Zaten Talat da itiraf etti...
Kafasındaki başbakanın Kalyoncu olmadığını!
Ama partideki yüzde 95'lik bir milletvekili kesimi illa ki Kalyoncu deyince haklı olarak direnmemiş ve kabul etmiş!
Başka da çaresi yoktu zaten...
Ama bu itiraf bile CTP'de işlerin hiç de iyi gitmediğinin bir özeleştirisidir aslında!
Partinin hemen her kademesinde yıllardır görev yapan Kalyoncu elbette iyi bir insandır, iyi bir siyasetçidir ve partilidir ama bu iyilikler iyi bir başbakan olması için yeterli bir neden değil işte!
...
CTP ülkenin önemli bir partisidir ve var da olmalıdır...
Son dönemde ciddi yasaların geçmesine de ön ayak olmuştur!
İki ucu bıçak gibi keskin konulara cesur dalmış ve yasalar geçirmiştir ama görünen o ki bütün yaptıkları kamuoyunun gözünde zerre kadar değer bulmamıştır!
Oysa hükümet programını hiç bir partinin yapmadığı bir şekilde takvime bağladılar ve tıkır tıkır işliyor...
Demek ki yetmemiş bunların hiçbiri!
...
Başbakan Kalyoncu ile hukukumuz gayet iyidir ve sever sayarız ama ne yazık ki kendisinin iyi vasıfları partiyi ateşlemeye yeterli olmamış, kamuoyunda da yeteri kadar aktif görülmeyip 'geçici başbakan tablosunu ortaya çıkarmıştır!
Yine Kalyoncu'nun siyasi geçmişinde sürekli keskin çizgilerde duruşu, çok da hoşgörülü olmayan politika ve söylemleri kamuoyunun tepkisine neden olmuş ve ne kendisi halkı ne de halk kendisini yeteri kadar kucaklayamamıştır!
Ve son olarak da üç bakan değişiminde tarihi bir pot kırarak bunu gençleştirme hareketi olarak ifade edince kendi partilisinin bile diline düşmüştür!
...
Sonuçta ebette ik CTP içinde yaşanan sorunlar öncelikle CTP'yi ilgilendirir...
Ama bizim ilgilendiğimiz bir vatandaş olarak Başbakanlık makamıdır ve
bu da bütün KKTC'nin ilgi alanına girer...
Görüntü ise şudur;
Kalyoncu'nun iyi bir partili olması iyi bir başbakan olmasının önünü açmamıştır!
CTP'nin şu anki resmi bundan ibarettir...
 
 
 
“Beyaz kimlik istemiyoruz!”
 
“Levent abi gerçekten de bu beyaz kimlik konusu kimseyi tatmin etmedi. Tanıdığım yüzlerce kişi başvuru bile yapmadı. başvuru yapanlar da beyaz kimliğin bir şeye yaracağını sanıyor. Gerçekten bu beyaz kimliğin en ufak bir getirisi avantajı yok ki televizyonlara çıkan yetkililerde bunu itiraf ediyor! Bakan bile çıkardığı yasayı yetersiz buldu. Gelen tepkiler üzerine bu yasanın sonradan altı doldurulacağı iddia edildi.
Allah için siz dünyada en az 5-10 ülkeye gitmişinizdir böyle bir daimi ikamet izni yasası kimliği hangi ülkede var? Hangi ülkede o ülkede doğan ve 10 yıl yaşayan çocuk babasının çalışma izni varsa beyaz kimlik alabilir diye maddeyle karşılaşır?
Bu beyaz kimlik bir şeye yaramadığı halde... Bir ülkede doğan çocuk o ülkeye kendi iradesiyle gelmemiştir. Allah aşkına hangi ülkede o ülkede doğmuş çocuk o ülkede yaşamış çocuk vatandaş olmaz? Ben araştırdım böyle bir şey görmedim.
Buradan tekrar söylüyorum abi, vallahi vatandaş olmak çok da umurumuzda değil ama önümüzü göremiyoruz. Çalışma şartları çalışma izni çok kısıtlı. Ayrıca en ufak bir olayla ispiyon vs karşısında sınır dışının önü açık. Öyle ki polis de dostu ahbabı olan ispiyon ediyor en ufak bir şeyden sınır dışı ediliyor. Eski sevgilisini eski dostunu, kocasının dostunu tanıdığı var diye sınır dışı edilenleri tanıyorum.
Ben adli yüz kızartıcı suçlardan bahsetmiyorum bu suçları işleyenler elbette ki sınır dışı olsun. ama çalışma izni insana tam özgürlük tanımıyor. Adam akıllı yargılanma hakkı tanımıyor. Bizim istediğimiz oy verme, devlette işe girme hariç yasal olan her işi belgeyi imza yetkimiz olmasıdır.
Tekrardan teşekkür ederim, Sağlıklı ve mutlu kalın…”
 
(İbrahim Hızlı)
 
 
35 bin öde 1 milyon topla!
 
Belediye başkanları biraz alınacak ama şu gerçeği de gözler önüne sermek durumundayız…
Örneğin Lefkoşa Türk Belediyesi;
Vatandaşa dağıtılan sular için devlete sadece aylık 35 bin TL ödüyor!
Vatandaştan topladığı para ise yine ayda 1 milyon TL civarında…
Yani ciddi bir kazanç var ortada!
Ama su özelleştikten sonra bu kadar para kazanamayacak, haliyle zaten sıkıntılı olduğu için büyük bir kaos içine girecek!
Onun için belediyelerin genelinin niçin suyu kendileri yönetmek istediğini daha iyi anlıyoruz…
Ama bu destekliyoruz anlamında değil!
 
