Koltuk sevdası bir ego tatmini, bir eziklik psikolojisinin bastırılması için araç, bir hırs hatta bir ihtirastır. Ülkemizde son yıllarda toplumsal çıkarlardan öte belli bir zümreyi ihya etme, nemalandırma ve çıkar sağlama aracı olarak kullanılan KOLTUK amacından sapmış gibi.
 
                Tuhaf olan bir durum da bazı kişiler güçlerini ve karakterlerini mevkilerinden aldıkları için gün gele bu mevkiler elden gidince ne güce ne de karaktere sahip oluyorlar; hatta toplum içerisindeki sosyalleşme sürecinde itibarsız ve antipatik oldukları da gözlemleniyor.
 
                Rahmetli Aziz Nesin’in şu meşhur Koltuk Sevdası eserinin beyaz perdeye aktarılmasında yine rahmetli Kemal Sunal’ın üstün oyunculuk yeteneği ile bugün yaşadıklarımızı ta o günlerde bizlere ders verirmişcesine anlatmaları yılların şu koltuğun büyüsünden hiçbir şey almadığını gösteriyor.
 
                Bu sabah gazeteleri okurken Sayın Doğan Sair’in bir gazetede “Noldu bizim yangın helikopteri” ifadesini görünce aklıma aslında mevcut iktidarın yıllardır aynı görüş ve menfaati ideolojisinin bir nebze olsun değişmemesine bağlı olarak toplumun genelini tabiri caizse hiç takmadığı gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.
 
                Bundan kısa bir zaman önce arabın yalellisi gibi uzadıkça uzayan UBP Kurultayı’na bağlı olarak çeşitli rezilliklere binaen yine Koltuk Sevdası uğruna devlet kadrolarına yaklaşık 400 kişi istihdam edildi. Peki bu istihdam edilenler bir sınava mı tabi tutuldular ? Yoksa DPÖ’nün ve Personel Dairesi’nin istihdam açığı olduğunu belirttiği kadrolara mı sevk edildi bu kişiler ? Tabi ki hayır; talep edilen formasyon sadece en partili olmak ve hatta Sayın Küçük’e yakın olmaktı.
 
                Her neyse gelelim esas konuya; önümüz yaz mevsimi, yakında sıcaklar bastıracak ve geçen yıl yaşadığımız yangın felaketi tehlikeleri ile yeniden yüz yüze kalacağız. Her yangın çıktığında gündeme gelen ama sadece sözde kalan yangın söndürme helikopteri ihtiyacı elzemdir. Şimdi şöyle basit bir hesap yaparsak : 400 (istihdam) x 1500 tl. (ortalama) = 600,000 tl ( ayda) . Bir yılda 600,000 x 12 = 7.2 milyon tl. Yani anlayacağınız tam da bir yangın söndürme helikopteri ve aylık bakım ve idame ücreti fiyatına denk geliyor. Daha Bakanlıkların düğün, sünnet, açılış ve benzeri yerlere gönderdikleri çiçek paralarını ve müdür müsteşarların makam araçlarının benzin paralarını ve bir çok gereksiz yurt dışı gezilerini bu hesaba katmadık .
 
                Yani bu saydıklarımdan anlayacağınız koltuk sevdası yüzünden bizim yangın söndürme helikopteri sevdası da güme gitti gibi duruyor.
 
                Öte yandan benim için önemli olan bir diğer unsur da ülkemizin üzerinde kara bir bulut gibi gezen Kanser vakalarıdır ki özellikle Teknecik Santrali bölgesinde ikamet edenlerde yoğun bir şekilde tespit edilen bu vakalar düşündürücü ve üzücü bir boyuta ulaşmıştır. Kalecik’te de durum farklı değildir; bacalardan çıkan duman halkın sağlığını ciddi bir şekilde tehdit etmekte ancak hala daha bu bacalara filtre takılmamakta ısrar edilmektedir.
 
                Koltuk sevdasının popülizm yansımaları yukarıda da bahsettiğim gibi halkın genelini değil sadece halk içinde Anayasa bağlamında ! daha eşit olan vatandaşların rahatına hizmet etmekte ve gerisi Allaha havale edilmektedir.  Keşke halka hizmet etmenin vermiş olduğu dayanılmaz hafiflik zevki, golla gibi yapışılan koltuklardan daha çok önem arz etseydi de toplum olarak önemsenmenin zevkini hep beraber yaşasaydık.
 
Not: Yaklaşık bir aydır ara verdiğim yazılarıma bugünden itibaren devam edeceğim. Son yazımın devamını da bir sonraki yazımda sizinle paylaşacağım. Saygılar.