Kusura bakmayın;
Daha uygun bir başlık bulamadım!
Şimdi, isteyen istediği yere kına yakabilir…
Bugün Lefkoşa’da yaşananların olacağını bildikleri halde, hiçbir önlem almadıkları için kına yaksınlar.
Üstüne de şampanya patlatsınlar…
Sonra Sarayönü’ne gidip göbek atsınlar!

Kıbrıs Türkü dün yıllardan sonra bir kez daha terörle tanışmıştır.
Tamam, öfkeli çalışanların yolları çöplüğe çevirmesine, binalara saldırmasına, bayrakları yakmasına onay veremeyiz ama bu hükümeti yönettiklerini sananların bu kadar duyarsız kalmasını ve sorunu çözmek için kılını bile kıpırdatmasını hiç onaylayamayız.
Onun için kına yaksınlar, Başkentin içler acısı durumu karşısında zil çalıp oynasınlar!

Sendika yönetimi iki gün önce uyardı ve 48 saat verdi.
Bu saatten sonra olacaklardan sorumlu olmayacaklarını söyledi.
Söyledi de kimin umurunda oldu?
Ve dün olanlar oldu, Lefkoşa’da terör görüntüleri vardı, çileden çıkan çalışanların isyanını izledik, defin işleri de durduruldu, şimdi istedikleri yerlerine kına yaksınlar, sonra da uçağa atlayıp yılbaşı tatiline çıksınlar.

Çalışan, defin işlemi de yapmayacağız dedi..
Dedi de ne oldu, kim dikkate alıp da bir önlem aldı?
Bıçak kemiğe dayanan çalışan artık kontrolden çıktı ve dediklerini bir bir yaparken, ülkenin yönetici bozuntuları, belki içlerinden kıs-kıs güldü ve önlem almayınca, olanlar oldu, şimdi cenazeler toprağa değil, morglara istiflenecek.
Ta ki yer kalıncaya kadar!
Sonrası malum, işte bunun için de kına yaksınlar, ister başlarına, ister ellerine, isterlerse başka yerlerine…

Çalışanın öfkesi bitmedi, biz bu satırları yazarken, gitti su vanalarını da kapadı…
48 saat önce uyarmasalar içim yanmazdı!
Bütün bu duyarsızlıktan gözü dönen çalışan sonunda bunu da yaptı ve vanaları kapayıp eyleme katılınca depolarda en fazla iki günlük su kaldı…
Peki iki gün sonra ne olacak?
Eğer hükümet halen duyarsızlığında ısrar ederse, tankerler yine köşe olacak…
Tabi ki bütün Başkent’e yetiştirebilirlerse…
İşte kına yakmaları için iyi bir neden daha…
Sürsünler bol bol, bilmem nerelerine…

Ülke dün terörü yaşarken Başbakan ne dedi?
Böyle eylem olmaz, haklı değiller diye maraz etti.
Peki diğer yöneticiler nerdeydi?
Hele de yerel yönetimlerden sorumlu olan bakanın bir açıklamasını duydunuz mu?
Ya kabineden tek bir kişi cesaret gösterip ağzını açabildi mi?
Ya dönüşü bir türlü muhteşem olamayan Cemal başkan?
Nerede onlarda o yürek?
Bir toplantı da kına merasimi için yapsınlar, istedikleri yerlerini kına ile bulasınlar…
Daha neyi beklerler anlamak mümkün değil!
İlla ki kan akması lazım, birilerinin hayatını mı kaybetmesi lazım da, kıllarını kıpırdatsınlar…
Anlayan varsa beri gelsin!

Günün Fotoğrafı



“Yeni yıl yemeği dolayısıyla kapalıyız!”

Sevgili okur;
Bir kağıt parçası düşünün ve üzerindeki şu yazıyı okuyun;
“Yeni yıl yemeği dolayısıyla kapalıyız”
Bunda ne var demeyin!
Bu kağıt bir marketin camında asılı olsa, ya da bir kasabın ve manavın, elbette sorun yok…
Bu yazı, Girne Tapu Dairesi’nin kapısında asılıysa, burada sorun değil, büyük bir edepsizlik var demektir…
İdari tatilleri anlarız da bir kamu dairesinin kapısında, hem de mesai saatlerinde bu yazıyı görürsek kabul edemeyiz, içimize sindiremeyiz…
Ha keşke o yazıyı oraya değil de, meclisin kapısına yapıştırsalar ve şunu yazsalardı;
“Burası kapatılmıştır, bir daha da hiç açılmayacaktır…”


MESAJ KUTUSU


Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU
, Yeşilköy Köy Kooperatifi müdürünün görevden alınmasında en büyük parmak sizinki çıktı. Bu günlerde Yeşilköy’e sakın gideyim demeyin, kötü sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Bu arada Mağusa tapu Dairesi’nin elektrikleri kesik ve çalışanlar dosyaları el feneri ile arıyorlar, bilesiniz…

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, kuruluş gecesi etkinliklerinin BRT'den canlı yayınlanması UBP ile bir koalisyon yapacağınız yönünde söylentilere yol açtı. Özellikle Kudret Özersay ve ekibi bu konuda perde gerisinde gizli bir çalışma olduğunu iddia ediyor.
...
Sayın Hamza Ersan SANER, bugünkü genel grev kararı ile en az 5 bin yolcunun havaalanlarında telef olacağı söyleniyor. Umarız önleminizi almışsınızdır. Taşyapı’dan alınan çek sevinci kursağınızda kalabilir.

