Önceki akşam Ada TV’de Kıbrıs Türk Narenciye İhracatçılar Birliği Başkanı Gökhan Saraç, Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın ve Cypfruvex Genel Müdürü Cemal Redif ile narenciyeyi masaya yatırdık.
Masaya yatırmayı mecazi olarak değil gerçekten gerçekleştirdik çünkü program sırasında bir kiloya yakın mandalina yedik hep beraber. Bir yandan narenciyenin sorunlarını konuştuk diğer yandan masanın üzerinde olan mandalinaları afiyetle yedik.
4 saate yakın süren canlı yayın oldukça verimli geçti. Tarım Bakanlığının başta narenciye politikaları olmak üzere Narenciye sektörünün gelişmesi için neler yapılması gerektiğini konuklarımızla birlikte değerlendirdik.
Cypfruvex Genel Müdürü Cemal Redif özellikle üretimin arttırılmasından ziyade pazarın genişletilmesi üzerinde durdu. KKTC’de ki ambargoların sadece beyinlerimizde olduğunu istenildiği taktirde narenciyenin yurt dışına pazarlanabileceğini söyledi. Ve Cypfruvex’in piyasanın dengeleyici unsuru olduğuna dikkat çekti.
Program sırasında ortak noktada buluştuğumuz bir başka nokta ise yerli tüketiminin çok az olması. Narenciye bahçelerinin olduğu bir memlekette kişi başına tükettiğimiz narenciye yılda sadece 12 kilo. Bu gerçekten kabul edilebilir bir rakamın çok ama çok altında bir rakam. Dış pazardan önce biz kendi insanımıza narenciye yemesini alıştırmamız gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim ve Tarım Bakanlıklarının narenciye tüketiminin arttırılması için yeni politikalar üretmesi şart. Örneğin Sağlık Bakanlığı bol bol c vitamini içeren ve kışın bizi soğuk algınlarından kurtaracak olan narenciye ürünlerinin tüketimi konusunda halkımızı bilinçlendirmesi gerekiyor. Örneğin Turizm Bakanlığı başta sınır kapıları olmak üzere ülkeye giren turistlere KKTC’nin milli meyvesi olarak narenciye ürünlerini sunması gerekiyor. Otellerde bedava portakal suyu hizmeti verilmeli. Eğitim Bakanlığı okullarda portakal suyu ve mandalina yenmesi konusunda kampanya yapabilir. Tarım Bakanlığı tüm bu kampanyaların eş güdüm içerisinde yürütülmesini sağlayabilir.

Eğer biz toplum olarak kendi ürettiğimizi dahi tüketmiyorsak gelinen son derece vahimdir. Mandalina ve portakalın hatta narın suyunun sıkılıp satılmadığı ama bolca üretildiği her halde yeryüzünde başka bir memleket yoktur KKTC’den başka.



Ticaret Odasından uyarı
Kıbrıs Türk Ticaret Odası önümüzdeki günlerde iktidardaki Ulusal Birlik Partisine ciddi bir uyarıda bulunmaya hazırlanıyor. ülkedeki istikrarsızlıktan en çok etkilenen iş veren sektörü UBP’ye ve UBP’nin içindeki bölünmeye artık dur demeye hazırlanıyor. Kulağımıza gelen bilgilere göre geçtiğimiz günlerde bu konu ile ilgili bir toplantı dahi yapılmış. Bakalım Ticaret odası alınan kararları ne zaman açıklayacak?

Emine SİVRİ: Önce ne istediğini anlatacaksın ki sana yardımcı olabilelim. Öyle telefon kapatmayla olmaz bu işler.

Bertan ZAROĞLU: Kardeş bundan sonra derdini anlatamayacak olanlara sen yardımcı ol bir zahmet.

Ahmet DİNCER: İki haftadır nar bekliyoruz ama galiba boşuna. Gelmeyecekse söyle bilelim bizim narlar.

Züleyha KAHRAMAN: Türkiye’de sürekli basın kartına sahip en genç gazeteci siz olmuşsunuz. Bu arada motor almayı düşünüyor musunuz hala?

Duygu YILDIZ: Kaçak taksiciliğe başladığını duydum. Demek ki ekonomik kriz senide vurdu ve spikerliğin dışında taksicilikte yapmaya başladın.

Dr. Raif HIZAL: Fenerbahçeli Bekir’in gol sevinci konusunda yorum yapmaktan ısrarla kaçınıyormuşsun.

