Diyalog TV başta olmak üzere KKTC paketinden yayın yapan bir kaç kanalın iki gündür ekranları karardı...
RTÜK, bu kanallara iki satır yazıp kapatılma kararı aldığını açıklamış!
Aslında bir kaç değil Türkiye genelinde 150 kadar kanalın kapatıldığını duyduk...
Onların gerekçesi ne bilmiyoruz!
Ama anladığımız kadarıyla bizim kanalları kapatma nedeni bile açık seçik değil...
Daha da kötüsü kapatma gerekçelerin ardında siyasi bir takım nedenler yattığı iddia ediliyor!
Birisi Besim Tibuk'un diğerleri Ali Özmen Safa'nın...
Geçmişten kalan bir meselenin hesaplaşması mı diye düşünmemek elde değil!
...
Hadi RTÜK'ün bilmem neresi kalktı bizim kanalları kapatma kararı aldı...
İyi de bundan niçin bizdeki YYK'nın haberi olmadı!
RTÜK Türkiye'nin bir kuruluysa bizdeki de refik de YYK değil mi!
Hadi onu da takmadılar bu ülkenin yasal organları, yetkili bakanlıkları var!
Onları da mı takmıyor RTÜK!
Kendini KKTC devletinin üstünde mi görüyor yoksa...
Bu kanallar hangi yasa dışılıkta bulunmuşlardır da ekranları kararmıştır!
Onlarca basın emekçisinin çalıştığı, evine ekmek götürdüğü hem de bir basın organının kapatılması bu kadar kolay bir şey mi!
...
Duyduğumuza göre Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu duyarlılık gösterip Türkiye'deki refiki Binali Yıldırım'ı aramış konuyla ilgili...
Daha doğrusu aramaya çalışmış!
Ama ulaşamamış bile...
Demek ki KKTC'nin bir bakanı istediği zaman Türkiye'nin bir bakanına anında ulaşamıyor!
Ya da bazı konuları bakan ile değil alt düzeyde yetkililerle görüşebiliyor..
Bunu da kabul etmemiz mümkün değildir!
Hoş RTÜK'ün bile şamar oğlanı olduktan sonra bakanın şamar oğlanı durumuna düşmeyi yadırgamamak lazım değil mi ama!
...
Son iki gündür basını daha bir dikkatli takip ediyorum...
RTÜK'ün gazabına uğramayan diğer basın yayın organlarının konuya tepkisi ne diye!
Koskocaman bir sıfır!
Hepsi kabuğuna çekilmiş olayları bizim gibi sadece takip ediyorlar...
Ne bir açıklama var ne bir destek ne de bir eleştiri!
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" modunda hepsi...
Hadi yılan şimdilik size dokunmadı, peki yarın yeni kurban siz olursanız ne yapacaksınız!
Ekranları kararan bir takım kanallar ve onları sadece izlemekle yetinen başka kanallar...
Sadece ve sadece susuyorlar!
...
Ne yazık ki Kıbrıs Türk basınının en büyük sorunudur bu...
Sahiplenme yok, koruma yok, kucaklama yok, sıkıntıları paylaşma yok!
Kim bilir belki de aksine bu işten gizi mutluluk duyuyorlardır...
Onlar kapansın da pasta biraz daha büyüsün diye!
Gazetecilik ruhuna yakışmaz böyle şeyler...
Bugün sana yarın bana da olur diye düşünmek gerek!
Basın elbette dördüncü kuvvettir ama bireysel değil de toplumsal olursa...
 
 
 
 
Ahmet Okan gibi bir şahsiyete yakışmadı!
 
Böyle çirkin bir yazıyı Ahmet Okan değil de bir başkası yazsa bu kadar umurum olmazdı...
Onun gibi bir şahsiyet nasıl olur da böyle bir yazı kaleme alır hayretler içindeyim!
Tayyip beyle bir sıkıntısı olabilir, görüşleri örtüşmeyebilir anlarız ama bu adada yaşayan yıllar önce Anadolu'dan gelip burayı vatan bilen, vatandaş olan insanları bu kadar aşağılaması hiç yakışık almadı!
Kendince Tayyip beyi cevapladı ama burada kendisine sevgi ve saygı duyanları yaraladı!
Hem de derinden...
Türkiye'den buraya gelip vatandaş olanların hepsini birer suç potansiyeli ilan etti!
Ve gazetesi de böyle tahrikkar bir yazıyı yayınladı...
Ne kendisine ne de gazetesine yakışmadı!
 
 
Meclis heyetinin Bursa'da işi ne!
 
Yani hiç kusura bakmayın...
Hadi Ankara'ya gidip üst düzey temaslar yaptınız!
Ana-yavru ilişkilerine perçin vurdunuz...
İyi de Bursa'da işiniz neydi!
Hem de memleket tam bir ateş çemberinden geçerken!
Sadece şunu bilmenizi isterim ki;
Ülkede ciddi bir kaos yaşanırken Bursa'da İskender kebap ziyafetleriniz burada sadece halkın gözüne batıyor!
 
