Çok ilginç bir dava görülüyor…
Hani şu polisi darp olayı var ya!
Hasan Karamanlı, Ali Düzenli ve Fırat Gazioğlu’nun yargılandığı…
Bir polis müfettiş muavinini bir de itfaiye memurunu darp etmişler sözde!
Basında ‘magandalık’ başlıkları atıldı…
Önce kendilerine yapılan suçlamaları yazalım buradan;
Kanunsuz ateşli silah taşımak…
Patlayıcı madde kullanmak…
Patlayıcı madde taşımak…
Patlayıcı madde tasarrufu…
Kanunsuz avlanma…
Av kovalama…
Ciddi darp!
Yasak bölgede avlandıkları için polis müfettiş muavini ve bir itfaiyeci kendilerini sözde uyarmışlar…
Peki nasıl uyarmışlar, perde gerisini bilen var mı!
Hemen anlatalım;
Dün Hasan Karamanlı ile yüz yüze konuştuk olanları…
Basına yansıyan neredeyse hiçbir şey doğru değil!
Olay yerinde polis av tüfeği filan ele geçirmedi gitti adamların evlerindeki av tüfeklerini emare olarak sundular.
Bir de taze fişenk bulmuşlar!
Daha doğrusu basına böyle yansıdı ve ‘maganda’ başlıkları kullanıldı…
Ama hiç biri gerçek değil, mahkeme av tüfeklerinin kullanılmadığını tespit etti!
Şimdi olayı dinleyin lütfen;
Üç arkadaş Yeniboğaziçi’nde bir bahçe içinde oturmuşlar demleniyorlar…
Ve süratle bir pikap araç yaklaşıyor kendilerine, aracın aynası Hasan Karamanlı’nın koluna çarpıp yaralıyor!
İki sivil giyimli hemen yakasına yapışıyor Karamanlı’nın, gömleği yırtılıyor…
Sonra arbede yaşanıyor!
Bakın burası doğru işte, Hasan ikisini de epey tartaklıyor…
Çünkü bunların ne polis olduğundan bir haberi var ne de kaçak avlanmadan!
Sonra dahası var…
5 dakika sonra başka bir pikap çıkıp geliyor içinden elinde sopalı 3-4 kişi inip olaya müdahil oluyor…
Hasan da yumruğunu vuruyor aracın ön tarafına!
Bu nasıl bir polislik artık onun orasını bilemeyiz…
Sen bir polis müfettiş muavini olarak kimliğini bile göstermeden adamları neredeyse ezecektin, bir suçlamada bile bulunmadan üzerlerine araba süreceksin!
Sonra da dayağı yiyince Hasan ve arkadaşları maganda ilan edilecekler…
Üstüne bir de tutuklanıp kodese gidecekler!
Bu dava nasıl sonuçlanır bilemem ama gerçekten de çok ilginç olacağa benziyor…
Kimlik göstermeden vatandaşa dalan bir polis müfettiş muavini ve itfaiye memuru, sonra baka araçtan inen eli sopalı bir takım sivil kişiler!
Burada asıl sorulması geren de şudur;
Bu olayda Hasan ve arkadaşları mı magandadır, yoksa tek bir suçlamada bulunmayıp, kimlik bile göstermeden insanların üstüne araba süren ve yakasına sarılan polis ve itfaiye memuru mu!
 
 
 
Akıncı'nın şova ihtiyacı mı var!
 
