Şaka gibi değil mi!
Ama şaka değil yüzde yüz gerçek…
Halen şu anda bakanlık koltuğunda oturan bir zatın tam üç tane son model limuzin marka aracı var!
Kayıtlar böyle söylüyor…
Birkaç güne kadar da elimize ulaşacak!
O zaman ismiyle ereceğiz bakanın ismini ve soracağız…
Ne iş diye!
Şu anda bakan olan birisi Türkiye’de niçin 3 adet ultra lüks limuzin araç sahibi olsun ki…
Kendisi bu konudaki sorulara şöyle cevap veriyor;
“Limuzinler benim adıma ama benim değil!”
Türkiye’de bir arkadaşına kıyak yapmış…
Araçları kendi pasaportuna işletmiş, büyük ihtimalle gümrük muafiyeti için!
Aslında bir bakanın Türkiye’de üç adet limuzin sahibi olduğu bundan iki ay önce öğrenilmiş…
Hem de AKP’li bazı kurmaylar tarafından!
Demek ki bunlar bizim bakanların Türkiye’deki mal varlıklarını filan da araştırıyor olsa gerek ki bir bakanın üç limuzin sahibi olduğu da böylece ortaya çıkmış…
Bunda iki ay kadar önce…
Bir KKTC ziyaretinde dile getirmişler!
Bir sohbet anında ilgili bakanın ismi konuşulurken AKP’li yönetici cep telefonundaki bazı belgeleri göstermiş…
Görenler de şaşa kalmış!
KKTC’de bakanlık payan bir kişi Türkiye’de niçin limuzin sahibi olsun ki…
Hem de üç tane birden!
Eğer gümrük muafiyeti varsa bu bakan komisyon aldı mı almadı mı…
Kendisi ‘almadım’ diyormuş ama o zaman bu kıyak niye!
Hayrına yapacak değil ya…
Demek ki bizim siyasiler bundan böyle şuna çok dikkat edecekler…
Özellikle de Türkiye’de yatırım filan yaparken!
Birileri kendilerini çok ciddi olarak takip ediyor…
Hem de oradaki bütün hareketlerini!
Masum ya da değiller…
Tüm şahsi bilgiler dosyalanıp üst makamlara bildiriliyor!
Üç limuzin olayı da dosyalanmış ve kayıtlara geçmiş…
Elbet bunun perde gerisini de öğrenmek isteyeceklerdir!
Masumane bir kıyak geçme mi yoksa olayda avanta var mı diye…
İşte bizde siyaset ve siyasetçinin içler acıcı durumu bu vaziyette…
Sana ne be kardeşim, Türkiye’de limuzin işi yapanlar kelli felli adamlardır muhakkak!
Gümrüğü ne ise ödesinler…
Onlara kıyak yapmanın ne alemi var şimdi!
Sen istediğin kadar dürüst ol, namuslu ol, haysiyet sahibi ol, bu olay ortaya çıkınca insanlar akıllarından geçirmeyecekler mi bu işte bir ‘komisyon’ olup olmadığını…
Sonra nasıl cevap vereceksin sen insanlara, nasıl anlatacaksın bu işten avanta yemediğini!
Bak hem Ankara hükümetinin bile kulağına kadar gitmiş limuzin olayı…
Cep telefonlarında adının olduğu belgeleri göstermeye başladılar insanlara!
Bütün bunları göz önüne aldıysan…
İşte o zaman mesele yok demektir!
Ama sonra da ağlayıp sızlama olur mu…
Hele de araya sakın aracı koyma arkadaş, şimdiden haberin olsun!
 
 
 
 
“Ben filanın oğluyum” deyince!
 
“Bundan iki gün önce sanayide 50CC motor ile yemek almaya giderken A.A. isimli polis tarafından durduruldum.
Kasketim olmadığı için bana 260 TL ve 30 puan yazdı ve akıllandım.
İşin tuhaf tarafı benden önce ehliyetsiz ve kasketsiz bir çocuğu durdurdu ve babasını  tanır diye bıraktı. ‘Git dükkana geliyorum’ dedi.
Çocuğu dün parçacıda gördüm ve polisin ceza yazıp yazmadığını sordum.
“Yok ben filanın oğluyum yazmadı” dedi!
Allah korusun bu çocuk kaza yapsa sorumlusu kim olacak?”
 
(İrfan ALICI)
 
(Foto-ceza)
 
 
4 bin tapu niçin bekliyor!
 
Ekonomik durum malum…
Hükümet bu ay Merkez Bankası’ndan 70 milyon TL borçlanıp maaşları ödeyecek!
Hoş sonra ekonomik protokol imzalanıp musluklar açılacak ve genelde bir rahatlama yaşanacak ama geçenlerde bir müteahhit arkadaşla sohbette tapudaki bekleyen onay belgelerini gündeme getirmişti…
Tam 4 bin tapu onay bekliyormuş!
Sırf bunların bile onaylanmasından dolayı devletin kasasına 300 Milyon TL gireceğini ifade etti…
Ben de hayretler içinde kaldım!
Para yok diyoruz ama para getirecek olan icraatlara bir türlü yönelmiyoruz…
Maliye Bakanı Denktaş’a duyurulur!
 
 
“Bet salonları gazinolar içine alınsın!”
 
