Gecelerin adamı…
Elinde fotoğraf makinesi mekan mekan gezen…
Bizler yiyip içerken fotoğraf çeken…
Eşiyle birlikte aracın içinde fotoğrafları karta basıp müşteriye satan!
Ekmek parasını taştan çıkaran Jet Ali’den bahsediyoruz…
Birileri belli ki onun ekmeğine göz dikmiş!
Bakın nasıl isyan ediyor ekmek parasını elinden almak isteyenlere;
“Biz halen anlatamıyoruz…
En büyük suç ülkene ihanet etmek!
Vergi kaçırmak…
Bu ülkenin vatandaşıysam!
Vergimi de ödüyorsam…
Diğer fotoğrafçılara ne oluyor!
Benim babamın fotoğrafçı dükkanı yoktu…
Ben eşimle birlikte tırnaklarımızla kazıya kazıya buraya geldim!
Benim adım Jet Ali…
Kime sorarsanız beni anlatırlar!
Kapatalım dükkanı da hırsızlık mı yapalım…
Esrar mı satayım!
Pezevenk mi olayım, siz söyleyin…”
Olay şu sevgili okurlar…
Jet Ali ve eşini Lefkoşa’da tanımayan yoktur!
İnsanlar eğlence yerlerine alem yapmaya gider eşiyle o fotoğraf çeker, anında karta basan ve tanesi 10 TL’den satarlar…
İçişleri Bakanlığı karşısında bir dükkan açtılar, tamamen yasal mevzuata uygun!
Fotoğrafta da göreceğiniz gibi fatura ve makbuz da kesip vergilerini ödüyorlar…
Bakanlık karşısında dükkan açmalarının amacı kimlik ve pasaport çıkarmak isteyenlerin resimlerini çekmek, fotokopi hizmeti vermek!
Yasa dışılık tek bir konu yok…
Orada fotoğraf çekiyor ya Lefkoşa’nın büyük tanınmış fotoğrafçıları rahatsız olmuş bundan!
Her birinin neredeyse 4-5 mağazası var, işleri güçleri yerinde…
Jet Ali’nin kazandığı 3-5 kuruşta da gözleri var anlaşılan!
Gidip bakanlığa şikayet etmişler kendisini…
Hepsi de kalın enseli ya!
Her yerde adamları var…
İçişleri Bakanlığı’nda da tabi ki!
Onlara demişler ki ‘Jet Ali’ye iş vermeyin!
Belli ki doymamış gözleri…
Jet Ali’nin de ekmeğini kapmak istiyorlar!
Bazı bakanlık çalışanları belli ki kelli felli büyük tüccarların borazanlığına soyunmuşlar…
Diyor ki Jet Ali;
Çalışmayıp da esrar mı satayım!
Onu mu isterler acaba…
Eşiyle birlikte alın terleriyle çalışıp devletine vergisini bir tamam ödeyen bir genci kötü yola mı sürüklemek istiyorlar!
Bizim ülkenin en büyük sorunlarındandır bu…
İnsanların elinden ekmeği alıp onları karanlıklara sürüklemek!
Zengin daha zengin olacak, gariban daha gariban…
Bu sefer başaramayacaksınız!
Jet Ali ve eşi alın teriyle ekmeklerini kazanmaya devam edecekler…
Siz isteseniz de istemeseniz de!
 
 
 
 
“Kıb-Tek’i piranalardan kurtarmalıyız!”
 