Alican KABAKCI: Yağan yağmurlardan sonra sesin soluğun kesildi. Ara sıra ses ver de hayatta olup olmadığını anlayalım.

Kemal DÜRÜST: Kızın Havva size 14 ayar altından tespih hediye etmiş. Ve şu günlerde o tespih elinizden düşmüyormuş. Ya sabır ya sabır mı çekiyorsunuz yoksa…

Olgun ÜSTÜN: Ali Çınar’dan hayır yok bize. Gel biz birlikte basalım onun çalışma ofisini ve kahveleri birlikte içelim.

Bülent DİZDARLI: Pazartesi gününü iple çekiyorum, kaybolma bir yere…

Serhat AKPINAR: Büyük hamam nihayet tamamlanmış ve ilk iş olarak vekillere sabun göndermişsiniz. Demek toplum temizliğine ilk meclisten başlayacaksınız.

Halil YİĞİT: Bağımsız Şoför Okulları Birliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Tilki fena bozulacak bu işe ama şimdiden üyeler size kaymaya başlamış bile.

Ersin TATAR: Ordu Gazeteciler Birliğinin rozetini bu günlerde yakanızdan çıkartmadığınız gözlemleniyormuş. Acaba bunda Kansu’nun bir etkisi var mı?

Mehmet ÇELEBİOĞLU: İngiltere’de ekonomi okuyan oğlunuzdan KKTC ekonomisi için bir paket hazırlamasını istemişsiniz. Paket çok ama uygulayan yok. Asıl sorunda burada.

Mehmet TANCER:
Günün kahramanı olmak nasıl bir duygu?

Raif ÖRTUNÇ: Hocam yeni yaşınız kutlu ve mutlu olsun. 40 yaşında olmak nasıl bir duygu?

Oğuz CEYDA: Senin elindeki belgede yazanlar tek tek gerçek oluyor. Mübarek belge sanki maya takvimi gibi işliyor.

Aydın AKKURT: İyice ihtiyarladın artık, dün bütün gün gözlüklerini arayıp durmuşsun gazetede.

Süreyya GÜRSES: Sarayönü Mardo şubesini devretmeye hazırlanıyormuşsunuz. Bu ekonomik krizde iyi bile dayandınız.

Kartal HARMAN: Dünkü yazınızdan ötürü hem Star Kıbrıs’a hem de bana kocaman bir özür borçlusunuz. Hatırlatalım istedik..

GÜNÜN KAHRAMANI
UBP Girne Milletvekili Dr. Mehmet Tancer dün meclis lokantasında her kesin gözü önünde meclis çalışanı bir personelin hayatını kurtardı. Dünkü öğlen yemeği sırasında mecliste görevli bir kadın personel yemek yerken nefes borusuna yemek kaçtı. Nefes almakta gücük çeken meclis çalışanı için ilk müdahaleyi Meclis Başkanı Dr. Hasan Bozer yaptı. Bozer’in müdahalesinden sonra nefes borusuna yemek kaçan meclis çalışanını Girne milletvekili Dr. Mehmet Tancer elleri ile sıktı ve arkasına vurarak nefes borusunun açılmasını sağladı. Zaman zaman mecliste bu kadar çok doktor vekilin olmasından dert yanşakta eğer doktor vekiller olmasaydı bugün bir meclis çalışanının ardından gözyaşı döküyor olacaktı. İşte hayat kurtaran hamlesinden ötürü günün kahramanı UBP Girne milletvekili Dr. Mehmet Tancer’i kutluyoruz.

GÜNÜN TWİTTİ
‏@dtkaraca
"YOKoluyoruk ama muhalefet edecek ortak zemin bulamıyoruk" Hay ben sizin zemininizi...

GÜNÜN SÖZÜ
"Güzelyurt, varlık içerisinde en çok yokluk çeken bölge"
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş

BİZİM TEMEL:
Temel ıssız bir adaya düşer. Uzun bir süre yalnız başına adada kaldıktan sonra aynı adaya bir kadın düşer.
Kadın Temel'e
- Uzun zamandır özlemini duyduğun şeye kavuşacaksın artık
der.
Temel'in gözleri parlar ve kadına der ki..
- Uy yanundamisurunu migetirdun da......

GÜNÜN FOTOGRAFI

Güvenç Cantaş-Zeki Ziya