 
“TDP’nin farkı bu mu?”
 
“Bak şu Harmancı ne diyor...Sendika ve çalışanlar fedakarlık yapması gerekiyormuş.Niye?Maaşları ödemeyecek duruma gelecekmiş...Aday oldu zaman bir sürü sözler verdi.Yeni iş alanları yaratacakmış ve belediye para kazanacakmış.Hiç insanların maaşına göz dikecek söylemedi...
Bulutoğluları kolları sallayarak sokaklarda, belediye batırmasını yardım edenler halen yönetim kadrosunda veya belediyede sıcacıkta.Usulsüz kadrolar hakkında hiç bir şey yapılmadı...Bu pahalılıkta çalışanların onun için fedakarlık yapsınmış!
Sormazlar mı:sen aday olurken onların maaşlara mı güvendin?
Ya TDP nin farkı bu mu?”
 
(Lica Şemmedi)
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Kıbrıs Sigorta, Koop-Bank ve Kıb-Tek’te işler hiç de iyi gitmiyor. Kıbrıs Sigorta UBP’li yönetim kurulu üyelerinin Pazartesi günü bu görevlerinden istifa edeceğini biliyor muydunuz?
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, KKTC’li bir bakan Türkiyeli bir bakanla istediği zaman görüşemiyorsa burada büyük bir sorun var demektir. Televizyon kanallarının temsilcileri bir ekip kurarak Ankara’ya göndermenizi bekliyor.
Sayın Sami DİLEK, sendikanın bazı yönetim kurulu üyelerinin eşleriyle birlikte Türkiye ziyaretine gidecek olmalarına yoğun tepki mesajları almaya başladık. Bu ziyaretin Sevgililer Günü’ne denk gelmesi acaba rastlantı mı!
Sayın Ahmet OKAN, basın dünyasının sevilen bir abisi olarak TC vatandaşlarını aşağılayan köşe yazınız sizin gibi bir şahsiyete hiç yakışmadı! Umarız en kısa zamanda bir özür yazısı da yayınlarsınız!
Sayın İsmail ARTER, suyun yönetimi konusunda yaşanan krizden sonra K.T. Belediyeler Birliği Başkanlığı için kolları sıvadığınız söyleniyor. Bu konuda bazı belediye başkanlarının imza toplamaya başladıklarını duyduk!
Sayın Yüksel ÇELEBİ, sudaki kriz nedeniyle sizin de Ahmet Benli’nin saflarına geçtiğiniz ve istifa edebileceğiniz yönünde söylentiler ayyuka çıktı! Bilgi kirliliği olmasın diye en iyisi açıklama sizden gelsin!
Sayın Ahmet Cenk MUSAOĞULLARI, kısa bir rahatsızlık döneminden sonra görev başı yaptığınızı ve alınan kararlardan geri adım atmayacağınızı memnuniyetle öğrendik. Kararlar doğru olduğu müddetçe bölge halkı da hep yanınızda olacaktır!
Sayın Ersan KARATAŞ, hiçbir siyasi parti ile organik bağınız olmadığını ve bundan böyle de olmayacağınızı söyleyince camia da rahat bir nefes almış. Demek ki sevilen bir insanmışsınız ki yoğun tepkiler almışsınız!
Sayın Erkut ŞAHALİ, Türkiye’den gelen suya atık su karıştığı yönündeki iddialara resmi kanaldan cevap vermeniz artık kaçınılmaz olmuştur. Su düşmanlığı öyle ileri boyutlara ulaştı ki kontrolden çıkmak üzere!
Sayın Besim ERDENAY, Spor Dairesi müdürlüğü görevinden alındınız diye maraz etmeye hiç gerek yok. Hatta sağ sağlim devrettiniz diye sevinebilirsiniz de! Sadece yanlış hesap Bağdat’tan döndü değil mi!
Sayın Ferdi Sabit SOYER, 49 vekilin umurunda bile olmazken televizyon kanallarının yayınlarının durdurulması konusunda hassasiyet gösteren tek vekil oldunuz! Demek ki basının halinden sadece siz anlıyormuşsunuz, tebrikler!
Sayın Zafer YILDIRIM, yaklaşık 12 sene sonra yeniden adaya gelmişsiniz ve bu kez tamamen yerleşme kararı almışsınız. Adanın suyunu içenler bir türlü vazgeçemiyor değil mi? Doğru bir karar verdiniz, aramıza hoş geldiniz…
Sayın Hasan ÇAĞNA, Güzelyurt’ta ‘sarı’ lakaplı suç makinesini yakaladıktan sonra bölge halkının derin bir nefes aldığı söyleniyor. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…Her şeye rağmen polis teşkilatımız halkın en büyük güvencelerinden birisidir…
Sayın Ali Özmen SAFA, yayınlarınızın kesilmesine sessiz kalan YYK’yı yüksek bir tazminat isteme maksadıyla mahkemeye vereceğinizi duyduk. Acaba diyoruz piyangonu size vurmasında AKP ile bozulan ilişkiler bir neden olabilir mi?