Aslında sürpriz değildi. Her ne kadar CTP’nin teknokrat bir kabine öngörüsü belli olsa da arada çıkan sürpriz isimler bazı CTP’liler için hayal kırıklığı yaşatmış olsa da UBP’lilerin de bundan kalır yanı yoktu. Bazı isimler tepki ile karşılandı. Hergün bir isim gitti geldi listelerde. Mağusa bölgesi karıştı son anda. Ya Ersan Saner ya da Sunat Atun derken son gece Nazım Çavuşoğlu’nun ismi de anılmaya başladı. Kötü olan şey buradaki vekillerin birbirine düşürülmek istenmesiydi.

Özellikle Mağusa ve İskele için öne çıkan isimlerin yarattığı kaos bugünden sonra daha ciddi boyutta artarak devam edecektir. Her alanda olduğu gibi siyasette de ciddi oranda yıpranan isimlerin kabinede olmaması sevindirdi. Yani eskilerin yerine yeni isimlerin yola devam etmesi hem partilerin güç kazanması hem de topluma yayacağı sinerjinin önemi büyüktür. Sırf bu yüzden partilerin kendi içinde aldığı kararlar topluma ayna olacak kadar güçlü olmalıdır.

Partilerin içinde hayal kırıklıkları yaşandı. Zar zor toparlanacak derken şimdi daha şiddetli bir deprem yaşanacak hatta yaşanacak bu deprem parti içinde kopmalara neden olacaktır.

Bu süreçte sık sık demeç vererek genel başkanın CTP ile koalisyona gitmesini eleştiren Ersin Tatar, Zorlu Töre ve Nazım Çavuşoğlu’nun bu süreçte ne yapacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Özellikle önümüzdeki Genel Başkanlık koltuğuna göz diken bazı vekiller bu süreci çok iyi değerlendirip, Hüseyin Özgürgün’e rakip çıkarak güç birliği yapacaktır. Tüm bunlar bir hesaplaşmadır. Geleceği şimdiden planlayarak yol yürüyen bazı isimlerin önümüzdeki günlerde neler yapacağını hep birlikte göreceğiz. Ama hesaplaşmanın sadece genel bakanlık döneminde değil UBP’nin yaşayacağı her seçimde olması kaçınılmaz olduğu kadar kesinlikle kaderidir.

Koalisyonun olmasına tepki gösteren gerek CTP gerek UBP tabanı, her an kaybetme korkusu ile hareket edecek partisine şuan çok kızgın olabilir. Fakat bu süreçte CTP’nin de UBP’nin de kazanmaktan başka şansı yoktur. Bir şeylerin değiştiğini halka ispatlamalı ve kanıtlamalıdır.
UBP, CTP’nin gölgesinde büyümek istemiyorsa kesinlikle önümüzdeki altı aylık süreçte radikal bir değişim yaşatarak farkını ortaya koymalıdır. İşte o zaman tabanın desteği ile halkın kaybedilmiş güvenini belki geri kazanabilir.