Hükümet ortakları arasında ciddi bir kafa karışıklığı olduğu kesin…

İlk gün ‘Maraş açılıyor’ başlıkları atıldı gazetelerde!

Sonra Başbakan Tatar haliyle coştu, Las Vegas benzetmesi yaptı, ayrıca yatırımcıya da bu konuda çağrı yaptı…

Haliyle kamuoyunda da büyük bir heyecan yaratılmış oldu!

Çünkü Maraş demek yatırım demekti, zenginlik demekti…

Sonra Başbakan Yardımcısı Özersay öyle bir açıklama yaptı ki, hayaller sadece iki gün sürmüş oldu!

Maraş açılmıyordu, çalışma sadece envanter çalışmasıydı…

Oysa biz bu hükümeti uyumlu biliyorduk, çünkü öyle söylüyorlardı!

Onun içindir, kafa karışıklığı kamuoyunda filan değil bizzat hükümetin kendisindedir…

Bu hükümete çağrımızdır;

Maraş’ı şimdi bir kenara koysunlar çünkü bu işler bizim boyumuzu aşar…

Bafra’yı yatırsınlar masaya!

Yılan hikayesine dönen Bafra Turizm Bölgesi’ne odaklansınlar…

Yıllar öncesinin projesiydi burası ama aradan o kadar çok hükümet geçti hiçbiri de burada hedefin ulaşılması için parmağını bile kımıldatmadı!

Haliyle gelen yatırımcı da gerekli desteği bulamayınca tamamen dış pazara yöneldi, turisti de çalışanları da dışarıdan getirmeye başladı…

Para kazanıyorlar mı bilemeyiz ama bildiğim bir şey var ki KKTC ekonomisine büyük katkıları olması beklenen Bafra projesi tam bir fiyasko oldu!

Şu anda sadece 4 otel bitti hizmete açıldı…

Ama onlarcasına arazi rezervi yapıldığı halde tek bir çivi bile çakmadı, çakanlar ise dövizin uçması nedeniyle işlerini dondurdu!

Oysa Bafra projesi önce bölgeye ve çevresine hayat vermeliydi…

En önemli konu tabi ki istihdam konusudur!

Şu anda 4 otelde yaklaşık 2 bine kadar çalışan var ama bölgeden çalışan sayısı yok denecek kadar az…

Bunun iki nedeni var;

Birincisi bölge insanı turizm gibi hayli zor ve özveri gerektiren bu sektörde çalışmak istemiyor…

Maaşlar asgari ücret düzeyinde ama buralarda öyle ense yapmak gibi lüksleri yok!

Bir ikinci neden de çalışmak isteyenlerin de kış aylarında görevlerinin dondurulmaları…

6 ay çalış 6 ay paydos yani!

Kim böyle bir yöntemle çalışır ki…

Buna bir yaptırım getirilmezse ki bu çok zor çünkü yurt dışından çok daha ucuza sektör çalışanı getiriyorlar Bafra’nın bölge insanına faydası hiç olmayacaktır!

Zira bir işletme turizm sezonunun başında gazeteler ilan verip 25 kişilik münhal açmıştı ama…

Yöreden tek bir kişinin bile müracaat etmediğini öğrendik!

Dahası var…

Bölgedeki 4 lüks otelin içi ışıl ışıl tam bir tatil cenneti ama Bafra sanki de çölün ortasında kalmış terk edilmiş bir köy görünümünde!

Bu nedenle de gelen turistin bölgeye ekonomik katkısının olması zaten düşünülemez bile…

Hele de bölgede akşam oldu mu in cin top oynuyor!

Tek bir alış veriş merkezi bile düşünülmemiş…

Kıbrıs Türk kültürünün tanıtılması gibi bir gaylesi olmamış kimsenin!

Otellere gelen turistler bu ihtişamlı binalardan çıkmıyor, ultra her şey dahil sistemi nedeniyle otelin kapısından bile dışarıya bakmıyorlar…

Ercan’dan otele, otelden Ercan’a ve oradan da memlekete!

Tek bir süs eşyası, hatıra biblo bile götürme şansları yok…

Maraş şimdilik bir hayalden öte bir şey değildir ama Bafra bir gerçektir ve burada atılması gereken çok adım vardır…

Atılmak gibi de bir zorunluluk hasıl olmuştur!

Orada yapılan milyarlık yatırımların bölgeye ve ülkeye katkı yapabilmesi için de köklü ve ciddi projelere ihtiyaç var…

Gerisi laftan öte bir şey olmayacaktır!

MERAKLI KÖŞE?

İhracı kim önlemek istiyor?

Adam suç makinesi gibi…

Silah ile tehdit dahil pek çok suç işlemiş geçmişte!

İhraç da edilmiş…

Sonra ihracı kaldırılmış!

Gelip yine suç işlemiş…

Şu an cezaevinde ve bir kez daha ihraç edilmesi gerekiyor ama!

