KKTC kuruldu kurulalı çalışma hayatımız ve sosyal yaşantımız, birçok zorluklarla mücadele etmemize rağmen, gittikçe dibe çökmüştür. Yıllar önce Türkiye’den gelen insanlara memur maaşları çok yüksekmiş gibi görünürken, bu durum KKTC üzerinde kıskançlıkla birlikte kötü bir imaj doğurmuştur. Ama bu insanlar Kıbrıs’la hakkındaki şu gerçekleri bilmiyorlardı:
1. Kıbrıs’ta toplu taşıma olmadığı için herkesin evinde en az bir araba olmak zorundadır. Türkiye’de 40-50 km’lik bir uzaklığa 2 TL’ye gidebilirsiniz ve gece saat 24’e kadar da bu ulaşımdan faydalanabilirsiniz. Ama burada böyle bir imkan yoktur.
2. Meyve-sebze fiyatlarındaki fiyat farkı; bugün Türkiye’de domates, biber, salatalık gibi sebzelerin kilosunu 1-2 TL’ye alabiliyorken, burada 5 ile 7 TL arasındadır. Bu yaş ve kuru meyve ve sebzede de burada üç katına çıkabilir.
3. Elektrik ve tekstil ürünündeki oran. Şu anda Türkiye’de normal bir T-Shirt’i 15 TL’ye alabiliyorken, aynı T-Shirt burada en az ikibuçuk katıdır. Burada 400 kw elektrik tükettiğimizde 240 TL fatura gelir; Türkiye’de aynı kw 110 TL’dir.
Türkiye ile mukayese ettiğimizde örnekler çoğaltıldığı zaman Türkiye’den ortalama iki kat daha pahallıyız. Hal böyle olduğunda insan olarak temel ihtiyaçlarımız aynı olduğu için, bizdeki memur maaşlarının Türkiye’ye göre iki katı olması lazımdır. Bugün Türkiye’deki öğretmen ve memur maaşlarının KKTC’dekilerden fazla olduğu anlamına geliyor bu. Harcamalara baktığımızda çünkü biz iki katını harcıyoruz. Görülen de şudur ki, her geçen gün daha da fakirleşiyoruz.
Bizim son zamanlardaki yaşadıklarımıza nasıl bakmamız lazım? Eskiden pazara gidip alış veriş yapanlara herkes fakir gözüyle bakardı. Şimdi ise Pazar dolup taşıyor. Yıllardır pazara gitmeyen insanları da artık orada görebiliyorsunuz. Yaşam standardı hala yerinde olanlar bile artık paralarını harcarken iki kez düşünüyorlar. Memurların birçoğu ek gelir getirecek işler yapmaya çalışıyorlar, çünkü maaşları geçinmeye yetmiyor. Örneğin yoğurt, yumurta, bal, ayrelli gibi mevsimlik bitkileri dairelere getirip satmaya çalışanlar gittikçe çoğalıyor. İnsanlar çocuklarının harçlıklarını nasıl çıkartacakların derdine düşmüştür. Ve işin acısı, bunu hiç bir siyasetçi görmüyor veya görmek istemiyor.
Bu fakirliğin nedenine gelince 2011’de çıkan Göç Yasasıyla birlikte memurlarımız bir gecede inanılmaz derecede fakirleşmiştir. Eski memurlarla 2011 sonrası memurlar arasında neredeyse iki katı bir maaş farkı meydana gelmiştir. 2009 yılında işe giren bir memur şu anda 3.120 TL alırken, şu anda işe giren biri 1.700 TL alıyor. Oysa aynı işi, hatta yeni olduğu için neredeyse tüm işi yapıyorlar.
Bir başka anomali ve adaletsizlik de bizzat şahit olduğum bir örnektir. Hukuk fakültesi mezunu KHK tarafından atanmasına rağmen mukayyit olarak 1913 TL alırken, ilkokul mezunu bir odacının 3.500 TL maaş almasıdır. Bu örnekleri ve anomalileri çoğaltabiliriz. Kıbrıslı Türklerin düşmüş oldukları bu durumdan nasıl kurtulacaklarına ve maduriyetlerini anlatma anlamında ciddi bir zaafiyet vardır. O yüzdendir ki boşanmalarda, çek yasaklarında ve mazbatalarda da inanılmaz bir artış vardır. Kıbrıslı Türkler bunu hak etmiyor. Bu adaletsizliğin düzeltilmesi için Kadı kendi derdindeyken, gel de anlat Kadı’ya derdini.