Öncelikle yeni hükümetimiz hayırlı ve uğurlu olsun…
KKTC’de bir ilk gerçekleşti ve yıllar önceden hep gönüllerde olan CTP-UBP hükümeti dün resmen kuruldu ve ülke siyasetinde yeni bir sayfa açıldı!
Önceden hiç ön yargılı olmaya gerek yok…
Bizim dileğimiz şudur;
Ülkedeki kötü gidişata dur demek onların elindedir ve bunu başarabilirlerse ne ala!
Başaramazlarsa zaten siyasetin ve siyasilerin halkın gözündeki yer belli…
İki uç partinin reform adı altında yeni bir hükümet modelini uygulaması eğer partisel ve bireysel menfaatler birinci derece tutulmazsa başarılı olmamaları için bir neden yoktur!
Bunun için de parti içi dengelerden daha ziyade ülke içindeki dengeleri göz önünde bulundursunlar başarı zaten kendiliğinden gelecektir…
Şu anda Anamuhalefet Partisi durumuna düşen Serdar Denktaş ve partisi için de yeni bir sayfa açılmıştır ve pek ala ki hükümeti sıkı bir takibe alırlarsa bundan ülkenin geneli fayda görür!
Ancak anladığımız kadarıyla perde gerisinde kalan bir şeyler var!
Herkes konuşuyor ama kimse açık ve net bir şekilde dillendirmiyor…
Örneğin muhalefete düşen Serdar Denktaş yeni hükümetin telkinler sonucu kurulduğunu iddia ediyor!
Bunda Büyükelçi Akça ve TC Yardım Heyeti’nin telkinlerine vurgu yapıyor…
Yani Denktaş’a göre CTP-UBP hükümeti iki partinin iradesi dışında Akça’nın telkinleriyle kurulmuş ve DP iktidarda saf dışı bırakılmıştır…
Eğer doğruysa iyi de Sayın Akça niçin Serdar Denktaşsız bir hükümetten yana tavır koymuştur…
Elbette ki böyleyse de bu sadece Akça’nın değil onun da üstlerinin bir meselesidir…
Sayın Akça, KKTC’deki görev süresini doldurup İran’daki yeni görevinin başına gidecektir…
Ama giderken de eğer buradaki iddialara yanıt vermezse kafalar hep karışık kalacak, gerçekler değil söylenti ve dedikodular ön planda kalacaktır!
Kamuoyunun bu söylentilerden oluşan konuştuğu şeylerin başında Serdar Denktaş’ın rüşvetçi olduğu iddiaları gelmektedir…
Elde hiçbir net bilgi ve belge olmamasına rağmen kimi Taşyapı şirketini kimi de Atlas Havayolları’nın ismini ortaya atıp ciddi bir bilgi kirliliğinin yaşanmasına neden olmaktadır…
İşte bu nedenle çok önemlidir ki eğer böyle bir şey yaşanmışsa ve Serdar Denktaş bazı şirketlerden rüşvet istemiş ya da almışsa, bunun da cezası hükümetten gitmek olmuşsa yanlıştır ve sakattır!
Aksine sadece hükümetten gitmekle kalmamalı, bunun hesabını hukuk karşısında vermelidir…
Sayın Akça’nın gitmesine sayılı günler kala böyle bir açıklama yapması elbette zayıf bir seçenektir ama bize göre kaçınılmazdır…
Çünkü Serdar Denktaş’ın telkin iddiası sadece Talat ve Özgürgün’e söylenmiş bir açıklama değil aksine TC’nin buradaki bir elçisi olduğu için Ankara’nın tümü bağlamaktadır…
Gönül isterdi ki Akça ve Denktaş çıksınlar bir televizyon ekranına ve eteklerinde ne varsa döksünler…
Ama çok zor işte!
 
 
Adalet Bakanlığı niçin yok!
 
Günahı ve sevabıyla yeni hükümetimiz kuruldu…
Genel kanı UBP’nin biraz ucuza gittiği yönünde!
Şimdi bunun tartışmaları yapılıyor!
Hep partisel ve bireysel menfaatler sonucunda elbette siyasi rant!
Ama dikkat çeken şu ki kimse Adalet Bakanlığı niçin yok diye bir sonu yöneltmedi!
Sürekli bizi takip eden bir okurumuz uyardı ve şunu kaydetti;
“Bu ülkenin en büyük sorunu adaletsizliktir ve mutlaka olmalıydı…”
Katılıyoruz…
 
 
Turizm sezonunda böyle şeyler olmamalı!
 
Son iki gündür Girne’de bir otelimizin önünde taksici eylemleri yapılıyor!
Haksa yapacaklar tabi, eğer ortada bir haksızlık varsa buna kimse bir şey diyemez…
Ama konu turizm ise yoğun bir yaz sezonu yaşıyorsak biraz düşünmek taşınmak gerek!
Düşünün bir kere;
Dünyanın bir ucundan gelmişsiniz ve burada bir otelde konaklıyorsunuz…
Kendinizi bir anda otelinizde hapsedilmiş olarak buluyorsunuz!
Gerekçe de taksicilerin eylemi!
Bunun başka bir yolu mutlaka olmalıydı…
 
 
AKSA’nın suçu ne!
 
AKSA yetkilileri biraz da sanız çevreye verdikleri rahatsızlıktan ötürü fotoğraf yarışması düzenlemiş…
Belli ki KKTC kamuoyuyla barışmak istiyor, tanışmak istiyor!
En azından bu hareketin iyi niyetli yapıldığına inandık biz…
Ama gelin görün ki bizim meşhur bazı çevreciler bunu bile hazmedemediler şirketi bombardımana tuttular!
Sanki de AKSA kendi iradesiyle gelmiş buraya yatırım yapmış gibi…
Yanlış adrestesiniz beyler bayanlar!
Eğer hesap soracaksanız onlardan değil onları buraya getiren siyasileri hedef alacaktınız…
 
 
Bankaların gözü 13. maaşta!
 
Eskiden böyle değildi;
13. maaşların ödeneceği yılın son alından bir ay önce kadar esnaf çeşitli kampanyalar düzenler ve bu paradan sebeplenmeye çalışırdı…
Şimdi bu sistemi bankalar kaptı ve değil bir ay önceden çeşitli kampanyalar düzenleyip bu parayı yılın son ayı değil bu ay vermeyi taahhüt ediyorlar!
Elbette yasal olarak bir sıkındı olmayabilir ama onların ki biraz da aç gözlülük seviyesine kadar düştü…
Hem vatandaşı harcama teşvik ediyorlar hem de esnafın beklentisini yok ediyorlar!
 
Gençlik ve Spor!
 
Dün yeni kabinenin isimleri belli olduktan sonra eksikliği görülen bir başka bakanlık ta Gençlik ve Spor oldu!
Bu eksikliğe en büyük tepki TDP’lilerden geldi…
Yerden göğe kadar da hakları vardı!
Gençliğin büyük sıkıntılar yaşadığı böyle hassas bir dönemde ha keşke böyle bir bakanlık da olsaydı…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Hasan SADIKOĞLU, sizin yeğen artık fazlasıyla çizmeyi aştı, belediyedeki görevini kötüye kullanarak maddi menfaatler istemeye başladı. Kendisini lütfen son kez uyarın aksi halde ismiyle cismiyle ve yaptığı haltlarla deşifre edeceğim bilesiniz…Bu kadar yüzsüz olanı da ilk defa görüyorum yani!
Sayın Mehmet Ali TALAT, belli ki bazıları sizin Cumhurbaşkanlığı ofisini iade edilmeden rahat etmeyecekler. En iyisi artık verin anahtarları devletin ilgili kurumlarına siz de kurtulun onlar da…Size de bu yakışır zaten.
Sayın Hasan BAŞOĞLU, bakanlığa atanmanız bizim için hiç sürpriz olmadı ve aksine en iyi isimlerden bir tanesi oldunuz. Kıb-Tek’te gösterdiğiniz başarıyı burada da gösterebilirseniz ülkenin çıkarına olacaktır, tebrik ederiz…Bu arada Kıb-Tek’in de sizin bakanlığa verilmesi tesadüfi değildi…
Sayın Filiz BESİM, önceki gün geç saatlere kadar Ömer Kalyoncu’nun listesinde sizin isminiz vardı ne olduysa sabaha doğru oldu. Birkaç gün epey heyecan yadınız bakanlık rüyalarınıza kadar girdi değil mi? Bir başka bahara artık!
Sayın Sezai SEZEN, Mağusa’da lokum ve cezerye üretim fabrikası açtığınız ve bu konuda da çok iddialı olduğunuz söyleniyor. Özellikle güllü lokumların yok satacağından kuşkunuz olmasın. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…
Sayın Ahmet DERYA, son iki güne kadar bakanlık için bastırdınız ama bazı parti kurmayları daha ağır bastı diyorlar. Üzülmeyip aksine mutlu olmalısınız zira bugünden itibaren hem sıcaklar hem de stres en büyük düşmanınız olacaktı.Olmayacak her işte bir hayır vardır derler.
Sayın Halil İbrahim AKÇA, gitmenize sayılı günler kaldı ama özellikle de Serdar beyin iddiaları eğer siz konuşmazsanız muallakta kalacaktır. Hadi bari kamuoyuna açıklamayın ama bari kendisine bir telefon açıp cevap hakkınızı kullanın…
Sayın Emine ÇOLAK, sadece kamuoyunun değil partiniz için bile en sürpriz aday siz oldunuz. Özellikle ilk kadın Dışişleri Bakanlığı konusunda doğru ve yerinde bir karar oldu. Hayırlara vesile olsun…
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, bakanlınızın son gününe kadar çalışarak sanki de hiç gitmeyecekmiş gibi çalışan ender bakanlar içinde yer aldınız.  Bakalım katı atıktan enerji konusunda bundan böyle nasıl politikalar üretilecek?
Sayın Salih İZBUL, Kalyoncu’nun Başbakanlığına karşı olan bir kişi olarak bakanlık koltuğuna oturmanız tamamen muhalif duruşunuzdan ötürü gerçekleşti. Yeni görevinizde başarılar dileriz, en riskli bakanlık koltuğundasınız!
Sayın Cezar EKİNCİ, 35 yıldır görmediğiniz bir arkadaşınızla Girne’nin en müstesna balık restoranlarından birinde hasret giderirken görülmüşsünüz. En fazla gençlik anılarınızı konuşup yad ettiğiniz söyleniyor.
Sayın Münür ÖZTÜRK, Lapta Huzurevi’nde geçen günlerde düzenlediğiniz etkinlik yaşlılarımızı derecesiz mutlu etmiş ve bu tür etkinliklerinin devamını beklediklerini söylüyorlar. Haberiniz olsun istedik…
Sayın Kemal DÜRÜST, siz bakanlık koltuğuna daha otarmadan bütün sendikalar gardlarını almaya başladılar bile. Bu yaz aylarını iyi değerlendirebilirseniz belki de onları şaşırtabilirsiniz değil mi? Hayırlı uğurlu olsun…
Sayın Ramazan ÖZÇELİK, aylar süren bir ayrılıktan sonra adaya dönüş yaptığınızı ve yeni bir iş kurmak için kolları sıvadığınızı öğrendik. En çok da yıllardır kurtulamadığınız sigara illetinden kurtulduğunuza sevindik.