Seçim geride kaldı… Dedikodularla, tahminlerle yürütülen bir seçim sonrasında bir netice ortaya çıktı. Ve şimdi hayat kaldığı yerden devam ediyor. Partiler kendi içindeki revizyonu gerçekleştirmek adına kurultay tarihlerini belirledi, erkene aldı. Daha iyi bir gelecek adına çalışması gereken siyasetçiler için önemli bir fırsat doğdu. Artık saklambaç oynama zamanı değil. Birilerinin çıkıp partisine sahip çıkma zamanı. Bugün yapılması gereken en akıllıca iş yeni yüzlerle akıllıca bir toparlanmadır. Önümüzdeki süreç çok önemli.

Yaşanan çirkin bir seçim süreci oldu. Sataşmalar, iftiralar, yalanlar dolanlar… Sağda önemli bir kesim Eroğlu’nu istemedi, desteklemedi. Bunun nedenlerini tartışmak yerine bugün Eroğlu’nun olmadığı bir UBP’nin nasıl toparlanacağını konuşmak doğru olur. En büyük siyasi partilerden biri olan UBP, geçmişi geride bırakarak ileriye bakmalıdır. Alınacak doğru kararla sağdaki lider boşluğunun doldurulması kaçınılmazdır. 31 Ekim günü olan Kurultay tarihine kadar yaşanacak süreçte elbette ki toparlanmalar olacaktır. Bazı köklü isimlerin parti içinde önemli etkisi olduğunu düşünüyorum. Bunca yıl geri planda kalmış, Eroğlu ile sorunları olan isimlerin de parti içinde aktif görevler üstleneceği kesindir. Genel başkanlık gibi büyük sorumluluk isteyen göreve talip isimlerin öncelikle o koltuğa oturabilecek siyasi gücü olması gerektiğine inanıyorum.

UBP, kişisel kavgaların yaşanacağı savaş alanı değildir. UBP içerisinde bir boşluk doğdu. Özgürgün genel başkanlık koltuğunda oturduğu sürece UBP bir adım ileriye gidemez. Özgürgün ‘istifa kolay’ açıklaması yaparak bir gaf daha yapmıştır. Hâlbuki bugün onurunu gururunu hiçe sayan Özgürgün için 31 Ekim tarihi bir gün olacaktır. Siyasi alandaki başarısızlığına nokta koymak Özgürgün için en doğru karar olacaktır. Genel başkanlık koltuğuna talip isimler arasında göze en çarpıcı gelen isimlerden biri de Tahsin Ertuğruloğlu’dur. Zamanında Eroğlu ile sorun yaşamış ve ister istemez geri plana itilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi boyunca Eroğlu’na değil ama kendi adına çalışanlar oldu. Kurultay hesabı yaparak kendi çıkarlarını düşünenlerin hesabı halkın takdirine kalmıştır. Bazı isimlerin önceliği Genel Başkanlık koltuğudur. Kim kendini öne çıkarmışsa ve kim kendi için çalışmışsa 31 Ekim tarihindeki seçim kendi seçimi olmayacaktır. Yaşananların farkında olmayanlar var. O ya da bu şekilde birçok isim ön plana çıkmak adına çalışmaya başladı bile. Bu seçim kavga ya da hesaplaşma seçimi değildir. UBP adına bir şeyler yapma, toparlanma, güçlenme ve bir olma seçimidir.

Genel başkanlık koltuğuna oturacak ismin örgütlerinden tutun da vekillerine, partili seçmenlerine kadar herkesle iyi bir diyalogu, bilgisi ve donanımı olmalıdır. Sırf koltuk uğruna Genel Başkanlığı hobi olarak yapan ve kendi çıkarları uğruna partisini hiçe sayan siyasiler kaybetmeye mahkûmdur. Bu yüzden alternatif isimler değil, liderlik vasıflarına haiz ismin sağın lideri olarak Genel başkanlık koltuğuna oturması kaçınılmazdır.