“Bir insana taşıyabileceği yükün üstünde yük yüklerseniz sonuç hüsran olur” derdi büyüklerimiz. Gerçekten de atasözleri binlerce yıl içerisinde söylene gelmiş ve doğruluğu ispatlanmış akıl dolu sözlerdir.
Hafta sonu ülke gündeminden biraz kopup nefes almak için yurtdışına gittim. Telefonumu açmamak için de azami gayret sarf ettim. Ama gene de bazı telefonlara da bakamazlık edemedim. Pazar günü Gönyeli’den çok sevdiğim bir ağabeyim aradı. Belediyeler Birliğinin Lefkoşa Türk Belediyesini Gönyeli Belediyesine bağlanması tavsiyesinde bulunduğunu bunu da İçişleri Bakanının istediğini öğrendiğini söyledi. Ve bu konuda ki sitemlerini iletti ve “Gönyeli’yi mamur ettiler de şimdi de LTB’yi mamur edecekler” dedi telefondaki değerli büyüğüm. O ana kadar kısa süren tatilim zevkli ve eğlenceli geçiyordu. Telefon görüşmesinden sonra tüm sinir sistemin gene arıza verdi. Nasıl vermesin ki?
LTB’de sorun dünkü bugünkü sorun değil. Aylardır devam eden bir sorun. Belediyelerden sorumlu siyasi erk ise İçişleri Bakanlığı. 31 Ekim 2012 Çarşamba günü pek kıymetli (öyle ki 2009’dan bu yana Tarım, Orman, Eğitim, Gençlik, Spor, İçişleri, Yerel Yönetimler ve vekâleten Sağlık Bakanlığı) bakanımız sendika ve başkanla görüştükten sonra bakın ne demişti; “Hazırlanacak rapor ışığında hükümetin belirleyeceği vizyon doğrultusunda çalışmaları sürdüreceğiz”
Bu gün gelinen aşamada sayın bakanın 31 Ekim 2012’de ortaya koyduğu “vizyon”un ne olduğunu anlamış olduk. UBP’li bir belediyeyi CTP’li bir belediye başkanına teslim etmek! Hazır oldu olacak;
Lapta-Alsancak CTP’li Girne’ye,
Lefke-Güzelyurt belediyeleri CTP’li Alayköy Belediyesine,
Akdoğan-Vadili-Paşaköy-Serdarlı Belediyeleri CTP’li Gazimağusa’ya,
İskele ve diğer Karpaz belediyeleri de CTP’li Yeniboğaziçi Belediyesine bağlanmasına karar verilsin.
Şimdi bunları yazan ben “kötü” veya “taraflı” olarak addedileceğim. Akıl hocaları tarafından belki de istenmeyen adam bile ilan edileceğim ama çıkıp birilerinin bu gerçekleri ortaya koyması gerekmez mi? Tek başına sloganı ile iktidar olan UBP bugün koalisyonları çare olarak görüyorsa, seçildiği belediyeleri CTP’ye devretmeyi vizyon olarak kabul ediyorsa, zaten sözün bittiği noktadayız demektir.

Özgürgün açıkladı…
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün dün bir basın açıklaması yaptı ve Kıbrıs sorununa ilişkin görüşmelere verilen aranın Rum Başkanlık seçimlerinden sonra devam edileceğini söyledi. Dışişleri bakanı Özgürgün’ün dünkü açıklaması Kıbrıs Sorununda gelinecek nokta açısından son derece önemli bir açıklama olarak değerlendirmek gerekiyor. Özgürgün açıklamasında ne diyor;
BİRİNCİSİ: GKRY’de Şubat ayında yapılacak liderlik seçimleri ertesinde, BM’nin kapsamlı çözüm müzakereleri sürecini canlandırma yönünde adım atılacak.
İKİNCİSİ: Rum yönetiminin askeri işbirliği anlaşmaları imzalama çabası, çözüme inanmadığının işareti.
ÜÇÜNCÜSÜ: Rum tarafının bu tutumu, önümüzdeki dönemde de zaman kazanma ve ayak sürüme politikalarını sürdüreceği yönündeki tezi kuvvetlendiriyor.
DÖRDÜNCÜSÜ: Uluslar arası toplum bu gerçeği görmeli ve Rum tarafını bu konuda sıkıştırmalıdır.


