciddi bir savaş çıkacak gibi görülüyor. Aman gözünüzü seveyim biraz tansiyonu dürmekte yarar var!
Sayın Devrim BARÇIN, ülkede belki de ilk kez bir sendika yöneticisi sendikal popülizmden bahsediyor değil mi? Meslektaşlarınızdan belki de tepki alabilirsiniz ama doğru yoldasınız. Her konuda olduğu gibi sendikal platformda da neştere ihtiyaç var!
Sayın Faiz SUCUOĞLU, bakanlığınıza bağlı dairelerde Personel Dairesi denetimi istemeniz gayet memnuniyet vericidir ama ha keşke bunu sizin kendi müdürleriniz yapsa daha doğru olmaz mıydı? Yine de tebrikler…
Sayın Ertan BİRİNCİ, sizin üniversite konusu ciddiyet kazanınca muhalifler de sıraya girmeye başladı diye duyduk…Bakalım bu yola çıkmayasınız diye önünüze ne gibi takozlar koyacaklar! Gazanız mübarek olsun, Allah utandırmasın artık!
Sayın Kudret ÖZERSAY, açıklama ve basın bildirileriyle nokta atışı yapıyorsunuz ama özellikle basın bildirilerinin imzasız olduğu gözlerden kaçmıyor. Adınız eskiyecek diye korkuyorsanız merak etmeyin aksine daha da göz doldurursunuz!
Sayın Günay KİBRİT, engelli park yerlerine gösterilen saygısızlık konusunda ne kadar şikayetçi olsanız yerden göğe kadar haklısınız. Bu arada bu işi iyice abartan ve olmadığı halde aracında engelli kartı taşıyanların olduğunu biliyor muydunuz? Olacak şey değil doğrusu!
Sayın Mehmet HASGÜLER, yani sanki de koca Lefkoşa’da yürüyecek başka açık alan kalmamış gibi illa ki Taksim sahasını tercih etmenizin ardında başka bir neden yok değil mi? Biraz daha bu nedenle savaş bile çıkarsa şaşmayacağız!