Son yazmamız gerekeni baştan yazalım...

Kudret Özersay madem ki iktidara talip olmayacaktı niçin seçimlere katılma kararı aldı ki?

Başka bir soru daha;

Koalisyona katılmama kararı kendi kararı mı yoksa bunu partisinin yetkili organlarıyla birlikte mi aldı?

Son bir soru:

İlk defa seçimlere katılsa da...

Niye milletvekili adaylarını sadece kendisi belirledi de yine parti yetkili organlarını devre dışında bıraktı?

Çok büyük taktik hatalar yapıyor hem de seçimlere çok az bir süre kala!

Belli ki KKTC halkını iyi analiz edememiş...

Daha yolun hemen başında olan bir parti eğer iktidara talip olmadığını söylüyorsa seçmen ona niye oy versin ki?

Oysa bir umut partisiydi...

...

Umut partisiydi çünkü vatandaş artık denenmiş partilerden bıkıp usanmıştı...

Devletten nemalananları bir yana koyuyoruz!

Ama nemalanmayan, itilen kakılan halk kitlesi o kadar fazla ki...

İşte Özersay sırf onlara hitap etse bile bu düşüşü yaşamaz, kendine inanmış olanlara hayal kırıklıkları yaşatmazdı!

Ama o kaçak güreşmeyi tercih etti...

Oysa siyasette 'oynamam' yoktur!

Sonuna kadar oynayacaksın, muhalefeti değil iktidara talip olacaksın...

Çünkü muhalefet hep konuşur, eleştirir, suçlamalarda bulunur ama icraatın başında değildir!

Özersay yol yakınken taktiğini değiştirmezse 7 Ocak akşamı sonuç hüsran olur...

,,,

En büyük hatası da parti içinde 'ben' merkezli olması...

Artık partili partisiz herkes Özersay'a 'diktatör' suçlaması yapıyor!

İyi de böyle yaparsa diğer partilerden ne farkı kalır ki?

Hatta diğer partiler bile aday belirlemede üyelere, delegelere gittiği halde HP gibi yepyeni bir partinin daha demokratik olması gerekirdi...

Çok kişiye adaylık teklifi yaptı ama yine bunlardan bir çoğuna geri dönmedi bile!

Nasıl bir hataysa artık vitrine koyup halkın önüne çıkaracağı parlak adayları bile aday yapmayıp onları bakan, müsteşar olarak belirledi...

Vitrin iyi değilse vatandaş neden içeri girsin ki?

Kafasında ne var tam olarak bilmiyoruz ama koalisyona girmemek ve bunu daha seçim sonuçlanmadan söylemek yenilgiyi de kabul etmek anlamındadır...

...

Ne olursa olsun barajı sorunu yaşamadan Meclis'e gireceklerdir ama o ilk başlangıçtaki 'mühür' söylemleri hızlı bir şekilde 'karma'ya dönüşmektedir...

Örneğin Özersay şahıs olarak belki de ülke çapında tercih oylarında bir rekora imza atabilir ama!

Bu partiye yansımazsa ne fayda...

Özersay bu kez kendi başına değil parti kurmaylarını da toplayarak oturmalı masaya!

Zaman daha geç olmadan, kan kaybını önlemenin çaresini üretmeli...

Zira artık bir çok beldede gizli Kudretçiler bile hayal kırıklıklarını sesli dile getirmeye başladılar!

Bunun önüne geçerlerse ne ala...

Meclis niye açık ki?

Önce polis mensuplarının yüreğine su serpen yasa tasarısını açıkladılar…

Sonra ortadan kayboldular!

Meclis dün bir kez daha nisap sağlayamadı…

Çünkü seçim çalışmalarına başlamışlardı!

Çok ama çok manidar bir durumdur bu…

Burada yapılacak tek şey vardır;

Meclis’in kapısına kilidi vurmak!

Ta ki seçimler sonuçlanıp yeni hükümet belirleninceye kadar…

Zaten seçim yasakları da başlamadı mı?

