5 Aralık günü vefat eden, ırkçılığa karşı verdiği dirençli mücadeleyle insanlık tarihine geçen Güney Afrikalı lider, Güney Afrika Cumhuriyeti eski Devlet Başkanı Nelson Mandela için Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD ve ABD’nin tüm büyükelçiliklerinde ve diğer birçok ülkede bayraklar yarıya indirildi.

Dünyaya ile bütünleşme sevdasındaki KKTC’de bayrakları yarıya indirmekse ne Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin ne de Bakanlar Kurulu’nun aklına geldi.

90 devletin başkanının yanı sıra, Türkiye’den Afrika Ulusal Kongresi ile ilişki kuran CHP, BDP ve HDP gibi siyasal partilerin temsilcilerinin de katıldığı anma törenine KKTC’yi temsilen bir bakan ya da milletvekili gönderilebilirdi.

Devlet bütçeli resmi ziyaretlere aileleri ile gezip tozmaya giden bakanlar ve milletvekillerini anımsayınca, evinin çiçeklerini devlet kasasından aldırdığı iddia edilen bakanlarımız akla gelince kuşkusuz anlamlı bir temsiliyet olurdu bu…

Türkiye’den törene katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü’nün ifadelerine göre, Güney Afrika’daki anma töreninin yapıldığı stadyuma Türkiye’den 9 saatlik uçak ve 3 saatlik kara yolculuğu ile ancak varılabilmiş. KKTC’den biraz daha uzun sürecek olan yolculuk göze mi alınamadı bilmem ama faşizmin her türünü yaşamış bir toplum olarak orada temsil edilmeliydik.

Uluslararası siyasette kapıların bize açılmasını bekleyeceğimize her kapıyı zorlamanın yollarını aramamız gerekli iken hükümetimizin sol kanadı kurultay telaşından ve Dışişleri Bakanı Nami Gine’deki İslam İşbirliği Teşkilatı 40. Dönem Dışişleri Bakanları toplantısına katılmasından, milliyetçi sağ kanadı da ezber bozamamasından Mandela’nın resmi anma törenini es geçti.

Bugün bir ara, kısa süreliğine de olsa Meclis konuşmalarını izleyecek oldum. DP-UG milletvekili Zorlu Töre ‘şiddetle reddettiği’ fikirleri sesini yükselterek eleştiriyordu. Töre, Enosis’ten ve EOKA tarafından önü kesilerek katledilen Kıbrıslı Türklerden bahsediyordu. Kıbrıslı Türklerin yaşadığı faşizmin ızdıraplarına yüreğini tamamen açmış olan Töre’nin kalbi, asıp kesilen ve kaybolan Rumların acılarını anlamaya sonuna kadar kapalı görünüyordu.

Mandela ölmüştü ama hala yaşıyordu. KKTC solu ve sağı ise çok belli ki sonsuzluğa kavuşamayacaktı. Hükümetin büyük ortağının partisinde başkan ve (eski) genel sekreteri arasındaki kavga kurultay sonlansa da bir türlü bitmiyor; diğer kanadının kurultayı için bu sefer yine parti başkanı ve genel sekreteri birbirine giriyordu…