İstifası istenen bakanlardan biri de o…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner…
Dün radyo programında ilk sorumdu;
‘Türkiye niye kış saati uygulamasına neden geçmedi, biliyor musunuz’ diye!
Hiç kıvırmadan cevapladı…
‘Bilmiyorum’ diye!
Ne yazık ki o dahil burada kimse bilmiyor bunu…
Hatta Ankara Hükümeti’nin bir çok kurmayı bile!
Reis öyle emretti kim bilir belki de kendince AB’ye bir mesaj vermek istedi…
Onu pek bilemeyiz ama olan da bize oldu!
Ben buna yıllardır ‘Kalk Arap otur Arap’ politikası diyorum…
Ankara istedi diye kendi iklimimize uygun olmayan icraatları uygulamaya koymak bunun adı!
Hatta artık Ankara Kalp Arap filan da demiyor…
Biz balıklama atlıyoruz, sonu nereye gideceğini bilmeden!
Ha keşke içimizden birisi en azından Ankara’ya gidip bir durum değerlendirmesi yapsaydı, sorup soruştursaydı bunun nedenini…
Yapmayınca böyle oldu, hem sokaklar kaynıyor hem de suçlu Ankara ilan ediliyor!
Birileri de tek taşla birkaç kuş vuruyor doğal olarak…
Bakan Saner diyor ki…
Bunların amacı üzüm yemek değil, bağcı dövmek diye düşünüyor Ersan Saner!
Kısmen haklı…
Bu ülkede 1974’den bu yana savaşta ölenlerden çok trafik kazalarında insanlar öldü ama nedense şimdiye dek tek bir toplumsal tepki bile gösterilmedi!
Bu kez ise sapla saman biraz fazla karıştırıldı…
Kazaya tepkinin boyutu ray değiştirdi Ankara karşıtlığı ve rejim düşmanlığına doğru seyrediyor!
Nereye kadar gidecekse artık…
Ama burada hükümetler de suçsuz değil!
Onca can trafikte giderken hiç biri de duyarlı olmadı, icraatlar vaatten öteye gitmedi…
Dünkü üç öğrencinin tutuklanma olayı ise üzücüdür, düşündürücüdür…
Düşünü bir kere;
Bir lise öğrencisi bir bakanlığın duvarına ‘katil devlet’ diye yazıyor!
Tepkilere bakıyoruz…
Gençlik özgür olmalıymış, onların da söz hakkı varmış!
Yok arkadaş, bu tür yorumları kabul etmek mümkün değildir…
Elbette bu ülkede 7’den 70’e herkesin bir takım hakkı hukuku ve düşünce özgürlüğü vardır ama bu kadar da değil!
Devletini katil olarak gören, ya da ona öyle gösterilmeye çalışılan 16 yaşındaki bir öğrencinin devletini katil olarak görmeye, bunu duvarlara yazma hakkı yoktur…
Öğrenciyse öğrenciliğini bilecek, onun için birinci hedef eğitimini tamamlamak olacak!
Ve bunun da perde gerisi mutlaka araştırılıp, ardındaki kişiler gün ışığına çıkarılacak…
Aksi devletin katil olduğuna inanan gençlerin sayısı artar ve bu da toplumsal barışa hizmet etmez!
KKTC, bir trafik kazası bahane edilerek sivil itaatsizliğe sürüklenmeye çalışılmaktadır…
Bunda gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin sorumluluğu vardır!
Hadi üç bakan ve ardından da hükümet istifa etti ve gitti, ölen canlar geri gelecek mi…
Sevgili okurlar;
Türkiye Cumhuriyeti 2013-2015 yılları arasında sırf ulaştırmada kullanılması için KKTC’ye 395 milyon TL ödenek ayırmıştır…
Bu yüklü paranın tek kuruşu bile ulaştırma için kullanılmamış, haliyle para geri gitmiştir!
Bu hükümet ve 3 bakan hesap verecekse, geçmişte hükümet olanlar ve ilgili eski bakanlar da hesap vermelidir…
İşte sorgulamayı toplum geneline ve geçmişe de yayarsak, belki o zaman ölümlü trafik kazalarını en aza indirebilir ve böyle rejim karşıtı eylemlerle karşılaşmayız!


 
 
98 Milyon TL nereye kullanıldı!
 
Eski Maliye Bakanlarından Birikim Özgür’ün dün bir açıklaması vardı…
98 milyon TL gibi büyük bir rakamın yolların iyileştirilmesinde kullanılmadığından şikayet ediyordu…
Bakan Denktaş, devlet çalışanlarından kesinti yapıp yolları AB seviyesine çıkarmayı planlayadursun!
Bu para niçin kullanılmadı…
Türkiye’nin 2013-2015 yılları arasında ulaştırma için bize ayırdığı para da kullanılmadığına göre buyursunlar bir araştırma komitesi kursunlar ve sonra da kamuoyuna açıklasınlar!
Görelim bakalım kimler görevlerini niçin yapmamışlar…
Ya da ayrılan paralar nerelere hangi maksatla kullanılmış herkes bilsin!
 
