Seçimler ve siyaset öp plana çıkınca günlük olayları bir süreliğine mecburen askıya almak zorunda kalmıştık…
Seçim sürecinde yaşananlar ne olursa, kim seçilirse seçilsin yaşam devam ediyor ve hayat güllük gülistanlık değil!
Ülke insanının yaşadığı sıkıntılar hızla çoğalıyor, şu anda siyaset ön planda olduğu için de sorunları çok fazla takan yok…
Genç bir iş adamı vardı bu sabah yanımda;
Elinde faturalarla geldi, bir takım sıkıntılar yaşadığını anlattı…
Bir hırdavatçı dükkanından 80 bin TL değerinde malzeme aldığını ama onun da piyasadan alacağı olup tahsil edemediği için bu borcunu vaktinde ödeyemediğini ifade etti…
Girne Polis Müdürlüğü’nün ise kendisini tutuklama niyetinde olduğunu iddia etti!
“Niçin tutuklamak istiyorlar” diye sorduğumda da olayın bir hukuk davası olduğu halde ceza davasına çevrilmek istendiğini söyledi!
Yani alacak-verecek davası bir hukuk davasıydı ama ceza davasına çevrilmek isteniyordu!
Birkaç hukukçu arkadaşla olayı paylaştım şunu söylediler:
“Eğer dolandırıcılık, sahtekarlık yoksa hukuk davası olur…”
İyi de Girne Polis Müdürlüğü’nün Mustafa Kaya ile alıp veremediği neydi?
Yine dün akşam üstü Girne Polis Müdürü Hüseyin Yeşildağlı’ya telefonla ulaştım ve bu davanın niçin ceza davasına çevrilmek istendiğini sordum…
Yeşildağlı’nın ilk cevabı şu oldu;
“Bu arkadaşı hiç görmedim ve tanımam…”
İlgili firma parasını alamadığı için şikayetçi olmuş ve malzemelerin başka bir şahsa satıldığını iddia etmiş.
Sonra da Mustafa Kaya’yı aramışlar ve o da görüşmeye gelmemiş!
Şu anda tutuklama kararı yok ama konuyu gerekli evrakları tamamladıktan sonra Savcılığa göndereceklermiş!
Yani hukuk mu yoksa caza davası mı olduğu savcılıktan gelen yazı ile belli olacak!
Burada Girne Polis Müdürlüğü’nün olayı niçin mahkemeye bırakmayıp da ‘tutuklama’ yönüne gitme eğilimi olduğunu da çok anlamış değiliz!
Yok polis tahsilatçılığa soyunmuşsa işte o zaman iş değişir…
 
 
 
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
 
Özersay, UBP Genel Başkanı olur mu?
 
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin en ilginç iddiası dün kulağımıza fısıldandı!
Söylenene göre Kudret Özersay UBP Genel Başkanlığı’na soyunmuş…
Bu konuda da pazarlıklar dünden itibaren yapılmaya başlamış!
Konuyu dün Kudret Özersay ile de paylaştık, şiddetle reddetti…
“Beni tanıyan böyle bir şeyin olmayacağını bilir” diye de ekledi!
Olur mu olmaz mı onu artık seçimlerden sonra hep birlikte göreceğiz…
 
 
Provokatör  genel başkan!
 
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün çoktandır gaf yapmıyordu biz de ne zaman yapacak diye merak ediyorduk:
Ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin ikinci bölümünde nihayet yaptı…
Türkiye kökenlilere valizinizi toplayın mesajları verilmeye başlanmış!
Bunun adına da Rum milliyetçiliği koymuş…
Çiçekçi vakasını unuttuk, insanlara ‘geri zekalı’ dedin unuttuk, trafik cezalarını sildirdin unuttuk ama bunu hiç unutmayacağız Hüseyin efendi!
Politika bu kadar ucuz yapılmamalıydı…
Resmen evlere şenliksin!
 
 
Devletteki rüşvet alanlar kim?
 
İş adamı ve Ada TV programcısı Bulut Akacan, bir süredir devam ettirdiği ‘devletteki rüşvet’ iddialarını son programında da sürdürdü…
Devlette gariban insanların işlerinin olmadığını söylerken zenginlerin rüşvet verip işlerini anında yaptırdığını iddia etti!
Ama isim de vermedi…
Bu çok ciddi bir suç duyurusu olarak ele alınıp üstüne gidilecek bir konudur…
İlk tanık da Bulut Akacan kardeşimiz olmalıdır!
 
