Öyle anlar oluyor ki insan kendini gerçekten çaresiz hissediyor.

Hatta bu ülkede yaşayan sıradan bir vatandaşsanız bu çaresizliği sıklıkla hissediyor olmalısınız. Öyle bir çaresizlik ki bu ne söyleseniz, kime söyleseniz boşuna yanınıza kalıyor. Acınızı sadece içinize atıp, sıkıntıları kalbinize gömüyorsunuz.

Onca olumsuzluk, onca çarpıklık ve onca düzensizlik içinde buhranlara kapılmamak için ya çok bencil, ya çok duyarsız yada yaşadığınız ülkeden habersiz olmanız gerekiyor. Bu saaten sonra kendi adıma çok duyarsız, çok bencil hele de yaşadığım ülkeden habersiz olmam çok zor bir ihtimal gibi duruyor. Bu durumda yapabileceğim tek şey yazmak gibi görünüyor...

******

Çevre konusunda gün be gün artan kıyım çaresizlikle izlediğimiz pek çok konudan sadece biri...

Sonradan para görmüş mirasyediler gibi fütürsuzca harcıyoruz doğanın bize sunduğu güzellikleri.

14 Mart tarihinde sadece birkaç gazetede manşete taşınan Kalecik Körfezin’de yaşanan petrol sızıntısı bu aç gözlülüğümüze iyi bir örnek oluşturuyor. Siz bakmayın yaşanan petrol sızıntısının ardından herşeyin kontrol altında olduğu yönündeki açıklamalara. Bana sorarsanız boyutları henüz saptanamamış ciddi bir krizle karşı karşıyayız.

Zaten Teknecik Sahili’nde denizin renginin değişmesi ile başalayan kirlilik, Kalecik’de yaşanan sızıntının ardından doğadaki geri dönülmez felakletlerin habercisi gibi duruyor. Pertol Dolum Tesisi’ne Hayır İnsiyatifi yayınladıkları açıklamada Kalecik Körfezi’nde ihmal sonucunda tonlarca mazotun denize sızdığını söylüyor.

Bazıları bu açıklamaları mesnetsiz iddialar olarak değerlendirebilir ancak bana sorarsanız ateş olmayan yerden gerçekten duman çıkmaz.

Bu arada petrol dolum tesisine karşı yapılan her itiraz ve gösteriye karşılık petrol kazalarını sıfıra indirecekleri yönünde açıklamalarda bulunan bakan’larımız ve makamlarımız yaşananları on iki saat sonra öğrenmişler.

Oysa bu tip durumlarda petrolün kıyıya vurması demek uzun süreli kirliliğin kalıcı olması anlamına geliyor ve bunu önlemek adına ilk anda alınacak önlemler büyük önem taşıyor.

Kısaca, Kalecik artık S.O.S veriyor ve bunun ilk mesajları da verildi..

Son 40 yılda Amerika kıyılarından Avrupa'ya,Irak'tan Güney Afrika'ya ve Türk boğazlarına kadar dünyanın birçok yerinde benzer felaketler yaşandı ve onarılması güç çevre sorunları yarattı.

Yaşanan bu olay bence petrol dolum tesisi yapma heveslileri ve buna sessiz kalanlara için bir işaret olarak düşünülmeli.

Ve Amerikalı yazar Alice Walker’in de dediği gibi hepimiz için aktivizm “bu dünyada yaşadığımız için ödediğimiz bir kira bedeli” olarak algılanmalı ve bize yaşatılanlar bu bakış açısıyla sorgulanmalı.