Önceki gün Türkiye’de yaşanan faciadan sonra içimden bir şey yazmak gelmedi açıkçası. İnsanlar üç kuruş kazanmak adına, evlerine ekmek götürmek ve ailelerini geçindirmek uğruna hiçbir can güvenliği olmayan madenin içerisinde yanarak can verdiler.

Yaşarken ölenlerden değil, çalışırken ölenler sızlatır insanın içini. Ve bir kez daha buna şahit olduk. Yüzlerce can gitti. Yüzlerce insan kocasını, babasını, kardeşini, akrabasını yitirdi. Peki, ne uğruna? Elbette ki daha iyi şartlarda yaşamak uğruna. Çok üzüldük. Türkiye’nin Manisa ilinin Soma ilçesinde yaşanan facia tarif edilir gibi değil. Cinayet gibi bir şey. Hatta cinayet de yetersiz kalıyor kelimelerde.

Bu yaşananlar ne ilk ne de son. Peki, neden bu yaşanan olayların yaşanmaması adına tedbir alınmıyor? Madende çalışanların ne gibi riskler altında çalıştıkları ortadadır. İş sağlığı ve güvenliği olmadan çalışılan her alan ölümle burun buruna yaşamaktır. Dün yaşanan bu olay bizlere büyük üzüntü yaşattı. Öncelikle Türk ulusunun başı sağolsun.

Ve bugün bundan yola çıkarak nelerle uğraştığımızı hatırlatmak isterim.

Bugün tek gailemiz seçimler. Yani kim belediye başkanı olacak, hangi parti kazanacak, hangi siyasetçi ne dedi ya da ne yaptı? Tek konu budur. Ülkemizde en vahim anlarda dahi siyaset yapılıyor.

Neyse umarım ülkemizde daha ciddi konularla vakit geçiren siyasetçilerimiz vardır yoksa kendi koltukları uğruna çalıştıkları müddetçe kazanmaya değil kaybetmeye mahkûmdurlar.

Gelelim Lefkoşa’mıza. Seçime az kaldı. Birçok belediye başkanı seçime tam hızla hazırlanmaya başladı bile. Gerçi seçim yasakları dolayısı ile birtakım şeylerden geri kalmak zorunda olan başkanlar ilk adımı atmak için gün sayıyor. Ne mutlu ki ülkemiz seçim dönemlerinde çiçek gibi oluyor. Ben şahsen her altı ayda bir bu seçim atmosferini solumak isterim. Elbette ki daha temiz daha güzel bir çevre görmek adına.

Bu yazım da Lefkoşalılara…

Lefkoşa halkının seçimlerde vereceği karar çok önemlidir.

Lefkoşa için kim doğru önemli olan budur. Partilerin artık yavaş yavaş misyonunu yitirdiği bu günlerde kişilerin neler yapabileceği ya da kişilerin nasıl bir hizmet vereceği önemlidir.

Lefkoşa çok uzun yıllar boyunca yıpratıldı.

Her gelen Lefkoşa ve Lefkoşalı için varım dedi. Ama kimse tam anlamıyla Lefkoşa ya da Lefkoşalı için var olamadı. Gel görün ki gelenlerin kazandırdıklarından çok götürdükleri oldu. Halen geçmişin izleri çok derinden hissediliyor. Lefkoşa’nın eski haline kavuşması elbette ki kolay olmayacak. Bu düzeni şuan ayakta tutmak adına çalışan Kadri Fellahoğlu’nun elindeki imkânlar ortada. Yani 29 Haziran’dan sonra gelecek olan yeni başkanın bu görevi yürütürken elindeki imkanlar ortadadır. İmkansızlıklar içinde Lefkoşa halkı memnun ettirmeye çalışılıyor. Ama nereye kadar? Bugün her şeyin başı para. Lefkoşa Türk Belediyesi para kazandıkça güçlenecek ve güçlendikçe dizlerinin üzerinden kalkıp yürüyecek.

Tüm bunları vaat eden bir belediye başkan adayları için artık son sözü Lefkoşalılar söyleyecek.