Yıllar önce bir ziyaret için gittiğimiz Stokholm'de otelin bahçesinde kahvaltı yapıyoruz...
Bir tane de Sıvaslı garson bulmuşuz kendimize anlatıkça anlatıyor!
40 yaşlarında bir kadın girdi otelin bahçesindeki kahvaltı alanına elinde gazete ile...
Gazetesini okurken kahvaltısını yaptı ve mekandan ayrıldı!
Bizim Sıvaslı garson hiç gecikmeden anlatmaya başladı...
Kadın bakanmış, her sabah bisikletiyle  gelir aynı otelde kahvaltısını yapar, bisikletini otel önündeki park yerine kilitler ve hemen karşıdaki metroya biner işine gidermiş...
"Burada böyle oluyor bu işler abiler" diye noktaladı hikayeyi!
Biz alışık değildik böyle şeylere ama Sıvaslı garson çok yaşadığından bu tür olayları onun için sıradandı...
Bir bakan bisikletiyle otele geliyor, kahvaltısını yapıyor sonra bisikletini kilitleyip metro ile bakanlığa gidiyor!
...
Akıncı da son gittiği İstanbul ziyaretine VİP'i kullanmadı ve olay oldu ya, onun için akıma geldi eski bir anı...
Yorumlara bakıyorum;
Kimi alkışlarken kimi de eleştiri yağmuruna tutuyor Akıncı'yı!
Alkışlayanlar kendilerince haklı, çünkü çok sık olmuyor bizde böyle şeyler...
Eleştirenler de haklı çünkü Ercan'da VİP'i kullanmayan Akıncı'nın İstanbul'da VİP'den geçeceği gün gibi aşikar!
Zaten kendi istemese güvenlik zorlayacak onu VİP'den geçmesi için...
Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın VİP'i kulanması kadar doğal bir şey de yoktur!
Ama bunu şova dönüştürme gereği niçin duyuldu işte ben de onu anlayamadım...
...
Bana göre;
Akıncı'nın kızı bile VİP'i kulanıyorsa giriş çıkışlarda, kendisi niye kullanmasın ki!
Amu şuna da eminim...
Yanındakiler Akıncı'ya başka bir hava vermeye çalışıyorlar!
Halkın içinden...
Halk adamı!
Halkın kahramanı gibi...
Neyi ispatlamaya çalışıyorlar anlamak çok güç!
Ya da ne gerek var...
Fotoğrafları bile öyle özenle çekilip medyaya servis ediliyor ki illa ki bir farkındalık olacak!
...
Böyle görsel şovlara ihtiyacı yoktur Akıncı'nın...
O zaten halkın içinden gelmiş, o makama getirilmiş ve süresi dolunca yine halkın arasına karışacaktır!
Bu tür girişimler tamamen göz boyamak ve onu bir adım öne çıkarmak içindir ki o da şova dönüştürüldüğünden halkın tepkisini çekmekte, aksine kendien puan kaybettirmektedir...
Bu tür şovların senaristlerine tavsiyemizdir!
Akıncı'ya bir şeyler kazandırmak için içeriden değil dışarıdan olaya bakmak yeter de artar bile...
Geniş açının faydalarını hiç bir zaman unutmamak lazım!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, mahkeme tarafından yasal olmadığı da kesinleşen kaçak otel inşaatının yıkımı için artık bütün gözler sizde. Bunu daha fazla bekletmeden yaparsanız vatandaşın gözünde kahraman bile ilan edilebilirsiniz! Tabi ki bu işletmenin sahibine bir takım sözler verilmediyse!
Sayın Mustafa AKINCI, Ercan’daki ‘halk adamı’ görüntüsü sanırız vatandaş tarafından fazla rağbet görmedi. Böyle şeyleri kimler aklınıza sokuyor bilemeyiz ama siz zaten halkın içinden çıktınız bunu görsel şova çevirmenin anlamı yok ki!
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, bazı üst rütbeli polis arkadaşlar bile vatandaşa kimlik göstermeden müdahale etmeye çalışıyorsa burada büyük bir eksiklik var demektir! Sonra da dayağı yiyince dayak atanlar nedense haksız yere maganda ilan ediliyor. Acaba hizmet içi eğitimleri mi eksik dersiniz!
Sayın Fazilet ÖZDENEFE, maalesef ki emirname değişiklikleri konusunda açıklamalarınızda yerden göğe kadar haklısınız. Perde gerisinde öyle avanta anlaşmaları dönüyor ki bunu bir vekil olarak elbette siz de ortaya çıkarabilirsiniz!
Sayın Hasan SERTOĞLU, yerel seçimlere daha uzun bir süre olmasına rağmen UBP tabanında LTB başkan adaylığınız konuşulmaya başlandı. Bu kez şansınızın epey yüksek olduğu da düşünülüyormuş, teklife hazırlıklı olun deriz…
Sayın Onur OLGUNER, askeri bölgelerin kent parklarına dönüştürülmesi konusunda kısmen haklı olabilirsiniz ama önce eldeki parkları bir adam etmeli değil mi! Temizlik ve bakım olmak üzere birçok eksiklikler var onlara el atmak gerekiyor!
Sayın Sibel SİBER, Cumhuriyet Meclisi’nin resmi internet sitesinin uzun zamandır yenilenmemesi bazı milletvekili arkadaşların da dikkatini çekmiş ve şikayetçi olmuşlar! Memlekette her süt liman ya bari siteyi de bir yenileyiverin lütfen!
Sayın Barış BURCU, olası bir çözümde vatandaşlıklar konusunda kafalar öyle karıştırıldı ki bir zahmet bu iyi sakin bir kafayla ve detayları ile vatandaşa aktarıverin. Sonuçta eğer vatandaş olamayacaklarsa insanlar niye referanduma olumlu oy versinler ki!
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bazı vekil ve bakanlarınızın casinoların eğlence gecelerinde gözükmesi parti tabanında bir takım huzursuzluklar yaratıyormuş. Bir genelge yayınlayarak bu tür etkinliklere katılmamalarını sağlamanız isteniyor!
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, son günlerde eski bakanları öyle bir topa tutuyorsunuz ki aslında çok da iyi yapıyorsunuz. Bu arada bazıları da soruyor bunları müsteşarlık dönemindeyken niçin deşifre etmediniz diye! İlginç bir soru değil mi!
Sayın Ahmet BENLİ, okul öncesi eğitim merkezinizin ada standartlarının çok üzerinde olacağı ve daha şimdiden büyük ilgi gördüğü söyleniyor. Bu arada özel bazı okullar bundan huzursuzluk duyabilir haberiniz olsun istedik!
Sayın Başaran DÜZGÜN, internet üzerinden televizyonculuğuyla en akıllı işi siz yaptınız. Bir çok kanaldan bile fazla izlendiğinize göre doğru yoldasınız demektir. Muhakkak ki yenileri de çok yakında devreye girecektir. Hayırlısı olsun…
Sayın Bülent DİZDARLI, son günlerde ülkede platform enflasyonu yaşanınca bir tane de siz kurmak için kolları sıvamışsınız. Hele de AB fonlarından kaynak da aktarılırsa ne iyi olur  değil mi! Hadi bakalım merak ve heyecanla bekliyoruz…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, ameliyat sırasında doktorların görüntülerini kaydeden hemşirenin ceza alacağı yerde kendisine terfi verildiğini duyduk. Bu işte bir terslik var değil mi! Ne yazık ki devlette bazı konular hep ters işliyor!
Sayın Sermet EMİN, fani dünyadan elinizi eteğinizi tamamen çektiğinizi ve sadece köyle organik tarımla ilgilendiğiniz konuşuluyor. Pazarlama ağını da kurduysanız arık bundan böyle gelsin paralar değil mi!