Sayın Kazım AND
, Bulut Akacan ile birlikte çok iyi bir dayanışma örneği göstererek mazbatadan hapis yatanların derdine ilaç oldunuz, tebrik ederiz. Ama, bu işe köklü çözüm bulunmazsa, birkaç aya kadar yine cezaevinin yolunu tutacak olanların sayısı epey fazla.

Sayın Turgay AVCI dün sabahın köründe bir gazeteciyi fena halde haşladığınızı duyduk. Hayırdır yine kim niçin damarınıza bastı? Dost acı söyler sözünü de ara sıra hatırlamakta yarar var değil mi?

Sayın Hüseyin ANGOLEMLİ, olası bir erken genel seçimde artık milletvekili adayı olmayacağınızı ve jübilenizi yapacağınızı üzülerek öğrendik. Belki bıkıp usandınız ama sizin gibi temiz siyasetçi bu ülkede ender bulunur.

Sayın Mustafa YEŞİL
, son günlerde siyasette yıldızınızın epey parlak olduğu görülüyor. Mağusa’da aday olmanız için çok sayıda partinin peşinize düştüğünüzü duyduk. Sizin de içinizde siyaset ateşi olduğuna göre bakalım bunu hangi siyasi parti söndürmeyi başaracak.

Sayın Özdal KEREM, La Reserva konsepti ve damak tadıyla epey övgü toplamışa benziyor. Şarapsız yemek, aşksız bir hayata benzer değil mi? Bir de kitap satışlarına başlayın şarap-kitap ikilisi bakalım uyuşabilecek mi?

Sayın Hasan ERÇAKICA,
56’ncı yaşınız hayırlı ve uğurlu olsun. Sevdiklerinizle sağlıklı ve mutlu nice seneler dileriz.

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, işiniz gücünüz kalmamış gibi sabahın erken saatlerine kadar sosyal paylaşım sitelerinde milletle papaz olduğunuz söyleniyor. Bu arada Cumartesi öğlen saatlerini iple çektiğinizi duyduk, hayırdır gökyüzünden huriler mi inecek yoksa?

Sayın Erdoğan MANİ, UBP Genel sekreter yardımcılığı görevinin garanti olduğu tek kişi olduğunuz söyleniyor. Bu arada meraklı vatandaşlar şu kayıplar komitesi işine fena taktı, pes edeceğe de benzemiyorlar.

Sayın Süleyman ERGÜÇLÜ, yıllar sonra birilerinin aklına gelmiş ve o mücadele dolu günlerin anısına plaket almışsınız. Yakında Anamur maceralarınızı kitaba dökeceğiniz söyleniyor. Merakla bekliyoruz.

Sayın Ünal AKİFLER, sizin gibi varlıklı bir ailenin ferdi emekli maaşı ile geçinemeyip bankadaki birikimlerden yemeye başladıysa diğerlerinin vay haline. Gençlik yıllarında hayranı olduğunuz Uruguay’da kalsaydınız şimdi bir eliniz yağda bir eliniz balda olacaktı. Şansınıza küsün artık.

Sayın Alev ŞENSOY, CTP içinde en az dört isim belediye başkan adaylığı konusunda yarışırken sizin isminiz camiada şok etkisi yaratmış. Şimdi bütün erkeklerden bir adım öndesiniz ve bizce bu fırsatı iyi değerlendirin.

Sayın Hüseyin GÜLERSOY, büyük bir operasyon geçirmenize rağmen iki günde iş başı yaptığınızı duyduk, geçmiş olsun. Ama bu ayakla artık gol atmakta biraz zorlanabilirsiniz. Aman dikkat…

Sayın Mehmet ERKUL, karabatak gibi bir gözüküp sonra kayboluyormuşsunuz. Yeni projeler mi var gündemde? Bu arada hamam projesini ortaya attınız, tellakları bile buldunuz ama daha temeli atamadınız. Siyasette kirden arınmak isteyen çok sayıda kişi sırada bekliyor.

Sayın Erkut YILMABAŞAR, sanki bu hafta sonu genel seçim var gibi maşallah köyden köye uçuyorsunuz. Nefesinizi iyi ayarlayın ki sonuna kadar gitsin. Kolay gelsin diyoruz.

Sayın Coşkun AKYERLİ, okulda canınız sıkıldığında ara sıra çocukların kullandığı tuvaletleri kontrol etmekte yarar var. Velilerden son günlerde yine şikayetler gelmeye başladı.

Sayın Ersin TATAR, Taşyapı şirketinden 100 milyon Euroluk çeki alınca ağzınız kulaklarınıza varmış diyorlar. Aksi halde 13’ncü maaşları ödemek çok güç olacaktı değil mi?




Günün Fıkrası

İlişki


Orta yaşlı çiftin dünyalar güzeli iki kızı vardı ama gönülleri bir erkek çocuk arzuluyordu hala. Son bir deneme yapmaya karar verdiler. Kadın hamile kaldı. Doğum günü sağlıklı bir erkek dünyaya geldiğini duyan baba neşeyle hastaneye koştu ama o güne dek gördüğü en çirkin bebekle karşılaştı.
Karısına: “İmkanı yok, bu bebeğin babası ben olamam. İki melek gibi kızdan sonra... Kızmayacağım, itiraf et, arkamdan bir işler çevirdin değil mi?” diye sordu. Kadın tatlı bir gülümseme ile cevap verdi: “Bu sefer değil hayatım.”