CTP’li dostlar hükümetten gittikleri için sakın maraz etmesinler…
Aksine sevinmeleri gerek!
Türkiye’den gelen su konusunda yaşadıkları ortada…
Hala bunun artçı depremlerini yaşıyorlar!
Sırada ekonomik ve mali protokol vardı…
En azından bundan kurtuldukları için bile dua etmeleri gerekir!
Bir şekilde bunun altında da CTP’nin imzası bulunacaktı ve kıyamet kopacaktı…
Ya da zaten imzalamayıp, maaşlar da ödenmeyince kendileri hükümetten istifa edeceklerdi!
UBP, hükümeti bozmakla en fazla da CTP’ye iyilik yaptı…
Yatın kalkıp dua etmeleri bile gerek!
CTP bir kere kabul etsin iktidar olmayı beceremiyor!
Ne zaman iktidarda olsalar Türkiye ile sıkıntılar sırıtmaya başlıyor…
Son örneğinde olduğu gibi!
“Türkiye’de oy kullansam AKP’ye oy verirdim” diyen Mehmet Ali Talat bile Türkiye ile olan ilişkilerde ayak sürüyorsa en iyisi hiç iktidara gelmesin!
Çünkü CTP’nin ruhunda iktidar değil muhalefet var…
Çıksınlar kürsüye bol bol nutuk atsınlar, iktidara çatsınlar, Türkiye’nin müdahalelerinden şikayet etsinler!
Yaramıyor işte onlara iktidar olmak…
Bu arada;
UBP-CTP hükümeti görevde kalsaydı ne olacaktı…
CTP küçüldükçe küçülecekti…
Ülke şartları ve ekonomik sıkıntılara bir de Türkiye ile kötü ilişkiler partiyi yıpratacak, buna bir de parti içinde genel başkanlık yarışı eklendikçe bunalım daha büyük bir hale gelecekti!
Dün Meclis kürsüsünde izlediğimiz CTP’li eski bakan ve vekiller öyle rahat bir ruh haliyle konuşuyorlardı ki tam bir muhalefet partisi olduklarını bir kez daha gözler önüne serdiler!
Muhalefette olmak onlara kesin yarayacaktır…
İçeride yeniden yapılanma, yenilikçi ve çağdaş yapıya sahip vekillerin daha ön plana çıkarılması, hatta erken bir genel seçim için şimdiden kolları sıvamaları halinde CTP bitti diyenler büyük hayal kırıklığına uğrarlar!
Ayrıca;
Yıllardan beridir sürüncemede olan yasalar da CTP döneminde geçmiş ve bu konu da partinin artı hanesine yazılmıştır…
CTP’nin şu andan itibaren yapacağı tek şey gölge kabinesini kurup hükümeti yakın takibe almak ve bunu yaparken de partiden daha çok toplumsal kazanımları ön planda tutmaktır.
Zira UBP-DP hükümet dönemi zannedilenden çok daha sıkıntılı olmaya adaydır!
 
Kamuflajın ne sakıncası var ki!
 
Bazı sendikalar  Doğa Koleji’nin 23 Nisan gösterilerinde çocuklara kamuflaj elbise giydirilmesine tepki göstermişler!
Militarist zihniyet diye şikayet ediyorlar…
Anlamak çok güç bunları!
Asker imajı bu kadar mı rahatsız eder yani…
Hele de bazı sendikalar;
PKK’lı kadınların dağdaki mücadelesinin kaleme alındığı kitap tanıtımlarını ilkokul duvarlarına astıklarını ne çabuk unuttular…
Ayrıca, gitsinler öncelikle binlerce sayıdaki avcının elbiselerine karşı çıksınlar!
 
 
Hasta hakları mı dediniz!
 
Empati yapalım…
Özelde çalıştığınız işinizden izin alıp Devlet Hastanesi’ne bağlı Domuzcular Burnu’ndaki polikliniğe sabahın 7’sinde gidiyorsunuz.
Yaklaşık 20 kadar sıra var!
Doktor bir türlü gelmiyor…
Her sorduğunuzda ayrı bir cevap!
Yolda geliyor…
Birazdan gelecek…
Ve saat 10.30 oluyor!
Son cevap şu;
“Doktor bugün gelmeyecek!”
Bu cevap karşısında siz olsaydınız ne yapardınız!
 
 
Susuz daire!
 
Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki Gümrük ve Rusumat Dairesi Müdürlüğü…
Bina 2007 yılında yapılmış!
Dairede çalışanlar biraz esprili olarak çağrıda bulunuyorlar;
“Gelirken yanınızda su da getiriniz” diye!
Espri ama gerçeğin ta kendisi…
9 Yıl önce inşa edilen daireye şebekeden su bağlanmamış!
Tankerlerle idare ediyorlar…
İster gülün ister ağlayın ama durum böyle!
Beceriksiz ve basiretsiz yöneticilere ithaf olunur..
 
 
Sendikalar nerede hata yapıyor!
 
Türk-Sen Genel Başkanı Aslan Bıçaklı’nın dün basında önemli açıklamaları vardı…
“Sendikalara katılım azalıyor” dedi Bıçaklı!
Bu nedenle eylem gücünün zayıfladığını belirtti…
Bu mesaj aslında tüm sendikalara ve yöneticilerine…
Çalışanlar artık sendikalara artık rağbet etmiyorlarsa hepsi de aynanın karşısına geçip şu soruyu kendilerine sorsunlar:
“Nerede hata yapıyoruz da katılım azalıyor?”
Bu arada Bıçaklı’yı da kutlamak lazım…
Cesur açıklamalarından ötürü!
 
