Dün, Başbakan İrsen Küçük ve İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun da aralarında bulunduğu LTB Meclisi toplantısında, toplantıya katılanlar UBP’li Meclis üyesi Tülay Umut’un kendi gözleri önünde istifa dilekçesini yazarak, bizzat İçişleri Bakanı Çavuşoğlu’na verdiğini beyan ediyor. İstifa eden UBP’li diğer meclis üyelerinden Özel Kadıoğlu ve Ahmet Akbil’in Cemal Bulutoğluları ile aynı gün; Arif Aktaş’ın ise çok daha önce, 21 Aralık’ta istifa dilekçesini verdiği zaten biliniyor.

İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, bugün Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada ise “LTB Meclis toplantısının ardından kendisine şu ana kadar herhangi bir istifa dilekçesinin ulaşmadığı”nı ifade ediyor ve “istifa işlemlerinin gerçekleşmesi için bakanlığa resmi yazışma yapılması gerektiğini ancak, şu ana kadar herhangi bir yazışma yapılmadığı”nı belirtiyor. Toplantıya katılanlarsa tam tersini, Tülay Umut’un dilekçesini kendi elleriyle Çavuşoğlu’na verdiğini ileri sürüyor...

Öte yandan UBP’li LTB Meclisi üyelerinin dilekçelerini İçişleri Bakanı’na verme zorunluluğu bulunmadığı gibi, üyelerin istifalarının kabul ya da reddedilmesine yönelik yasal bir düzenleme de bulunmuyor. 51/1995 sayılı Belediyeler Yasası’nın ikinci bölümünde yer alan, “Üyelikten çekilme” başlıklı 41. madde, “Belediye Meclis üyeleri istekleri ile üyelikten çekilebilirler. Bu şekilde çekilme, yazılı olarak Belediye Başkanlığı’na yapılmakla olur” diyor. Sözün özü, belediye meclis üyelerinin istifalarını yürürlüğe koyma hakkı İçişleri Bakanlığı’nın elinde değil. 43. maddenin 2’inci fıkrasında ise “Bu Yasanın 41'inci ve 42'nci maddeleri uyarınca üyelikten çekilme ve çekilmiş sayılma da üyeliği sona erdirir. Ancak üyelikten çekilme ve çekilmiş sayılma hallerinde, üyeliğin sona ermesi için Meclis kararı gerekir” deniliyor. 43. maddenin 4’üncü fıkrasında ise “Belediye Başkanı, üyelikten çekilmiş sayılan Belediye Meclis üyelerini üç gün içerisinde Bakanlığa bildirmek zorundadır” ifadeleri yer alıyor. Yani bakanlığa sadece bildirim yapılması gerekiyor. Bakanlığın üyeliği son verdirmeye hiçbir yetkisi yok. Bu konuda tek yetkili organ LTB Meclisi.

İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu dünkü LTB Meclis toplantısına katılan üyelerin gözleri önünde Tülay Umut’un istifa dilekçesinin kendisine elden verilmesini neden gizliyor olabilir? Nazım Çavuşoğlu’nun bu tavrı ile Kaşifçi olduğu ileri sürülen bazı UBP’li meclis üyelerini zor durumda bırakmak istediğini düşünenler de var, olayı kişisel garazla açıklayanlar da...

LTB’de İta Amiri kalmadığı yönündeki açıklamalar, bugün bir vatandaştan 50 TL fazla alınan bir ödemenin, kimsede çek imzalama yetkisi olmadığı için geri ödenemediği şeklinde alınan bir duyumla birleşince, görgü tanıklarına karşın doğruların çarpıtılabildiği ve yasalara bakmadan ülke idare etmenin mümkün olabildiği bir anlayışla yönetildiğimiz gerçeği ile yeniden yüzleşiyoruz.

Bir İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Belediyeler Yasası’nı inceleme ihtiyacı duymadan demeç verebiliyorsa, UBP kabinesinde bakanlık ciddiyeti yaldızının altındaki gayriciddilik de ortaya çıkmış oluyor. Meclis’te yürürken arkada danışmanlarının peşinden koştuğu, bakanlıkta sekreterlerinin etrafında pervane olduğu heybetli bakanlarımızın yasalardan habersiz olması düşündürücülükten öte, trajiktir.

Hal böyle iken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti yöneticilerinin bulundukları makamı layığıyla doldurup doldurmadıkları tartışmaları bir yana, yurttaştan trafik cezası, gelir vergisi toplarken yasalara harfiyen uyan devlet yöneticilerinin kendi bakanlıklarında yasaya aykırı icraatlarda bulunabildikleri, elektrik, su, telefon paralarını ödemedikleri, açıklama yapmadan önce yasaları bile incelemedikleri bir ‘devlet faşizmi’ altında günbegün eziliyoruz!