Alınan kararlar niçin geçerli olsun ki!

Yine mi AKP milletvekilleri!

Seçim havasındayız ya…

Özellikle İskele bölgesi ve kırsal kesimden ihbarlar geliyor!

AKP’li bazı vekiller bölgelerinde bir takım telkinlerde bulunuyorlar diye…

Doğru ya da yanlış bilemeyiz gözlerimizle görmedik ama eğer öyle bir şey varsa da vazgeçsinler deriz…

Birincisi bu halkın iradesine saygısızlıktır!

İkinci de geri tepme ihtimali çok fazladır…

Kaş yapayım derken göz çıkarmasınlar!

Sadece merak işte?

Sayım kaç gün sürecek?

KKTC yeni bir seçim sistemiyle tanışıyor…

Seçmen artık sadece kendi bölgesinde değil diğer ilçelerde de tercih hakkı kullanabilecek!

Umarız bu Meclisteki kalite açısından olumlu olur…

Bu kez çok farklı olacağı için de seçim sonuçları öyle akşam saatlerinde filan belirlenmeyecek!

Sabaha kadar da değil…

YSK’daki bazı görevliler kesin seçim sonuçlarının en az 2 gün ya da 3 gün sonra belli olacağını iddia ediyorlar!

Hem heyecan hem de tansiyon uzun sürecek yani…

25 bin Dolar mı?

Kıbrıs İşlerinden de sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ısrarla KKTC’de kişi başına düşen milli hasılanın 25 bin Dolar’a çıkarılacağını söylemeye başladı…

Ha keşke de bunu nasıl yapacaklar tam bir muamma!

Kamuoyunun geneline baktığınızda da bu açıklamalar çok inandırıcı bulunmuyor…

Ve vatandaş haklı olarak soruyor;

Sayın Akdağ KKTC’de milli hasıla konusunda umut veren açıklamalar yapıyor da bunu Türkiye için niye ön görmüyor?

Ya da bu sözler de bir seçim yatırımı olabilir mi acaba?

Partili belediye başkanları?

Seçim yasakları devam ediyor…

Aslında sözde ediyor!

Bakanlıklar partililerle dolup taşıyor…

Belediyeler de öyle!

Konuşulan görüşülen tek şey de erken genel seçimler…

Perde gerisinde başka neler oluyor bilemeyiz de sanırız seçim yasakları kapsamına belediyeler de dahil olsa çok daha adil olacak gibi geliyor bize!

Kişiye özel şartlı tahliye mi?

Uyuşturucu suçluları konusunda perde gerisinde bir şeyler oluyor…

Hem de çok can sıkıcı!

Hani şu şartlı tahliye meselesi…

Geçmişte 13 grama kadar uyuşturucu ile yakalananlar sadece kullanıcı oldukları gerekçesiyle şartlı tahliye ile serbest kalıyorlardı!

Şimdi bize gelen ihbara göre çok özel birisi için bu miktar 1 kilogram uyuşturucuya çıkarıldı…

Davası da Lefkoşa’da görülmesi gerekirken Mağusa’da görüldü!

MESAJ KUTUSU

Sayın Kudret ÖZERSAY, seçimler sonuçlanıncaya kadar hiçbir açıklama yapmasanız sanki de sonuçlar bakımından sizin için çok daha iyi olacak gibi geldi bize! Artık heyecandan mı yoksa başka bir nedenden ötürü mü bilemeyiz ama açıklamalarınız kamuoyunda genelde tepki ile karşılanıyor!

Sayın Fikri ATAOĞLU, aday sıralaması belirlenirken önce listelerin olduğunu öğrenip küplere binip sonra da birinci sıradan çıkmanız nedeniyle sinirleriniz gevşemiş ve derin bir oh çekmişsiniz. Bu arada sizin bakanlıkta hemen herkes aday olduğu için işleri kim yürütecek bunun bir çaresini düşündünüz mü?

