Ergenekon davasını bugün gibi hatırlıyorum,
ÖZ savcı emrinde atılmayan kalmadı içeri,
Kimi de darbe planını yapan budur dediler,
Kimine finansör budur dediler.
Kimisini de sözcüsüdür diye paketlediler.
Sonra bir bir salıverdiler.
Özellikle şu günlerde.
Ergenekon davası Türkiye’yi ayağa kaldırırken,
Burada da seslerin yükseldiğini gördük hep beraber.
Ergenekon yapılanması Kıbrıs’a kesin uzanmıştı diyenler oldu epey,
Hatta doğduğu yer aslında Kıbrıs dedi bir kesim.
Ha geldi ha gelmedi derken, nitekim gelmedi,
Kapandı gitti.
Balyoz oldu,
Aynı senaryo balyozda da yazıldı.
Paşaların Kıbrıs’tan yolları geçmiş,
Kesin burada da iz bırakmışlardı.
O sebeple Balyoz da gelmeliydi.
Gelsin diyenlerin sesine diyecek yoktu.
Şimdi Türkiye’de “yol-su-zluk” operasyonları var,
Türkiye hükümetinin üstünü örtmeye çalışmasına rağmen her gün yeni bir operasyon,
Her yapılan operasyonda görevden alınan polisler..
Ama bizde ses duyamıyoruz nedense.
Yolsuzluk dalgası ülkemize de gelsin diyen yok.
Sanırım kara para aklanmıyor bizde.
Usulsüz arazi de dağıtılmıyor.
İşe alımlar da yerli yerinde.
Batık banka deseniz zaten yok.
Zamlar gayet normal,
Elektriği suyu ödemeyin zaten, vergilerle ödemeyenin yerine öderiz biz.
Falanca bankanın müdürü 7 milyon parayı bavula koyar getirirken şeytana uyar kaçar,
Biz sadece para pufff oldu deriz,
Ama demeyiz,
Yahu bu adam bu paraları puff etmeseydi ülkeye geçirecekti,
Bu cesareti bulduğuna göre bu ilk değildi..
Bu para geçseydi nereye gidecekti diye de sormayız,
Tamam kabul, çok fesatım.
Bizde yolsuzluğun y’si yok, ben sallıyorum.
Napayım yapı meselesi..