74 yaşında bir kadına tecavüz edilmişti.
Olayla ilgili iki kişi göz altına alındı.
Baaaaaaaaaaazı gazetelerin manşetlerine taşındı bu olay.
“Pis tecavüzcüler”
İsimlerde açık açık verildi.
Elemanlar afişe edildi, fişlendi.
Asılmaları gerekiyordu.
Çünkü tecavüz ettiler.
Gazete de yargıç ya, halkın karşısında dar ağacını kurdu, kalemi kırdı.
Adamlar serbest kaldı.
Onlar değildi.
Ama o leke alınlarındaydı artık.
Google amcaya isimlerini yazdıklarında “pis tecavüzcüler” başlığı ile karşı karşıya kalıyorlardı,
Hala da kalmaya devam ediyorlar.
Mahkemeye vermek istediler,
Astarı yüzünden pahalı,
Ne kazanacaklar?
Eridi gitti.
Şimdi “o ben değilim, gazetenin hatası” açıklamasını her yerde yapıyorlar.
Yedikleri damga da yanlarına kar kaldı.
Gazete de haberlerine devam tabi, yerseniz…
Mahkeme koridorlarında yine baaaaazı çıkan haberlerde polisin yüzü buzlanırken, zanlının yüzü ve ismi ap açık ortada.
Ki bunun tam tersi olması gerekiyor.
Katil ve katil zanlısı kavramını biliyor muyuz diye soruyor, yine çıkan baaaaaaazı haberlere bakıp bilmediğimizi görüyorum.
Yargıç “katil” demediği, cezayı kesmediği sürece o “katil zanlısı”dır.
Yani bizler yargıç değil, gazetecileriz..
Kabul, çömezim, dünün b..yum (bazılarına tercüman olayım),
Ama altını çizerek söylüyorum,
Gerçek olmayan “haber” haber değildir.
İğne değil, çuvaldız bize,
İğnenin sahibi zaten çıkar.