 
“Denktaş’ın bıraktığı yerdeyiz!”
 
“Denktaş döneminde,
Çözüm söz konusu oldu muydu,
Barış yanlılarının mitinglerinde 
"KIBRIS'TA BARIŞ ENGELLENEMEZ" diye slogan atılırdı.
Denktaş devrinden sonra,
M.A.Talat devri,
D.Eroğlu devri,
M.Akıncı devri,
Barış yanlıları hala,
"KIBRIS'TA BARIŞ ENGELLENEMEZ" diye slogan atıyor.
Ama,
Hala,
Denktaş'ın bıraktığı yerdeyiz.
Bir arpa boyu yol gidilmedi…”
 
(Ülker FAHRİ)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Ersin TATAR, son günlerdeki sert açıklamalarınız UBP kulislerinde ‘acaba güven oyu vermeyecek mi’ şeklinde soruları da beraberinde getirmeye başladı. Yarın Meclis’te bütün gözler sizin üzerinizde olacak. Böyle bir sürpriz yapar mısınız diye!
Sayın Tamay SOYSAN, Tel-Sen Başkanı olarak Telefon Dairesi’nin devletten ve özel şirketlerden ne kadar alacağı olduğunu biliyor muydunuz? Artık diyoruz ki şu kuru basın bildirilerinin yerine daha elle tutulur açıklamalar yapsanız fena mı olur!
Sayın Özdemir BEROVA, okullarda taşımacılık yapan bazı işletmelerin Eylül ayından beri ödene alamadıklarını biliyor muydunuz. Dün bir tanesinden şikayet geldi açtı ağzını yumdu gözünü. Bu işte bir terslik var gibi geldi bize!
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, yeni jipiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Kazasız belasız sürüşler dileriz. Bir kan akıtmakta yarar var zira gözü olanın gözü çıkması için şarttır diyorlar. Mavi boncuk takmayı da unutmazsınız değil mi!
Sayın Mustafa AKINCI, daha birkaç ay önce Mayıs’ta referandum var derken şimdi 2016’da çözüm umudu yok demeye başladınız! Acaba diyoruz çözüm tarihi konusunda hiç tarih vermeseniz de su akıp yolunu bulsa!
Sayın Gürel CANTAŞ, yeni kurulan Trafik Dairesi Müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Bu dairenin kurulmasında emeğiniz çok büyük. Aksi bir isim epey tartışma konusu olacaktı. Hadi bakalım artık kolları sıvama vakti geldi!
Sayın Ali HANÇERLİ, BRTK müdürlüğü için UBP içinde kulis yaptığınız görülüyormuş. Bakalım bu kadar çok adaylı bir yarışın sonunda kazanan kim olacak! Hayırlı olacaksa niçin olmasın ki!
Sayın Hasan Çetin ERÇEN, KIB-TEK yönetim kurulu başkanlığınız hayırlara vesile olsun. Burası için onlarca aday vardı ama partiniz halen asbaşkan olarak sizi seçti. Kurumda çıta çok yüksek umarız geri adım atacak bir icraata imza atmazsınız!
Sayın Dursun OĞUZ, bakanlık verilmedi diye epey üzüldünüz ama belki de olmayacak bir işte hayır vardı. Bu arada atamalar konusunda epey yetki verildiğini duyduk, bundan daha iyisi Şam’da kayısı değil mi!
Sayın Sunat ATUN, Gümrük ve Rusumet Dairesi’ne tam 9 yıldır şebeke suyu verilmesi için kimse parmağını oynatmadıysa bu devletin ayıbıdır. İlk icraat olarak bu daireyi şöyle baştan sona revize etmeye ne dersiniz!
Sayın Ahmet KAŞİF, UBP’nin atayacağı bürokrat isimleri konusunda epey ağırlığınızı koymaya başladığınız söyleniyor. Parti içi dengeler bakımından epey önemli bir durum değil mi! Bakalım kaç kişiyi atayabileceksiniz!
Sayın Hasan YÜCELEN, Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı için adınız fazlaca anılmaya başlandı. İyi bir hukukçu olarak hiç de fena olmayacak gibi gözüküyor. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun!
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, Manisa’dan yine kilolarca mesir macunu ile döndüğünüz söyleniyor…Bakalım kimlere kıyak geçeceksiniz merak konusu olmuş. Bu arada şeker sorunu olanlara vermezsiniz değil mi!
Sayın Hüseyin ERÇAL, dün Meclis kürsüsünde hitap ederken vatandaş da epey tanıma zorluğu çekti. Demek ki konuşmaları sıklaştırıp kendinizi daha fazla göstermeniz gerekiyor değil mi! Millet her zaman haklıdır!
 Sayın Aslan BIÇAKLI, sendikalara üyeliklerin azalması konusunda muhakkak diğer sendikalarla baş başa verip konuya bilimsel bir çalışma ile bakmak gerek değil mi! Çalışanların mesajı iyi okunursa ne ala!
Sayın Olgun ŞAH, işletmenizin dünkü ürünlerinin teknik hatadan dolayı kullanılmaması çağrısı yaparak büyük bir nezaket örneği gösterdiniz. Umarız bu davranışınız tüm işletmelere iyi bir örnek teşkil eder…
Sayın Murat ARAR, genç bir girişimci olarak sorun çözmede bu kadar iddialıysanız o zaman deriz ki hiç düşünmeden aktif siyasete giriniz. Zira bu sıralar siyasette kalite eksikliği yaşanıyor ve yeni yüzlere ihtiyaç var…