Öncelikle Pazar günü gerçekleşecek olan seçim herkes için bir dönüm noktasıdır. Gerek sağ gerekse sol tarafın önemli bir ders alacağı bu seçimin galibi kim olursa olsun Kıbrıs Türk Toplumunun kazanmasını dilerim. Her iki aday da eminin bunun için vardır. Şahsi menfaatler uğruna yükselmek değil, toplumun menfaatleri uğruna var olacak bir cumhurbaşkanına ihtiyaç vardır.

Öncelikle bu seçimlerin arkasından neler geleceğine bakalım… Bu seçim ‘’gerçek kazananların’’ ve ‘’gerçek kaybedenlerin’’ seçimi olacaktır. Yani adayların yanı sıra siyasetin eski yüzlerinin hesaplaştığı bu seçim çok şeylere gebe.

CTP’nin bir şekilde toparlanarak, güçlenmesi kaçınılmazdır. Bir zamanların TKP’si CTP’nin ötesinde bir parti iken sonradan kenetlenen CTP’e TKP’yi geride bırakmayı başararak daha geçen yıla kadar en iddialı parti idi. Her ne kadar TKP’nin TDP’ye dönüşmesinden kaynaklanan ciddi kayıp, bugünkü CTP’nin güçlenmesine ve büyüyerek hükümet etmesine bile neden olmuştur.

Gel gelelim bugünkü duruma. TDP yeniden güçlenme adına bir takım çalışmalarla CTP’yi gölgede bırakmaya başladı bile. CTP’nin bu seçim yaşadıkları eminim ki ders olmuş ve birçok soru işaretinin cevabını vermiştir. Kaldı ki TDP’de eskiye dönüş gibi bir hava sezinlenmiyor da değil hani. Yani varlığını ispatlamak adına TDP’nin TKP’ye dönüşmesi için çaba gösterenler var.

Pazar günü gerçekleşecek seçimle CTP, DP, UBP ve kararsızların nereye destek vereceği daha net ortaya çıkacaktır. Yıllardır bir birlerine ayni rolü oynayan partililerin n oynaklıkları oyunun sonucunu sandıktan çıkan sonuç belirleyecektir. En önemlisi bu oyun oynayan partililerin gelecekte bir birlerinin yüzlerine nasıl bakacakları da merak konusudur.

Dün başka adamı bugün başka adamı destekleyenlerin yarın kimi destekleyecekleri belli değildir. Halkın içinden çıkan bu siyasetçiler, maalesef sistemsizliğe ayak uydurmuş ve zamanın getirisi olan çıkarcılığı ön planda tutmuşlardır. Bu yüzdendir ki halk artık bu siyasetçilerden usanmış ve yeni kişilerin değişimine inanmıştır. Değişim kimine göre faydalı kimine göre zarar verse de bugün son sözü sandığa gidecek halk söyleyecektir.

En kötüsü de her iki değerli cumhurbaşkanı adayının yapılan çirkin dedikodulara ve eleştirilere maruz kalmasıdır. İki adayın yaşı da ilerde. Buna rağmen saygıyı unutanlar var. Acımasızca eleştirip, alay edenler de var… Bunu seçim üzeri yaparken mubah sayanlar var sanırım ama seviyenin hiç bu kadar düştüğüne de şahit olmadım. Demokratik bir yarışın olduğuna inanmadığım gibi bu yarışın sonucunda bazılarının sessiz kalacağına da inanmıyorum yani birileri sesini seçim sonrası çıkarmak için kolları şimdiden sıvadı bile. Gerek kazananın gerekse yarışı kaybedenin iki adaydan biri olacağı bu seçimde bakalım gerçek kazananlar ve kaybedenler kimler olacak. Bekleyip göreceğiz!