Bakanlık bu konuda cesur adımı bir türlü atamıyor…

Niye atamıyor, baskı nereden geliyor dersiniz acaba?

Nasıl mantık ama?

Türkiye televizyonlarından birisinde din konuları işleniyor…

Beyaz sakallı kat kravat bir hoca genç din adamlarının sorularını yanıtlıyor onlardan birisi soruyor;

Bir kadının boşandığı eşi ile tekrar evlenmesi caiz midir diye!

Hoca olumsuz cevap veriyor bu soruya, ama ekliyor;

Eğer kadın kocasından boşandıktan sonra yine aynı adamla evlenebilmesi için başka bir nikah yapması gerekirmiş…

Eğer o adam ölür ya da şiddetli geçimsizlikten boşanırlarsa o zaman eski eşi ile evlenme hakkını kazanırmış!

Nasıl mantık ama?

Liyakat olmazsa!

UBP’de iki kesim var…

Birisi ısrarla devletin bazı yönetimlerinde görev almak isteyenler ki bunların bir çoğu ülke aşkından filan değil tamamen duygusal nedenlerden…

Bir kesim de var ki atamaların tamamen liyakata göre olmasını isteyenler!

Zira dost ahbap ilişkileri nedeniyle yapılacak olan atamaların ne partiye ne ülkeye bir şey kazandırmayacağını aksine çok şey kaybettireceğine inanıyorlar…

Doğru olan da bu yani!

Devletin hangi kurumu olursa olsun ciddiyet ister, uzmanlık ister, bilgi beceri ister…

Aksi toplum olarak kaybederiz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, daha önce ihraç kararı olan ama eski hükümetin kararıyla ihracı kaldırılan ancak suç makinesi olmaya devam eden bir kişinin yeniden ihraç edilmesi gerekirken bakanlığınıza baskı yapıldığı yönünde ihbarlar gelmeye başladı. Umarız bu konuda dik durup suçluların korunmasına neden olmazsınız!

Sayın Ersin TATAR, partinizin genel sekreterlik seçim sonuçlarına bakıldığında partiye hakim olduğunuzun da kesinleştiği yönünde yorumlar yapılıyor. Şimdi önünüzde en büyük sınav atamalar konusunda olacaktır. Bunu da liyakata göre yaparsanız iyi bir başlangıç yapmış olacaksınız…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, tam da evde çocuk bakıp erken emekliliğe hazırlanırken yaşanan son gelişmeler nedeniyle düğmeye bastığınız ve başta Girne olmak üzere ada genelinde ziyaretlere başlama kararı almışsınız. Bu arada sıkı bir ekip de kurduğunuz iddia ediliyor…

Sayın Kutlu EVREN, genel sekreterlik seçimlerinde size bizzat söz verenlerin sözünden dönmesi nedeniyle seçimi kaybettiğinizi biliyor muydunuz? Olmayacak her işte hayır vardır fazla üstünde düşünmeyin deriz.

Sayın Hasan TAÇOY, Kıb-Tek yönetimindeki bazı şahısların kurumun geleceği ile ilgili hükümetin gündeminde olmayan bazı kararlar ürettiğini biliyor muydunuz? İpleri şimdiden onlara verirseniz ileride sizi sıkıntılı günler bekliyor demektir, bizden uyarması!

Sayın Ünal ÜSTEL, Turizmin yeni patronu olarak Bafra konusunu çok acil olarak masaya yatırmanız ve hem bölge hem de ülke insanına katkısının artırılması için bir takım projeler üretmeniz gerekiyor. Umarız gecikmeden gündeminize alırsınız…

Sayın Hakan FELLAHOĞLU, deneyim sahibi birisi olarak bazı partili arkadaşlarınızın sizi Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu başkanlığına önerdiklerini ve bu konuda kulis yaptıklarını biliyor muydunuz? Zira başka bir vatandaşın ismini duyunca fena öfkelendiler diye duyduk…

Sayın Erhan ARIKLI, gelen de giden de bütün hükümetlerin kendilerine yakın medya kurumları ile mensuplarını devletin kaynaklarından yararlandıkları konusunda yerden göğe kadar haklısınız. Yine de bu konuda açıklama yaparken bunu kırmadan yaparsanız çok daha iyi olacaktır…

Sayın Reşat DEĞİRMENCİ, pek yakında artık Güzelyurt’u bırakıp Lefkoşa’da önemli bir makama getirileceğinizi duyduk. Liyakat ve tecrübeleriniz gayet olumlu olduğu için hayırlı olacaksa olsun deriz zira tarım şaka kaldırmayacak bir değere sahip…

Sayın Mustafa YAVER, Mağusa Devlet Hastanesi idari amiri olarak hastanenin otomatik kapılarının elden geçirilip servis yapılması isteniyor. Zira bazı hasta ve yakınlarının bu kapıların gazabına uğradıkları yönünde şikayetler geliyor.