Sayın Kemal Deniz DANA, hemşirelerin terfileri ve görevlendirmeler konusunda dünkü yayınımızdan sonra hassasiyet gösterip açıklama yaptığınız için teşekkür ederiz. Eğer bu uygulamada Kamu Hizmeti Komisyonu’nun da haberi varsa orada sorun yok demektir…

Sayın Serdar DENKTAŞ, yeni partililerin eskilerini sırama seçiminde liste dışı bırakması arti içinde büyük bir rahatsızlık yarattı. Seçim sürecinde bunun devam ettiği taktirde bundan sadece partiniz zarar görecektir, buna bakalım nasıl bir çözüm üreteceksiniz

Sayın Ejder ASLANBABA, yapılan kamuoyu çalışmalarında bölgenizde en fazla Meclis’e girmesi istenen adaylar arasında bulunuyormuşsunuz. Bunu da geçmiş vekillik döneminde yaptığınız yardımlara bağlıyorlar. Ama şu meşhur dolarlar konusu da unutulmuş değil bilesiniz!

Sayın İlker İPEKDAL, YDP’den milletvekili adayı olmanız epey ses getirdi ama bir zahmet partideki arkadaşlara söyleyin de artık sizin soyadınızı doğru yazsınlar ve basına servis etsinler! Sonuçta bu işler ciddi iştir değil mi ama?

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, parti içindeki bazı seçim oyunlarına hayli kızgın olduğunuz ve bunu da dost sohbetlerinde dile getirdiğinizi öğrendik! Buna rağmen hala bir ekip kurup seçim çalışmalarına başlamadınız. Elinizi çabuk tutun deriz!

Sayın Nevzat NEVZAT, sıralama seçimlerinde arzulananın çok altında bir sırada çıktınız ama partide epey güçlü biri olarak 7 Ocak’ta şansınızın hiç de azımsanmayacak kadar çok olduğu konuşuluyor. Karma oylarda bu açığı pek ala kapatabilirsiniz…

Sayın Çelebi ILIK, aday sıralamasında en fazla oy olanlar içine girdikten sonra artık parti içinde Güzelyurt Valisi olarak anılmaya başlanmışsınız! Yine de faza gelmeyin deriz zira entrikaların en çok olduğu bir seçim süreci yaşanacağa benziyor!

Sayın Sedat KILIÇ, partiniz içinde sizin gibi milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmak isteyenler ne kadar çok olursa bu kesinlikle seçim sonuçlarına da yansıyacaktır demektir! Umarız artık vekillik meslek olmaktan çıkar ve halka hizmet olarak görülmeye başlar…

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, seçim sathında sizin bölgede en fazla ziyaret edilen makamlar arasında yer alıyormuşsunuz. Adaylar çok haklı tabi ki sonuçta hangilerini işaret ederseniz bir adım önde başlayacaklar değil mi? Bunun keyfini çıkarın deriz…

Sayın Mustafa BEŞOK, ülkenin tek hayvanat bahçesini topluma kazandırmak için kolları sıvadığınızı ve bürokrasi canavarı ile mücadeleye başladığınız söyleniyor. Tam da seçim döneminde uygunsuz bir zaman oldu ama artık başaracağınızdan kuşkumuz yoktur!

Sayın Halil HIZAL, seçimlerde partinizin en iyi adayları arasında gösterilmeye devam ediyorsunuz. Özellikle de meslektaşlarınız ada çapında sizi meclise sokmak için kulislere başladılar bile. Bunu iyi değerlendirirseniz ne ala size…

Sayın Ömer TATLI, sadece bölgenizde değil genelde eski bir bakanı seçimlerde kesmek için kılıç kuşandığınız ve taarruza hazırlandığınız konuşuluyor. Siz ticaret adamısınız hiç böyle şeylere girmeyin deriz. Zira Allahın sopası olduğunu unutmamak gerek değil mi?

Sayın Gürkan KARA, bazı uyuşturucu suçlularına şartlı tahliyede torpil yapıldığı iddiaları gelmeye başladı. Bu konuda ne kadar hassas olduğunuzu bildiğimiz için konuyu mercek altına alın deriz!