Özkan YORGANCIOĞLU: Hesap vermeden hesap sormak biraz ayıp olmaz mı?
Kenan UZUN: Fotomontaja hiç gerek yok. Elimde öyle pozlar var ki hepsi günlerce gündemi meşgul etmeye yeterde atar bile.
Ahmet HAVUTÇU: Kısa bir tatilin ardından dün işbaşı yapıp yoğun iş temposuna geri dönmüşsünüz. Tek bir farkla, o da artık sıkı diyet programı ve puro içememe kararı ile iş başı yapmışsınız.
Prof Dr. Ata ATUN: Şubat ayı yaklaşıyor Rum Başkanlık seçimleri sonrasında Kıbrıs Konusunda görüşlerinize ihtiyaç duyulabilir. Görüşmekte fayda var hocam.
Güven ARIKLI: Onur Hava Yollarının uçağında tavla olmadığını öğrenince epey canınız sıkılmış. Bilseydim yanımda getirirdim.
Yusuf KAÇMAZ: Tıkanan yerlerinizden ötürü uçağa binemiyormuşsunuz. Kulaklarınızdaki tıkanma geçince umarım sizi de kısa bir tatile gönderebiliriz.
Müge TANCER: Eski bakanlarımızdan Onur Borman teyzenizmiş. Belki sizde onun gibi ilerde siyasete girersiniz.
Olgun AMCAOĞLU: Yalova’da yaban domuzu avına gitmişsiniz. Nasıl oradaki domuzlar buradakileri arattı mı?
Oktay KAYALP: Söylenecek söz yok, yapsan vay yapmasan vay.
Suat DURDU BORA: Hem siyasetle ilgilenmiyorum diyorsunuz hem gün boyunca telefonda siyaset konuşuyorsunuz. İlgilenmemiş haliniz buysa yandık desenize.
Niyazi SANAL: AKOL GrubunGülseren’deki rezidansları bitmek üzereymiş. Bu arada müşterileriniz çoğu doktormuş. Madem doktorlar müşteriniz deme ki kaliteli iş yaptınız.
Bertan ZAROĞLU: Artık tüm Hataylılar en ufak sorunlarını bile size aktarıyormuş. Başkan olmak kolay değil demi.
Oğuz KÖSE: Son günlerde yaptığınız çıkışlarla epeyce kişinin canını sıktığınız söyleniyor. Bu aralar dikkatli olun, başınıza saksı falan düşmesin.
Alican KABAKÇI: Meteorolojiye göre önümüzdeki günlerde yağışlar devem edecekmiş. UBP’nin iktidara geldiği 2009’dan bu yana tek bir yıl bile kuraklığın yaşanmamış olmasını nasıl değerlendiriyorsun?
İsmail Durdu ÖZER: Bakanlığa gelen kayınpederinize yemek ısmarlıyorsunuz da babanızı kuru bir çay ile neden geçiştiriyorsunuz.
Fikret DORMAN: Dün bizim oralardan geçmişsiniz ama bir kahve bile içmeye bize uğramadınız, kırıldım valla komutanım.
Ramazan ÖZÇELİK: Sana memleketten haberlerim var. Bu arada sele zeytinlerinde geldi.
Ercan İBRAHİMOĞLU: ÖRP’li diye bir avukata dava vermiyormuşsunuz. Aşk olsun ÖRP mi kaldı.
Murat GÖKÇE: Bakan yurt dışında olunca sana da üç günlük izin yapma şansı doğmuş. Dinlen bu üç gün iyice. Zira bakan döndüğünde pek şansın olmayacak dinlenmeye.

GÜNÜN TWİTTİ
GÜNÜN SÖZÜ
“Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakerelere iyi niyetle katılmaya ve adada kalıcı ve adil bir çözüm bulunabilmesi için katkı koyan taraf olmaya devam etmekte kararlıyız. Önümüzdeki dönemde Ada’da bir çözüme ulaşılması, Rum liderliğinin Kıbrıs Türk tarafının ortaya koymakta olduğu samimi ve yapıcı çabalara karşılık verip vermeyeceğine bağlı olacaktır.”
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün
BİZİM TEMEL
2. Dünya Savasında 2 Yahudi Almanlara esir olmuştur. Bunlardan biri diğerine kendilerine ne yapacaklarını sorar. O da baslar anlatmaya "
2 ihtimal var ya bizi öldürürler yada esir kampına yollarlar.
Öldürürseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna diziliriz ya da gaz odasında olduruluruz. Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasına gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar ya da kağıt. Sabun yaparlarsa sorun yok kâğıt yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kağıdı oluruz ya da tuvalet kağıdı.Gazete kağıdı olursak sorun yok tuvalet kağıdı olursak iste o zaman boku yedik"