Önce empati yapıp kendime sordum;
Hangi şartlar altında intihar ederdim diye!
İnsanın en darda kalabileceği durumları düşündüm…
Her seçenekte de intihar eden polis memurunun daha çok küçük yaştaki ikizleri aklıma geldi ve ‘kesinlikle intihar çözüm değil’ kanısına vardım!
Çünkü bana göre intihar kolaycılıktır, zayıflıktır, geride bırakılan gözü yaşlı onlarca insandır…
He de minik yavrular varsa!
Ama önceki günkü olay ne ilktir ne de son olacaktır…
Polis memuru Necati Fidan da ardında çok sayıda gözü yaşlı inan ve yetimler bırakarak devletin kendisine verdiği beylik tabancası ile canına kıydı!
Belki de tek kurtuluş yolu olarak bunu görüyordu ve artık dipteydi, en uçtaydı ve namlunun ucunu şakağına dayadı ve tetiği çekti!
Belki planlıydı belki de bir anlık karar…
Aslında intihar nedeni sır filan da değil çünkü ölmeden önce yazdığı mektupta bütün gerçekleri kağıda dökmüştü…
Aile yakınları o kağıt parçasını okuyunca daha fazla yıkıldılar daha fazla kahroldular!
Çünkü merhum polis borçlarının artık ödenemez duruma gelmesi nedeniyle canına kıymış ve bunu yaparken de geride bırakacağı enkazı aklına bile getirmemişti…
Polis elbette görevi dışında sıradan bir insandır…
Her insanın yaşadığı sıkıntıları o da yaşar, o da borçlanır ödeyemez zaman zaman bunalıma girer hatta intihar etmeyi bile düşünür…
Ve eder de!
Çünkü özünde insandır ve insanların yapabileceği her hatayı yapması söz konusudur…
Ama onları sıradan insanlardan ayrılan özelliği insanların can güvenliğinden sorumlu olmalarıdır…
Daha fazla sorumluluk altındadırlar, daha fazla stresli bir işleri vardır, daha fazla mesai çalışarak ekmek paralarını kazanmak zorundadırlar!
Hele de polis teşkilatının çok zor şartlarda ve çok eksik sayıyla çalıştıkları bu süreçte…
Öncelikle ailenin sonra da polis teşkilatımızın başı sağ olsun!
Bunun bir son olmayacağını da iyi biliyoruz ama son olacak gibi de konunun masaya yatırılmasının kaçınılmaz olduğu artık bir gerçektir!
Hele de ekonomik şartların en kötü olduğu bir dönemde…
Burada merhum polis memurunun ailesine bıraktığı mektup çok önemli!
Aile bu mektubu polis teşkilatıyla umarız paylaşır ve polis yetkilileri de bunu hükümet edenlere iletir ve bir intihar sebebi bilimsel olarak ele alınıp yenilerinin önlenmesi için seferberlik ilan edilir!
Ölen öldü kalan sağlar bizim mantığı devam ederse, işte o zaman diyecek çok fazla bir şeyimiz de kalmaz zaten!
 
 
Polise 1000 istihdam gerek!
 
Sağ olsunlar hem geçmiş hükümetler hem de şimdiki hükümet partizan atamalar yüzünden devletin en önemli kurumlarından hastaneler ve polis teşkilatını göremediler!
Hükümetleri döneminde binlerce partiliyi istihdam etmelerine rağmen sağlık ve emniyet gibi çok önemsiz(!) şeyleri geçiştirdiler!
Hastanelerde kurdela kestiler ama istihdam yapmayınca bir iki saat sonra milyonlarca lira harcanan binaları kapattılar!
Ülkede adli suçlarda özellikle uyuşturucu vakaları konusunda büyük artışlar yaşandı ama bir türlü yapılan çağrılara kulak asmadılar…
Geçtiğimiz günlerde Polis Genel Müdür Vekili Pervin Gürler’in bir etkinlikte açıklaması çok önemliydi…
Gürler defalarca teşkilattaki polis açığına vurgu yaptığı halde gerekli istihdamların yapılmadığından yakınıyordu…
Yine öğrendik ki yıllardan beridir polise istihdam yapılmadığı için çalışanlar şimdi çok daha zor şartlar altında mesai yapmak durumundalar!
Ve ne acıdır ki şu anki polisteki eksik sayı 1000’e yaklaştı…
Artık mesajı olan alsın!
 
 
Özkan beyin iki hatası!
 
Dün veda konuşmasını yapan Başbakan Özkan Yorgancıoğlu Başbakan olduğu dönemde çok ciddi iki yanlış icraatta bulundu…
Son örneğini BRTK’de yaşadık!
Sudan sebeplerden dolayı Mete Tümerkan’ı görevden aldı ve müşavirler ordusuna bir yenisi ekledi!
Ya bu görevden almayı yapmayacak yeni hükümete bırakacak ya da atamayı yapıp da gidecekti…
Daha öncede Polis Genel Müdürlüğü konusunda duygularına yenik düştü ve ömrünün yarısından fazlasını teşkilata veren Pervin Gürler’e büyük haksızlık yaptı!
Sıra Gürler’deydi ve KKTC’nin ilk kadın polis genel müdürü olacaktı ama hiçbir sebep göstermeden biraz da siyasi nedenlerden dolayı bu atamayı gerçekleştirmedi!
Oysa ya bu atamayı gerçekleştirecek ya da atamayı niçin yapmadığının gerekçelerini kamuoyuna açıklayacaktı…
 
 
 
Polis emeklileri ne yapıyor?
 