“Sayın Özadam,
Geçmişte bütün bet salonları gazinolar içinde yer alırken şimdi sokak başlarına yerleşti.
Lütfen dikkat ediniz ilçelerde ana caddelerde büyük mağazalar kapanırken yerlerine anında bet ofisleri kuruluyor.
Çünkü ülkede en fazla kazandıran sektör kumar haline geldi.
Bet salonları hızla yaygınlaşıyor ama hükümet edenler uyuyor. Geçenlerde siz de kaleme almıştınız, bet salonlarından gelecek olan gelirle gençlere spor tesisi yapmak gibi bir saçmalık olamaz.
İlk bakışta küçük bahis oyunu gibi görülen bet salonları aileleri kökünden yıkıyor.
Ülkemizde misafir olan öğrenciler bile bu illetin müptelası olmuş durumdalar.
Saatini, bilgisayarını satıp bet salonlarında kaybedenler bile var.
Lütfen bu konulara daha fazla yer verin ve diğer meslektaşlarınızı da uyarın!
Saygılarımla…”
 
(Güven Soysal)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, AKP’li bazı yetkililerin Türkiye’de üç limuzin sahibi olan bir bakanın peşine düştüğünü ve bu konuda sizi de uyardığını duyduk. En doğrusu konuyu kendisiyle yüz yüze ve teke tek görüşüp savunma almanız olacaktır. Bu olay Türkiye basınında bir patlarsa vay halimize!
Sayın Kemal Deniz DANA, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı olmayınca Sağlık Bakanlığı müsteşarlığında kaldınız da niçin hayıflanıyorsunuz hiç anlamış değiliz! Siz görev adamısınız ve nerde olsa yaparsınız. Dargınlığa hiç gerek yok değil mi!
Sayın Hüseyin ÇOBANOĞLU, BRT’nin yeni müdürünün içeriden bir arkadaş olması için epey bastırdığınız söyleniyor. Dorusu da bu ama içeride de şu anda tam üç tane aday kıyasıya bir yarış içindeler. Bir an önce karar verin de kurtulun deriz!
Sayın Asil NADİR, memleketinize hoş geldiniz şeref getirdiniz. Günahlarınız ve sevaplarınızla Kıbrıs Türkü sizi kahraman olarak ilan etti. Eski güçlü günlere dönebilir misiniz bilemeyiz ama yüreğe memleket aşkı ile yananlara en fazla ihtiyacımız olan bur süreçten geçiyoruz.
Sayın Turgut MUSLU, Serdar Denktaş geçen sefer kıyamadı ama anladığımız kadarıyla bu kez kesin kararlı ve hatta yerinize bile eni bir ismi belirledi. Müşavirliğe artık sayılı günler kaldı, hayırlara vesile olsun!
Sayın Hasan TAÇOY, siz Derviş bey ile aynı karelere girdikçe genel başkanınız hop oturup hop kalkıyor. Bu konularda daha dengeli olmanız tavsiye ediliyor! Zira güven oyunda da kozlar sizin elinizde ama bunun bir de genel seçimleri var değil mi!
Sayın Zafer NİYAZİ, sizin aileden bazı şahısların Kudret Özersay için çalışması Güzelyurt’ta en fazla konuşulan konular arasında yer aldığını biliyor muydunuz? Demek ki ailede demokrasi tam işliyor diyenler de az değil.
Sayın Dilek ÖZGÜRGÜN, UBP’nin 23 Nisan etkinliklerine basından kimse katılmayınca anında devreye girip sorunu kısa sürede çözdüğünüz söyleniyor. Kadının elinin önemi bir kez daha ortaya çıktı değil mi!
Sayın Mehmet KRAL, Salamis Bay Conti’de çıkan yangın camiada üzüntü ile karşılandı büyük geçmiş olsun. Bu arada yangına müdahale için itfaiyenin bölgeye 40 dakikada gelmesi de gözlerden kaçmamış. Umarız birileri bunun hesabını verir!
Sayın Akay CEMAL, bütün basın camiasını merak ettiren bir anjiyo geçirdiniz ve müjdeli habere hep birlikte sevindik. Basının duayen isimlerinden birisi olarak ne kadar sevildiğinizi biliyorsunuz değil mi?
Sayın Aysel GÜRSÖZ, muhterem eşiniz, yol arkadaşınız eşinizi zamansız kaybettiğinizi üzülerek öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…
Sayın Özer ÖZBİLEN, muhterem validenizi beklenmedik bir anda kaybettiğinizi üzülerek öğrendik. Merhumeye  Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Analar bu dünyadan göçünce bambaşka oluyor değil mi!
Sayın Çağlayan CESURER, Kıb-Tek ile yaptığınız son açıklama biraz kanlı türden olunca kamuoyunda büyük tepki topladı. Son zamanlarda sendika başkanlarına bir haller oldu ama biz de anlayamadık artık!
Sayın Alihan PEHLİVAN, Sunat Atun bakanlıkta kendinden başka sakallı görmek istemeyince mecburen dün kestirmek zorunda kalmışsınız. Hoş böylesi daha iyi oldu diyorlar. İnsanın özüne dönmesi nasıl bir duygu!
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, Cuma akşamı İrem Derici’nin duygusal şarkıları ile eşinizle aşk tazelerken görülmüşsünüz. Bu arada epey de iyi dans ettiğiniz söyleniyor. Romantizm güzel şey değil mi!