Meslek hayatımdaki en ilginç görüşmelerden bir tanesi oldu aslında…
Uyuşturucu kullanan çok kişiyle söyleşi yapmış onların bu batağa nasıl düştüklerini dinlemiş ve bunu yazılarımda konu etmiştim…
Ama bu sefer başka bir görüşme oldu benimkisi…
Uyuşturucu kullanan değil ama satan bu işten para kazanan, hapis yatan bir vatandaşla görüştüm, film senaryosu gibiydi resmen…
Adı Tan Onbaşı, şu anda 39 yaşında ve Girne doğumlu…
Bundan 20 sene evvel maddi sorunlar nedeniyle Londra’ya gitmiş, işler kötü gidince kendini bir uyuşturucu çetesinin içinde bulmuş…
1996 yılında uyuşturucu satmaktan dolayı Londra polisi tarafından tutuklanmış…
Peki orada kimlerle bu işi yapmış?
Şu anda KKTC’ye dönen ve pek de itibarlı olan iş adamları ile…
İyi de Tan Onbaşı benim ile niçin görüşmek istedi?
İşte bütün mesele burada yatıyor!
Çünkü o uyuşturucu satmaktan yargılanıp hapis yatarken ki burada 10 kg kadar eroinden bahsediyoruz, birlikte çalıştığı ağabeyleri onu ortada bırakmışlar…
Bu işlerin roconunda buna kalleşlik diyorlar!
Tan Onbaşı bu işten 20 yıl ağır hapis cezası yiyor ama asıl patronlar ve kendisini bu işe sürükleyenler dışarıda cirit atıyor…
Tan, 20 sene hapis cezası alıp 10’ncu yılda şartlı tahliye olup KKTC’ye geri dönüyor…
Onun meselesi çok farklı bizimkisi çok farklı…
O kendisine yapılan kalleşliğin intikamını almak peşine düşmüş, bu sadece intikam değil maddi alacak meselesi..
Bizimkisi ise daha farklı!
Londra’da eroin işi yapıp bundan büyük paralar kazanan ve KKTC’ye geri dönüp burada ciddi işletmeler yapan bir iş insanı…
Eminim ki bu satırları okuyan herkes bu iş adamının ismini merak ediyordur…
Şu anda bunu burada açıklamamız mümkün değil!
Bizim derdimiz şu:
Londra’da uyuşturucu ticareti yapan, bu işi yaptığı arkadaşlarını hapiste bir kez bile ziyaret etmeyen, destek çıkmayan ve KKTC’ye gelip ‘muteber iş adamı’ burada da bu pis işi yapıyor mu yoksa yapmıyor mu?
Ya da bu işlerden sıyrılmak bu kadar kolay mı?
Düşünün lütfen bir  kez;
Londra’da eroin işi yapıp büyük paralar kazanan bu vatandaş buraya dönüyor ve çok ciddi yatırımlar yaparak ya da öyle gözükerek, belki de orada kazandığı parayı burada aklamaya çalışarak ‘muteber iş adamı’ kılığında herkesin içinde geziyor…
Hem de KKTC’de uyuşturucunun suçlarda birinci sıraya yerleştiği bir süreçte…
Bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz!
 
Tan Onbaşı
 
 
----------------------------------------------------------------------------------------------
Protokol krizi!
 