 
2 TL’den aşağı bir şey yok!
 
Hafta sonu Lefkoşa’da terminal içinde kurulan açık pazarı doyasıya gezdim hem de epey alışveriş yaptım…
Uzun zamandır gitmiyordum iyi de yapmışım!
Öncelikle orada uzun zamandır görmediğiniz dostu ahbabı görüyorsunuz, ayak üstü sohbetler şahane oluyor…
Tanımadığınız insanlar önünüzü kesip memleket meselelerini konuşuyorsunuz…
Üreticinin sıkıntılarını bire bir dinliyorsunuz…
Bunlar hep iyi de fiyatların iyice uçtuğunu görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı…
Allahın maydanozu, nanesi, dereotu bile 2 TL’den aşağı satılmıyor!
Gerisini de siz düşünün artık…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Mehmet Ali TALAT, geçen haftaki parti meclisi toplantısında suyun yönetimi konusundaki oylamaya çoğunluk ‘ret’ kararı verirken sizin de içinde bulunduğunuz 4 kişi de ‘evet’ demiş. Bu konuda kamuoyunu aydınlatmanız bekleniyor!
Sayın Ömer KALYONCU, şahsinize karşı sevgimiz ve saygımız sonsuzdur ama bir süredir kamuoyunun nabzını tutmaya çalışıyoruz vatandaş bir türlü sizin başbakanlığınıza alışamadığını söylüyor. Maya tutmadı demek ki değil mi!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, su mali protokol konusunda parti içinde yaşanan tartışmaların hep size yaradığını söylüyor bazı partili dostlar. İçinizden kim bilir ne kadar gülüyorsunuzdur değil mi?
Sayın Osman KORAHAN, Turizm Bakanlığı’nda geçmişte yapılan bir takım ihalelerin soruşturmaları hala tamamlanmadı mı? Bakan bey de bu durumdan epey rahatsızlık duyuyor, hızlandırmakta yarar görüyoruz!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, belediye meclisinde yaşanan kavga ve gürültüler konusunda hala bir açıklama yapmadınız. Böyle olunca da bazı şeyler havada kaldı! Artık umarız yeni yılın ilk günlerinde perde gerisi yaşananları sizin ağzınızdan duyarız değil mi?
Sayın Asım AKANSOY, beyaz kimlikler konusunda sanırız yanlış bir tahminde bulunuyorsunuz. Fiyatı 2 bin TL’nin altına indirilmediği taktirde değil 10 bin kişi bin kişinin bile bu kimliklere rağbet etmeyeceği sanılıyor. Biraz bu konuda bastırın deriz!
Sayın Tekin ARHUN, 2015 yılında bankalar genelde küçülmeye giderken sizin bakanın ciddi bir çıkış yakaladığı gözlenmiş. Bu arada hızla artan şube sayınız da gözlerde kaçmıyor. Hayırlı işler dileriz!
Sayın Mustafa YALINKAYA, Yeni Erenköy Belediyesi çalışanlarının haklı grevinde örgütlenme konusunda iyi bir önderlik yapıp grevin zaferle sonuçlanmasında sizin de payınız büyük. Çalışanlardan teşekkür mesajlarınız geliyor…
Sayın Birikim ÖZGÜR, Orman işçilerinin maaş ödemeleri 27 gün geç olsa da yapıldı ama bunların bir çoğunun düzensiz ödemelerden dolayı işten durduklarını biliyor muydunuz? Bu konuda daha hassas olmanız bekleniyor!
Sayın Asım İDRİS, TDP genel sekreterlik göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Partiliniz ve vatandaş bundan sonra artık sizi daha yüksek makamlarda görmek istiyor. Partiye biraz hareket getirmekte yarar görüyoruz…
Sayın Hasan YAĞIZ, minik bebek nihayet dünyaya merhaba demiş ve sizin de yılların özlemi olan babalık beklentisi mutlulukla sonuçlanmış. Anneyi ve sizi kutlarız. Allah minik yavruya sağlık ve şefkatini esirgemesin inşallah…
Sayın Necdet OSAM, bu yıl söz vermemize rağmen görüşmek bir türlü kısmet olmadı kusura bakmazsınız umarız. Önümüzdeki seneni ilk günlerinde mutlak birlikte olacağız. Tüm DAÜ camiasının yeni yılını kutlarız…
Sayın Erhan ARIKLI, kurulduğu ilk günlerde büyük umut haline gele Yeniden Doğuş Harekatı’nın son zamanlarda fazla sessiz kaldığı yönünde şikayetler alıyoruz. Acaba aktif siyasetten vaz mı geçtiğiniz diye sorular gelmeye başladı…
Sayın Mesut YIKICI, aylardır süren grevin sona ermesiyle derin bir nefes aldığınız ciddi projelere imza atmaya hazırlandığınızı duyduk. Bu süreçte birkaç yıldız kaybettiniz ama çalışanların da gayretiyle tekrar toplayabilirsiniz değil mi?
Sayın Halil TALAYKURT, sizin ufaklığın küçük bir kaza geçirdiğini üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun, çocuklar da ancak böyle düşe kalka büyüyor işte değil mi? Allah beterinden saklasın…