Dikkat ederseniz polis teşkilatından emekli olanların bir çoğunun emeklilik sonrası özel şirketlerde çalıştığını görürsünüz…
Kimi hiçbir işte çalışmayıp evinde oturur ama bir çoğu da çeşitli sektörlerde biraz da ekonomik şartlardan dolayı çalışmak zorunda kalır…
Dikkat çeken nokta ise şu;
Bunlardan bir kısmı casinolarda, bir kısmı gece kulüplerinde bir kısmı da mafya diye tabir ettiğimiz karanlık işlerde bulun kendilerini…
Çünkü elleri kolları uzundur, poliste yılların dostlukları vardır, hatırı sayılır insanlardır!
Konu mutlaka gündeme getirilmeli ve emeklilik sonrası karanlık işler yerine yine polis teşkilatında uzmanlıkları çerçevesinde danışmanlık görevi yapmaları sağlanmalı…
Tabi ki çok iyi bir elekten geçirilerek!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Faiz SUCUOĞLU, dün öğlen Girne’den gelen kalabalık bir partili gurubuyla yaptığınız toplantıda genel başkan adaylığı için ilk mesajları verdiğinizi duyduk. Bu da demektir ki Ekim’de yapılacak olan kurultay şenlik havasında geçecek ve kıran kırana bir yarış olacak. Hakkınızda hayırlısı artık…
Sayın Önder SENNAROĞLU, DÜÇ kamyonu sürücüleri konusunda soruşturma başlatıp bacak güzellerini ciddi bir şekilde uyardığınızı memnuniyetle öğrendik. Umarız nasihatlara kulak verirler zira ikisi de yakın takibimizde!
Sayın Hasan BOZER, seçim kaybettikten sonra vefasızlık konusunda setimde bulunduğunuz söyleniyor. Ne yazık ki haklısınız çünkü ülkede eğer bir makam sahibi iseniz kapınızdakiler çok olur. Ta ki makamı terk edip gidince selamı bile keserler! Siyasetin gözü kör olsun!
Sayın Özdil NAMİ, Güney’e aracıyla geçmek isteyen bazı vatandaşların Rum polisince uluslararası ehliyeti  olmadığı için kapıdan geri çevrildiklerini biliyor muydunuz? Acaba diyoruz Rum dostlarımız Güven Yaratıcı Önlemleri tersinden mi okumaya başladılar?
Sayın Ömer KALYONCU, Başbakan olduktan sonra ne yapıp edin polis ve hastanelerdeki çalışan sayısını mutlaka arttırın. İrsen bey ve Özkan bey bu konuda popülizm yapınca ciddi sorunlar yaşanmaya başladı…Umarız aynı hataları tekrarlamazsınız!
Sayın Oktay KAYALP, İçişleri Bakanlığı için adınız fazlaca anılmaya başlandı ama biz de duyduk ki kabinene size yakın bir ismin olmasından sonra yeni dönemde genel başkan adaylığınız gündeme gelecekmiş. Vallahi korkulur sizden!
Sayın Pervin GÜRLER, polis teşkilatının 51’nci kuruluş yıldönümünü kutlar nezdinizde tüm çalışanlarınızı tebrik ederiz. Bu arada vekil olarak da kalsanız ülke insanının yüreğinde hep ilk kadın müdür olarak anılacaksınız, bundan hiç kuşkunuz olmasın!
Sayın Salih USAR, önce MYK üyeliğini kabul etmemişsiniz sonra da parti meclisi toplantısında kürsü konuşmasında Ömer Kalyoncu için çok ağır ifadeler kullanmışsınız. Demek ki Girne savaşları artarak devam edecek desenize!
Sayın Günay ÇERKEZ, iktidara gelen hepsi de parti rozetine göre icraat yapmasa zaten bir daha iktidara gelemez! Aynı tas aynı hamam olduğu için artık diyoruz ciddi olarak aktif siyasete soyunup rozet işini bir tarihe gömseniz fena mı olurdu yani…
Sayın Ferdi Sabit SOYER, kamudaki ağır borçlanmayı anlarız ama Yunanistan’dan daha kötü durumda olduğumuz yönündeki açıklamanız biraz garibimize gitti. Sanki de hükümet değil de muhalefet milletvekili gibi konuşuyorsunuz! Acaba kime ve nasıl bir mesaj vermek istediniz?
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, son veda konuşmanız aktif siyasette devam edeceğiniz yönünde algılandı. İnsan olarak çok mükemmelsiniz ama bir türlü partinizde gerekli otoriteyi kuramadınız. Bundan böyle artık parti içi muhalefette sizi dikkatle izleyeceğiz…
Sayın Zorlu TÖRE, anlaşılan o ki parti içinde CTP ile hükümet ortaklığı yapmak istemeyen tek vekilsiniz! Gözleri makamda olanlar ise hem bakanlıklarını ilan ettiler hem de ekiplerini bile kurdular. Ne hırs ama değil mi?
Sayın Hasan SADIKOĞLU, 3 Temmuz’da başlayacak olan tarihi festival için büyük bir heyecan içinde olduğunuz gözleniyormuş. Muhakkak ki enerjiniz ile başaracaksınız. Ancak bazı vatandaşlar bu festivalde geleneksel bazı yarışmaların iptal edildiğinden yakınıyorlar, bilmenizde yanan görüyoruz…
Sayın İsa DİREK, Orman yangınları için kurulan tespit kameralarının bozuk olduğu ve tamir edilmesi için de hiçbir önlem alınmadığı yönünde şikayet mesajları geliyor. Konu parasızlık mı yoksa ihmalkarlık mı?
Sayın Tolga Ahmet RAŞİT, ARUN’u yeniden ülke ekonomisine kazandırmanızdan dolayı tebrik ederiz. Ama ne yazık ki mecliste fabrikanın 6 yıldır kapalı olduğunu bilmeyen çok sayıda vekilimiz var, ne tuhaf değil mi?

GÜNÜN FOTOĞRAFI: