‘Bizim programımız’ olacağı söylenmekle birlikte, göstermelik birkaç çalıştayla geçiştirilen, 2013-2015 Orta Vade Ekonomik Programı çalışmalarına dair kimseden çıt çıkmıyor. Gerçi Management Center (Yöneticilik Merkezi) 186 sivil toplum örgütü ve oda temsilcisini KKTC Sürdürülebilir Gelişim Planı ve plana ilişkin 2013-2015 Orta Vade Ekonomik Program tartışmalarına davet etmiş ve bir çalıştay düzenlemişti. Temmuz ayında programın detaylarının açıklanması bekleniyordu ya hani, kasım ayına geldiğimiz halde halihazırda programın ne mene bir şeye benzediğini gören yok. Ümidini aralık ayına saklayan iyi niyetlilerse hala mevcut.

Kötü niyetliler de bulunur bizim memlekette bilirsiniz. Hükümetle önceleri kanlı bıçaklı olan Management Center’ın, hükümetin ekonomik program çalışmalarına ‘teknik destek’ vermeyi nasıl kabul ettiğini pek anlayamamıştı art niyetliler...

Türkiye’de aylardır sürdürülen anayasa tartışmalarını duymuşsunuzdur. TEPAV’ın (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) sekreteryasında sürdürülen bu tartışmaların ortaya nasıl bir anayasa çıkartacağı kestirilemese de, TEPAV, hiç değilse görüntü itibarıyla, demokratik bir tartışma platformu yaratmayı başarmıştı. TEPAV, Türkiye’nin birçok kentinde düzenlenen Anayasa Platformu Vatandaş Toplantıları’na ilişkin kayıtları ve değerlendirme notlarını düzenli olarak web sitesinden yayınlamaya halen devam ediyor. Management Center en azından TEPAV’dan ve Türkiye’deki anayasa tartışmalarından esinlenebilir ve benzeri yöntemlerle ekonomik program tartışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirebilirdi. Böylelikle yıllardır iç içe olduğu örgütlere ve genel olarak topluma karşı sorumlu davranmış olurdu.

Çalıştaya katılan ekonomistler, sonradan kulaktan duydukları birkaç nokta dışında kendileri ile hiçbir detayın paylaşılmadığını yazılı basında bizzat ifade ettiklerine göre, yazılmakta olan programdan, program tartışmalarına katkı koyanlar da haberdar değil.

İyi de Management Center Kuzey Kıbrıs’taki sivil toplum örgütlerini ve sosyal ağı desteklemek ve güçlendirmek gibi ‘büyük’ bir misyonu üstlenmemiş miydi? Şimdi kötü niyetliler şu soruları soruyor: Management Center bu yüce misyonu bir yana itmiş ve STK’ların seslerini kesmeye mi hizmet etmeye başlamış yoksa? Ekonomik programa dair fikirlerin tartışılmasını engellemeye aracı mı olmuşmuş?

Eğer öyleyse, kısa zamanda demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarına dönüşen sivil toplum örgütlerimiz müstahaklarını nihayet bulmuş muymuş?

Tablo apaçık ortadayken bırakalım programı, Management Center’ı ve bu iddiaları yükselten art niyetlileri bir kenara. Hizmeti alan memnun, hizmeti satan memnun. Hibe ve kredi peşinde koşmaktan demokratik dertlerle ilgilenmeye vakti kalan kaç sivil toplum örgütümüz olmuştu ki zaten?