“Levent bey merhaba;
Bugünkü yazınızda açıklama yapmam için çağrıda bulundunuz bu nedenle size yazıyorum.
Esasında Kıb-Tek basın aracılığı ile konuşulması gereken bir konu değil bu beni mutlu etmiyor ancak devlete söylediklerimi size de söyleyebilirim sanırım.
Maalesef Kıb-Tek kurumsal yapısı ile ilgili çok derin konular mevcut ve bunların değişmesi gerekliliği konusunda yapılması gereken çok iş var. Satın alma süreçleri de dahil düzenlenmeli.
Personel yapısı insan kaynakları yönetim sistemine dönmeli ki tayin ve terfiler de hep kişilere göre yaşanmış kirli geçmiş temizlensin. 
Organizasyon şeması adamına göre düzenlenmiş ve günümüze böyle taşınmış. Bana verilmiş 
En son şemaya göre baktığımda o kadar çok yanlışlık var ki anlatamam gerekte yok zaten. 
Bizlere devlet bu sorunları düzeltin diye görev verdi. 
As başkan olarak ben bu kurumdaki her komiteye nezaret edebilirim ancak satın alma süreçlerindeki yanlışlıkların düzeltilmesi gerektiğini gündeme getirdiğimde karşıma basın aracılığı ile suçlamalar gelir. Ve de bu suçlamalara ihale komisyonuna girmek isterim diye çirkin yakıştırmalar yapılır. Bunu yapanların sistemde değişim istemeyenler olduğu çok nettir.
Tabi beni üzmek kamuoyu önünde kötü göstererek yıldırmaya çalışırlar. Ucuz ve çirkin yaklaşımlar bunlar kimseye faydası yok. 
Terfi konusu kurumdaki tek Doktoralı ve 11 yıldır hiç terfi almamış önü hep kesilmiş ilerlemesi istenmemiş bir mühendise, yasal görev, yeki ve sorumluluğu kapsamında fiilen yaptırılan işin vekaleti verilmiştir ve bu terfi devletin bilgisinde tüm yönetim kurulu üyelerinin onayı ile hatta sadece bir kişiye değil iki kişiye verilmiştir ayni şekilde.Ve de bu ilk çalışmadır diğer haksızlığa uğrayanlara da ve de hakkedenlere de terfi komisyonu önerisi ile terfileri verilecektir. Bu listede sendikanın da belirttiği isimlere terfileri verilmişti. Bu isimlerde yönetim kurulu başkanını ve Kıb-Tek genel müdürünün verdiği liste idi. 
Fakat her ne halse ben bu sistem düzenlenmeli dediğimde ertesi gün basında böyle uydurma haberler yer almaktadır.
Üzücü bu durum çünkü benimle temas kurulsa ispatlı olarak yazılanların yalan olduğunu ve maksatlı olduğunu söyleyebilirim. Ancak hiç temas kurulmuyor. Bu ne kadar basın ettiğidir herkes kendi düşünsün.
Bu kurum iyi yönetilmek zorundadır. Bu hiç kimsenin tasarrufunda değildir. Bu yönde yönetim kurulu çoğunluğunda verdiğimiz her mücadele toplumsal bir faydadır. Kurum Kıbrıs Türkünün malıdır. Ve iyi yönetilmek zorundadır. Bu yönde kararlılığımız devam eder. Ümit ediyorum kurumun her bir hücresi de bu yönde hareket ederek bu değişime ve iyi yönetim mücadelesine katkısını esirgemez. Yurdunu seven herkese çağrım olsun bu yaklaşıma Elektrik kurumunun ihtiyacı var. Sahip çıkılır ve destek olunursa bizlere bunu başarabiliriz. Bu yolu yürüyebiliriz.
Piranalardan kurumu ayıklayabiliriz. 
Levent bey sizin aracılığınızla tekrar ediyorum lütfen basın mensubu arkadaşlar tek yanlı haber yapmak yerine duyumları araştırmayı seçerlerse haksız yere bizlerde övülmek yerine yerilmeyiz.”
 
Ersin GÖRSAY
KIB-TEK Yönetim Kurulu
Asbaşkanı
 
 
 
 
 
“10 yıldır engelli istihdamı yok!”
 
Aslında isim isim yazmak gerek…
Hangi siyasetçi, hangi makam sahibi engelli insanlarımıza istihdam vaatlerinde bulundu diye!
Yapılan ziyaretlerdeki resimleri de yayınlamak lazım…
Objektiflere gülerek poz veren ve ‘engellilerimize sahip çıkacağız’ diyen yüzleri!
Yalan dolanları yani…
Bakın Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı Günay Kibrit bakın ne diyor;
“10 yıldır engelli istihdamı olmuyor!”
Tek gerçek bu açıklama…
Bir tarafta palavradan başka bir sıkmayan siyasiler!
Diğer yanda yılladır istihdam edilmeyi bekleyen genç insanlarımız…
 
 
Falcılara rağbet çok!
 
Hayatımda hiç inanmadım ama belli ki inanan çok…
Lefkoşa’nın pek muteber falcılarının önünde uzun kuyruklar oluşuyor!
Görenler söylüyor;
Ülkenin tanınmış simaları bile o kuyrukta bekliyorlar!
Kahve falına baktırmak için…
Ücret de az buz değil!
Tam 120 TL…
Mekanlar Lefkoşa’nın en muteber yerlerinde!
Parayı basan 120 TL’ye bir kahve içiyor ve falına baktırıyor…
Falcıların aylık kazançlarının 30 bin TL civarında olduğu tahmin ediliyor!
Tek bir kuruş vergi vermeden hem de…
 
Madem halka ‘kuruş’ yansıyacak…
 
TÜK’ü kurtarmak için bir çok ürüne getirilen yüzde 3’lük fon konusu…
Çoğu kesim buna karşı!
Hükümet ve bazı sivil toplum örgütleri de TÜK’ün kurtarılması için bunun şart olduğu görüşündeler…
Gerekçeleri de fonun vatandaşa söylenilen gibi yüzde 10 değil, yüzde 0.08 TL yansıyacak olması!
Yani 8 kuruş…
O zaman akla şu soru geliyor;
8 kuruş gibi rakam devede kulak ise bunu niye devlet kendi üstüne almıyor da illa ki devletin cebinden istiyor!
Bu arada…
TÜK piyasanın denge unsuru olması bakımından elbette önemli ama!
Sonuçta bir KİT ve bizde bunun gibi geçmişte kalan bir çok hikaye var…
Onlar da aklımızdan hiç çıkmıyor ki!