Milliyetçi örgütler nerede?
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tur sürecinde çok sayıda sivil toplum örgütü Akıncı’ya destek yağdırırken milliyetçi kesimden şimdiye kadar tek bir açıklama gelmedi…
Vatan, bayrak ve KKTC derken mangalda kül bırakmazlardı şimdi hepsinin de üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi…
Neyi bekliyorlarsa artık!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Derviş beye seçim kaybettirmek için maşallah elinizden geleni yapıyorsunuz. En iyisi Pazar akşamına kadar gidip Ankara’da bir tatil yapın, suya sabuna da dokunmayın! Gelen yorumları yayınlamayacağım çünkü şu anda herkes bayramlık ağzını açmış durumda!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, ikinci turda Akıncı’ya ‘aktif’ destek kararı bazı partilileriniz tarafından tepki ile karşılandı. Ha keşke birinci turda da böyle aktif olup hezimet yaşanmasaydı diyorlar, bizden iletmesi. Bu arada 27 Nisan’dan sonra CTP’de tüm yetkili kurulların istifa edeceği söyleniyor, hayırlısı!
Sayın Ebru Talat USAR, CTP Parti Meclisi üyeliğinden istifa etmeniz CTP içinde yeni bir tartışma başlattı. Bu arada çok sayıda mesajınız var, partili büyüklerinizin bu davranışınızı örnek alması gerektiği yönündeki görüşler çığ gibi büyüyor…
Sayın Halil TALAYKURT, İskele’den bazı rakip partilerin örgütlerinden telefonlar gelmeye başladı. Üç örgüte öyle vaatlerde bulunmuşsunuz ki ama arkası gelmemiş. Size hatırlatmamızı istediler bilesiniz!
Sayın Bertan ZAROĞLU, ilk turda Özersay’a destek veren bir dernek başkanı olarak şimdi ikinci turda gözler yine çevrildi. Bu arada tabanınızı seçimlerde oy vermemeye çağırmaya hazırlandığınız da iddia ediliyor. Cuma hayırlı gündür değil mi?
Sayın Kutlay ERK, CTP’de seçim hesaplaşması erken başlamış olacak ki Şekerbank’ta çalışan iki partilinizin işten durdurulduğunu duyduk. Bari ikinci turun da bitmesini bekleseydiniz diyorlar…Vardır elbet bir bildiğiniz !
Sayın Ersoy İNCE, birinci turda aşağı yukarı tahmininiz tuttu ama Maraş konusunda Akıncı’da fazla oy çıkmadı değil mi? Yine de geçmiş seçimleri göz önünde bulundurursanız buna da dua etmek gerek…
Sayın Oğuz KÖSE, seçimlere az bir süre kala ine çileden çıktınız ve sosyal medyayı birbirine kattınız. En iyisi en az bir hafta sizin karavana girin ve seçimler sonuçlanıncaya kadar çıkmayın. Bu arada Derviş bey için İskele’de yoğun bir çalışma başlatmışsınız. Siyaset genlerinizde var değil mi?
Sayın Bulut AKACAN, devlet içinde bazı oyunların döndüğünü rüşvet olaylarının önünün kesilmediğini sürekli tekrarlıyorsunuz ama bir türlü isim vermediniz. Hangi zengin iş adamları parayı bastırıp işini yapıyor bir iki isim vermekte yarar var değil mi?
Sayın Hüseyin YEŞİLDAĞLI, siz geleceği olan bir polis müdürüsünüz ve bu süreçte hata yapma lüksünüz yok. Alacak-verecek işlerine hiç karışmamak en doğrusu olacaktır. Bırakın buna bağımsız mahkeme karar versin.
Sayın Tözün TUNALI, hadi birinci turda partililerinizi serbest bıraktınız. Peki ikinci turda kime destek vereceksiniz ona karar verdiniz mi? Artık duruşunuzu daha net ortaya koymak durumundasınız, bu işlerin şakası yok değil mi?
Sayın Zorlu TÖRE, İstiklal Marşı nasıl olur da insanın anasının karnında öğrenilir bilimsel olarak da bir açıklama yapmak durumundasınız. Sizi demek ki bu ülkeye Eğitim Bakanı yapsalar sistemi tamamen değiştireceksiniz.
Sayın Mehmet ÇANGAR, kadim dostunuz ve iş ortaklarınızdan Tekin Köse ile aranıza kara kediler girdiğini duyduk. Bir kuru fasulye toplantısına çağırın da sizi barıştıralım. İki günlük dünyada neyi paylaşamıyorsunuz ki?
Sayın Mehmet Ali TALAT, siz genel başkanlık konusundaki kararı seçim sonrasına bırakadurun medya sizi şimdiden aday ilan etti bile! Sizin de kabul ettiğiniz gibi şu sıralar medya fazla tehlikeli olmaya başladı değil mi?
Sayın Alihan PEHLİVAN, birinci turda bıyıkları kaybettiniz şimdi ikinci tur için yeni bir iddiaya girip girmeyeceğiniz merak konusu olmuş. Bir çok meslektaşınız kafayı kazımasına iddia bekliyor. Nasıl olsa önümüz de yaz yani, bir düşünün bakalım…