Hep birlikte ‘’miladı(!)’’ yaşadık 1 Aralık 2018 tarihinden itibaren! “Çevre için milat başlamıştır. Tüm halkımızın için hayırlı olsun.’’ şeklinde paylaşmıştı sosyal medya hesabından, Çevre Koruma Dairesi Müdürü Sayın Abdullah Aktolgalı.

18/2012 sayılı Çevre Yasası altında yapılan Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Yönetimi Tüzüğüne göre, 1 Aralık 2108 tarihinden itibaren, satış noktalarında kullanıcıya veya tüketiciye ücretsiz temin edilemeyeceğine, ücretsiz teminine imkan verecek herhangi bir promosyon veya kampanyaya dahil edilemeyeceğine dair karar, sadece ve sadece 15-50 mikron kalınlıkta olan plastik torbalar için geçerli idi.  Neredeyse Türkiye ile eş zamanlı olarak benzer kararı aldık.

Neden peki?

Avrupa Komisyonu’nun, çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik attığı adımlardan birisi de, Avrupa Birliği ülkelerinde, plastik kullanımının kademeli olarak azaltılması idi. Bu amaçla, Avrupa Birliği, 2015 yılında bir yasa çıkararak, hafif ağırlıklı, yani 50 mikron kalınlığının altındaki kalınlığa sahip, plastik çantaların kullanımını kısıtladı. Bununla birlikte, 15 mikron ve altında kalınlığa sahip olan (çok düşük ağırlıklı) ve meyve, sebze, balık gibi gıdaları koruma amacıyla kullanılan plastik poşetlerin kullanımlarının ise muaf tutulabileceği kararı alındı. 

Olay bundan ibaret. Avrupa Birliği’ne uyumdan ibaret! Aklımıza şimdi mi geldi çevreci olmak?

Kararı elbette destekliyorum ama sanki, yaşadığımız ortama, çevremize yaptıklarımıza baktığımda, çevre sağlığımız, çevre temizliğimiz ile ilgili başka hiçbir önlem almamış iken, ‘’plastik poşet kullanımını kısıtlamayı’’ biraz yapmacık bulmuyor değilim.

Oysa ki, Çad, Benin, Gabon, Gambia, Madagaskar, Morocco, Mali, Senegal, Somali, Togo gibi ülkelerde bile, plastik poşetler tamamen yasak, araştırıp bakabilirsiniz.

Biz ne yaptık?

  • 15-50 mikron arasındaki plastik poşetlerin kullanımını yasaklamadık, ücretlendirdik!

  • Bu ücretlendirmeyi sadece marketlerde yaptık. Başka yerlerde (dükkanlar, eczaneler, alışveriş merkezleri vb.) kullanılan poşetler, aynı kalınlığa sahip olsa da, ‘’çevreci’’ uygulamamızdan kaçıverdi!

  • Yapabileceğimiz en basit yasal düzenlemeyi yaptık. Böylece kimse fazla irrite olmadı!

Hatta hepimiz birden çevreci olduk bu sayede! İçimizde çevrecilik varmış da yeşerecek günü bekliyormuşuz meğer!

Sanki çıkarmak için sabırsızlıkla bekleyenler varmış evlerinde sakladıkları eski pazar çantalarını. Sosyal medyamız, rengarenk pazar çantaları fotoğrafları ile doldu taştı. Destekliyoruz açıklamaları yağdı sivil toplum örgütleri ve başkanlarından. Peki 1 Aralık 2018’e kadar aklınız neredeydi? Miladı mı beklediniz?


Bu kişiler baktılar mı hiç, başka nasıl kirletiyoruz çevreyi ve okyanusları diye? İlk sırada, sigara izmariti var. İkinci sırada plastik şişe ve kaplar, üçüncü sırada plastik şişe kapakları, dördüncü sırada gıda ambalaj atıkları ve beşinci sırada bizim poşetler... Ve dahası…

Sorarım şovenistlere, plastik su şişeleri ile ilgili yasal düzenleme yapıldığında da evlerinizden getirdiğiniz su şişeleri ile mi poz vereceksiniz çevreci bakışlarınızla? Lütfen samimi olalım…

Sonra anladım ki,

Olay, sadece poşette bitmiyor.

Olay, Avrupa Birliği istedi diye yapmış olmak için yapmakla bitmiyor.

Olay, marketten iki poşet az alıp da sigara izmaritini arabadan savurmakla hiç bitmiyor!

Olay, hele hele ‘’sahte çevrecilikle’’ hiç mi hiç bitmiyor!

Ne mi yapmalı?

Dünyanın kabul ettiği 3R ilkesi ‘Reduce (Azalt), Reuse (Yeniden Kullan) ve Recycle (Geri Dönüştür)’ yaklaşımı benimsenmeli hükümetler üstü devlet politikası mantığı ile!

Teknecik’in bacasından başlayabiliriz mesela!

Denize akıttığımız çıkartılarımızdan da başlayabiliriz!

Atıklarımızı arabadan yola fırlatmayabiliriz mesela!

Tıbbi atıklarımızı, evsel atıklarımıza karıştırmamayı da deneyebiliriz!

Kullanmadığımız ilaçların, atık yağların, pillerin, cam ambalajların akıbetlerini araştırmakla da başlayabiliriz işe!

İş gerçek çevreciliğe gelince, sorumluluklarımız da ağır oluyor ne yazık ki_

İşte gerçek bu, her yerimiz kirli! Başımız da kel!

İyi ki ‘’poşet’’ yetişti imdadımıza da ‘’çevreci’’ oluverdik birden!

‘’Kel başa, şimşir poşet’’ misali, ‘’miladı’’ yaşadık hepimiz, çevremiz kirden pislikten geçilmez iken…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899