İnsan ilişkilerinde nedense vefa ön planda yer alır. Herkes bir takım sebeplerden dolayı bir birine vefa borcunu ödemekle yükümlü kalır.

Ama unutulan bir şey var. İnsanların birbirlerine duyduğu vefa ile siyasilerin birbirine duyduğu vefa farklıdır.

Güven vefadan daha önemlidir.

Bu yazımda sırf partilerine olan vefa borçlarını ödemek adına iş adamlarının ve siyasilerin içinde  Partiler kendi içlerinde yer alan siyasetçilerle bütünleşerek kafalarda yer eder. İş adamları da öyle. Üyesi olduğu partinin adı ile anılır ve onunla bütünleşir.

Siyasilerle sürekli danışıklı dövüş yapan iş adamları partilerinin çok iyi yerlere gelmesi için maddi katkıyı esirgemezler, hatta sırf partileri için de ellerindeki tüm imkânları da zorlarlar.

Geçtiğimiz gün ismini ilk kez duyduğumuz bir şirketin mail yolu ile anketi gönderildi bize. Öncelikle bu firmanın Kıbrıs’a ait bir firma olmadığını vurgulamak isterim. ‘Gezici’ adı ile gönderdiği mail detaylı bir ankettin dökümleriydi. Kolay değil aslında. Kıbrıs’la alakanız olmayacak ama Kıbrıs’ta bir anket yaparak birinciyi, ikinciyi ve hatta gelecekle ilgili düşünceleri belirleyeceksiniz.

Adı üzerine anket.

Her ne kadar bu araştırma şirketimiz bu araştırmayı yapmış ve bizlere ulaştırmışsa ben bu anketin güvenirliğini sorgularım.
Herkes vefa borcunu ödeyecek diye, sırf partisi önde olsun diye anket yapar ve halkla bunu paylaşırsa bunun adı ‘’doğruluk’’ değil ‘’vefanın ‘’ anketi olur.

Araştırma şirketimiz anketi yaptıran firmanın mailini ‘’Bcc’’ yerine yanlışlıkla ‘’cc’’ lere kaydederek mail göndermiş. Bu şirket sahibi iş adamımız böylelikle deşifre olmuş oldu. Partisi ile bütünleşen iş adamımız da sanırım partisine vefa borcunu ödeyecek olmalı ki değeri yaklaşık 70 bin TL olan anketi yaptırmış.

Az çok yapılan anketin sonucundan da bu anketi ne amaçlı yapıldığı belli olmuştu aslında. Olay; iş adamlarının vefa borcunu ödemek adına bu tür anketlerle partisine katkı sağlamaya çalışmasının yöntemidir. Halkı yanıltan yanıltmakla kalmayıp, kafalarda soru işaretleri bırakan bu anketlerin yayınlanması ne kadar doğrudur sorgulanmalıdır.

Önüne gelen her iş adamı anket yapıp yayınlarsa buna halkın inancı ve güveni kalmaz. Sırf bu yüzden yitirilen güven bekli de mevcut partiye zarar verecektir. Sırf oy uğruna kişileri yanıltarak, yönlendirmek amaçlı yapılan anketlerin kimler tarafından yaptırıldığı büyük önem taşır. Ben ne CTP’nin ne TDP’nin ne de UBP’nin anket yaptırmasını sağlıklı bulmuyorum. Herkes kendi partisinin adayını ilk sırada gösterecek böylelikle halkın üzerinde büyük görünmez bir baskı unsuru sağlayacaktır.

Bu seçim bitene kadar ne iş adamlarının ne de siyasilerin ‘’vefa borçları’’ hiç bitmeyecektir.