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ‘Büyük Buluşma’ adıyla seçim manifestosunu açıkladığı şölende minik bir protokol krizi yaşandı.
Protokol tribününde ön sırada UBP’den Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’den başka UBP’li bir siyasetçi oturtulmayınca UBP’li üç vekil ve ilçe başkanı durumu protesto etmek amacıyla protokol sırasında değil halkın içinde oturmayı tercih etti.
Girne İlçe Başkanı Kutlu Evren, İskele İlçe Başkanı Nazım Çavuşoğlu ve Güzelyurt İlçe Başkanı Kemal Dürüst, Atatürk Spor Salonu’ndaki şöleni kendilerine ayrılan protokol tribününden değil halkın oturduğu sıralardan izlediler…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ramadan KAMİLOĞLU, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde bir doktorun her ayın en az bir haftasında Türkiye’ye çalışmaya gittiği biliyor muydunuz? Daha da ilgincini söyleyelim bu arkadaş aynı zamanda burada maaşının dışında ciddi bir ek mesai parası alıyor. Hastane doktorlarının olaya büyük tepkisi var haberiniz olsun…
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Karpaz’da bazı örgüt başkanlarının kazan kaldırması nedeniyle Cumartesi günü tam gün bu bölgede çalışma yaptığınızı duyduk. Bu arada hiç biriyle görüşemediğiniz iddia ediliyor. Hatırlarsanız sizi aylar önce bu konuda uyarmış ve biraz daha ilgi göstermenizi istemiştik…
Sayın Niyazi DÜZGÜN, dün öyle bir açıklama yaptınız ki özrünüz kabahatinizden büyük oldu. Şu terfi meselesinde ha keşke isim vererek konuşsaydınız! Şimdi devlette çalışan bütün partilileriniz zan altında kaldı. Yılların siyasetçisi bu hatayı yapmayacaktı doğrusu!
Sayın Yahya KURT, eşinizin Antalya’dan Ak Parti aday adayı olduğunu ve büyük bir ihtimalle de aday yapılacağını öğrendik. Desenize ailecek sizin genlerinizde siyaset varmış. Hayırlara vesile olsun, Ayşen hanıma başarılar dileriz…
Sayın Güvenç CANTAŞ, CAS’ın Türkiye’den büyük bir şirkete ciddi bir rakama satılacağı haberleri çalışanlar arasında büyük bir huzursuzluk yaratıyor. Bu konuda en azından çalışanlara bir açıklama yapmakta yarar görüyoruz…
Sayın Prof.Dr. Turgut TÜMER, büyük bir skandala imzasını atan bir öğretim üyesi konusunda alacağınız karar özellikle de öğrenciler tarafından merakla bekleniyor. Yani böyle bir edepsizlik ne görülmüş ne de duyulmuştur. Okulunuzun geleceği açısından radikal kararlar almanız gerekiyor, bizden uyarması!
Sayın Hasan SERTOĞLU, günler su gibi geçiyor ve KOP’a üyelik müracaatı için sadece 27 gün kalmış. Bu arada Türkiye Spor Bakanlığı’na bu konuda ciddi bir sorumluluk yüklendiğini duyduk. Aksi halde Kıbrıs’ta bütün dengeler değişebilir değil mi?
Sayın Ömer TAZEOĞLU, Mağusa’dan polis arkadaşlar aradı Serbest Liman’daki polis kulübelerinin yerlerinin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu kez Allah korudu bir dahaki sefere facia yaşanmaması için önlem almakta yarar var! Hassasiyet göstereceğinizden hiç kuşkumuz yok…
Sayın Derviş EROĞLU, Cumartesi günü deyim yerindeyse tam bir şov yaptınız ve rakipleri epey korkuttunuz. Bu arada diğer tüm adaylar Hasan Sertoğlu’nun peşinde ama siz hala bir telefon bile etmediniz. Ciddiye almakta fayda görüyoruz…
Sayın Mustafa AKINCI, Cumartesi akşamı Hidden Garden’deki yemek beklediğinizden çok daha görkemli geçmiş diyorlar. Herkesin cepten ödediği yemekteki kalabalığı görünce epey coştuğunuz söyleniyor. Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Kudret ÖZERSAY, bütün adaylar gövde gösterisini yaptı ve şimdi sıra size geldi. Her ne kadar partisiz olsanız bile bir şekilde bir etkinlik düzenlemek boynunuzun borcudur diye düşünüyoruz. Hem aynı anda bulunduğunuz noktayı görmek açısından iyi olacaktır…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN,Cumhurbaşkanlığı sürecinde yeniden parti başkanlığına aday olacağınızı açıklamak tam bir acemilik örneği idi…Hiç böyle hassas bir süreçte böyle hayati bir açıklama yapılır mı? Şimdi diğer adayların büyük tepkisini aldınız, bilesiniz!
Sayın Ersöz PAŞA, Mehmet Ali Talat ile yolları ayırıp kendi dünyanıza çekildiğinizi duyduk. Bunca yıllık dava arkadaşlığının bitmesini üzülerek öğrendik. Yılların dostluğu adına ha keşke bu ayrılık yaşanmasaydı!
Sayın Kutlay ERK, son köşe yazınızda Mustafa Akıncı’ya öyle bir yüklendiniz ki bunun nedenini bir türlü anlayamadık! Bize göre başka adaylardan daha çok kendi adayınızı öne çıkararak çalışmalısınız. Aksi halde geri tepebilir…
Sayın Yudum MİŞON, Cumartesi günkü konvoy kavgasında öyle yanlış kişilere demir attınız ki sanırız hayatınızın en büyük hatasını yaptınız. Bundan böyle attığınız her adımı daha kontrollü yapmanızı tavsiye ederiz. Sonra demedi demeyiniz!
Sayın Mehmet UYSAL, çok yakında böbrek naklinizin gerçekleşeceğini memnuniyetle öğrendik. Bütün dualarımız sizine olacak. En kısa zamanda eski sağlığınıza kavuşacağınıza olan inancımız tamdır.
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günün Fıkrası
 
İfade
 
Karısından boşanmış olan bir adam, o gün annesini görecek olan kızına 
- ''Al kızım bu zarfı. Sen artık 18 yaşına bastın bu annene vereceğim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demiş.
Kız annesine gitmiş;
- ''Anne babam bu zarfı sana gönderdi ben artık 18 yaşıma bastığımdan sana gönderdiği son nafaka çekiymiş. zarfı sana verip sonra 1 adım geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi''. 
Annesi; 
- ''Peki kızım şimdi babana git 18 seneden sonra O'na aslında senin gerçek baban olmadığını söyle sonra 1 adım geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret''...