 
CTP sütten çıkmış ak kaşık değil!
 
Allah’ı var Tufan hoca CTP genel başkanı olduktan sonra gayet temkinli ve dengeli gidiyor…
Eleştirinin dozunu artırmıyor!
Belli ki o da biliyor kendi partisi hükümet olduğu zamanlar birçok görevini yerine getirmedi ve bunun da bilincinde…
Ama Tufan hoca da en azından kendi partisinin öz eleştirisini yapabilmeli ve geçmişte bakan olan arkadaşlarının icraatlarını masaya yatırmalıdır!
Daha eksiksiz, daha başarılı bir CTP için…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Mustafa AKINCI, YÖDAK konusunda kararı Mont Pelerin dönüşü açıklayacağını söylemiştiniz ama unuttunuz galiba! Taraflar karar konusunda sizden gelecek olan açıklamayı dört gözle bekliyorlar, bari adaya gelişinizde açıklayıverin ve siz de üzerinizden bir yükü böylelikle atın!
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, UBP’li bakanların istifası konusunda televizyonda yaptığınız açıklamadan sonra UBP fena halde karıştı. Koalisyon hükümeti temsilcisine yakışmayan bir açıklama olarak değerlendirildi ve şimdi partinize bir şikayet mektubu yazılacak diye duyduk!
Sayın Derya KANBAY, Ankara’nın Türkiye Büyükelçiliği’ne uzun bir zaman geçmesine rağmen basın ataşesi atanmayınca meslektaşlar bazı bilgilere ulaşmakta zorluk çektiklerinden şikayetçi oluyorlar. Bu atamaya bir hız verseniz diyoruz!
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, duyarsız ve sorumsuz vatandaşların Boğaz Piknik Alanı’da verdiği zararlar duyarlı vatandaşların tepkisine neden oluyor. Özellikle hafta sonralı buraya zabıta göndermeniz isteniyor!
Sayın Halil SADRAZAM, kızınızın hediye aldığı ileri teknoloji  telefonu kullanamayınca teknik destek almak için kapı kapı gezdiğiniz görülüyormuş. Yeni teknolojiler bizim gibi eskilerin kafasını karıştırıyor değil mi! Allah sabırlar versin artık…
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, yollarda görevli trafik polislerinin yıllardır yol durumlarını devlete bildirdiklerini ama çok da kaale alınmadığını duyduk. Polisimizin bu konudaki duyarlılığından kuşkumuz yok ama işte hükümetler ağırdan alınca böyle durumlar meydana gelebiliyor!
Sayın Hasan Hüda ECER, sosyal medyada öyle bir patlamışsınız ki paylaşımlarınızı okuyanlar hayretler içinde kalmış. Sizin gibi mülayim birisini bu kadar kim niçin kızdırdı ki! Çekememezlik her sektörde var değil mi!
Sayın Mehmet Ali TALAT, bir partiliniz aradı ve TC seçmeni olmanız halinde hala AKP’ye oy verip vermeyeceğinizi sormamızı istedi! Böyle aracılık yapmaktan bıktık usandık ama bari küçük bir açıklama yaparak vatandaşı rahatlatıverin!
Sayın Hüseyin ALANLI, memleket kaynarken Kosova’ya giderek en azından birkaç gün moral ve motivasyonunuzu yükselttiğiniz söyleniyor. Ara sıra böyle kaçmalar her zaman iyidir ve doping etkisi yaratır değil mi!
Sayın Kemal Deniz DANA, Lefkoşa’daki Kan Bankası’nın en zor günlerden geçtiği ve kan bağışlarının eskiye göre ciddi şekilde azaldığı şikayetleri alıyoruz. Bu konuda bir proje üretmeniz halkı duyarlılığa teşvik etmeniz bekleniyor…
Sayın Metin BİLMEM, müşavirlik göreviniz nihayet başladı ama yeni atanan müdür arkadaşa karşı ciddi bir muhalefet başlatılmak üzere onun için size de büyük sorumluluklar düşüyor. Ara sıra ziyaret etmekte yarar görüyoruz!
Sayın Ahmet YÖNLÜER, KKTC Din İşleri Başkanlığına atanmanız  için bir grup din adamı imza toplamaya başladı ve unu Ankara’ya taşımaya hazırlanıyor. Bu iş sanki de ciddiye bindi değil mi, hakkınızda hayırlısı artık!
Sayın Arda GÜNDÜZ, müşterilerden gelen yoğun istek üzerine mekanı değiştirme kararı almışsınız. Doğru da yaptınız çünkü müşterilerin yarısı sokakta sizi dinlemek zorunda kalıyor. En kısa zamanda taşınmak temennilerimizle…
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, olası bir çözümde Güzelyurt’un bir takım takaslar karşılığında verilecek olma ihtimalinin yüksek olduğu konuşulmaya başlandı! Bu konuda vatandaşın telefonlarına cevap vermekte güçlük çektiğiniz de söyleniyor. Sabırlar dileriz…