Diyelim ki üçü kız üçü oğlan 6 çocuğunuz var…
Ülke şartlarını ve tabi ki aile ekonomisini düşünürseniz 7’nci çocuğu yapar mısınız?
Dile kolay bu tam 6 tane!
Hadi geliriniz ülke standartlarının çok üstünde olur da anlarız!
7’nciyi de yaparsınız, 8’i de!
Bütçe sizin bütçeniz, kimseyi ilgilendirmez…
İnsanların uçkur meselesini tartışacak değilsiniz ya!

Buraya kadar tamam da tamam olmayan şeyler de var;
6 çocuklu aile Güngör çöplüğü yakınlarında bir viranede yaşıyor.
Açlık ve sefillik evin dışından da görülüyor içine girilince de!
Bu aile dile kolay tam 6 çocuklu ama evde tek bir çocuk bile yok…
Sağ olsun var olsun sosyal devlet olma yolunda ağır aksak olsa da ilerleyen devletimiz bu açlık ve sefaleti tespit etmiş ve 6 çocuğu da himayesine alarak, kanatları altına almış.
Yani devlet gözetiminde…
Devletin bir sosyal kurumunda yaşıyorlar, hepsine de bankalarda ayrı ayrı hesap açılmış…

Çöplük içinde yaşayan aileye geçenlerde sosyal hizmetlerden bir görevli gitmiş…
Birisi ihbar etmiş olmalı!
Gördükleri karşısında gözlerine inanamamış;
Kadın önce saklamaya çalışmış ama başarılı olamamış!
7’nci çocuğa hamile!
Görevli ‘bu ne hal’ deyince kadın kükremiş;
“Sana ne bizim çocuğumuzdan, devlet eşek gibi bakacak ona da!”
Anladınız değil mi;
Eşek gibi hem de!

Olayın başka boyutu da var;
Aile yıllardır KKTC’de yaşıyor ama vatandaş filan değil!
Vatandaşlığı bir yana koyun ne çalışma izinleri var ne de oturma izinleri…
Hasbelkader yıllar önce gelmişler adaya ve yerleşmişler, geldikleri yıldan itibaren de kayıt dışı olarak yaşıyorlar!
Bu arada boş durmayıp, düzenli olarak bir çocuk yapıyorlar devlet de bunlara sahip çıkıyor!
Devlet eşek ya!

Devletin yaptığı bize göre doğrudur!
Hele de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi insanların sosyal yaşamları ile bire bir sorumlu olan devletin 6 çocuğa sahip çıkması, onların eğitimlerini üstlenmesi, onları kötü alışkanlıklardan koruması taktire de şayandır…
Bu yönden hiçbir şey diyemeyiz!
Ama ailenin tavrına bakar mısınız bir kere…
Nasılsa devlet alıp bakıyor, karınların doyuruyor diye her yıl bir çocuk!
Sonra da ‘eşek’ gibi!
İşte bunu içimize sindiremeyiz…
Dışarıdan ne idüğü belirsiz insanlar gelip burada kayıt dışı yaşıyorsa ve sırf devlete güvenip her yıl bir çocuk çıkarıyorsa bir de üstüne üstlük devleti eşek yerine koyuyorsa, bu kadar da saflık çok doğrusu!



“Gönüllü bağışçılar” meselesi ne oldu?


UBP içinden bazıları İrsen Küçük’ün üzerine fazlaca gidince Küçük de daha fazla dayanamayıp seçim harcamaları konusunda bir açıklama yapmış ve bu açıklamada ‘gönüllü bağışçılardan’ da söz etmişti!
Belli ki UBP kurmayları ne seçim harcamaları konusunda ne de gönüllü bağışlar konusunda at gözlüğü takmışlar ve şeffaflığı da bir kenara koymuşlar!
Hadi 4.5 milyon gibi büyük bir rakam UBP içinde birileri tarafından yutuldu, bu onların kendi sorunu ama şu gönüllü bağışlar konusunun bu kadar çabuk unutturulması biraz garip değil mi?
Bu ülkenin Sayıştay Başkanlığı ile Başsavcılığı İrsen beyin açıklamasından sonra bir girişimde bulundu mu biz işte onu çok merak ediyoruz…
Sadece UBP’ye değil tüm partilere bağış yapan şirket, kurum ve şahıslar mutlaka mercek altına alınıp perde gerisi pazarlıkların aslı astarı gözler önüne serilmedikçe bu ülkede adaletli bir seçim gerçekleştirmek mümkün değildir…
Hatırlatalım dedik…




MESAJ KUTUSU



Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, UBP döneminde işten durdurulan sempatizanlarınız partiyi basınca birkaç aya kadar hepsine istihdam sözü verdiğinizi duyduk. Demek ki sizin için de iki yanlış bir doğru eder desenize! Yakıştıramadık…

Sayın Kutlay ERK, bir sahte danışman furyasıdır aldı başını gidiyor. Sizin adınızı kullanıp telefon numaranızı veren üç kağıtçıları ortaya çıkarıp polise teslim etmeniz artık şart oldu. Zira ileride başınız epey ağrıyabilir…

Sayın Hamit BAKIRCI, Çayönü’nde 70 yıllık bir ağacın kimseye sorulmadan kesilip atıldığını biliyor muydunuz? Bir araştırın bakalım hangi iş adamı o bölgeye fabrika kuracak ve bunun için ağaç katliamına başladı!

Sayın Kadri FELLAHOĞLU,
Osman Paşa caddesinde oto parkı bulunmayan bir işletmeye restoran izni vermeniz bölge esnafının epey tepkisini almış. Sizden böyle bir karar beklemedikleri yönünde mesajlarınız geliyor…

Sayın Hasan SERTOĞLU,
ne olduysa Saray’da Derviş bey ile birlikte seyrettiğiniz Chelsea-GS maçından sonra başladı diyorlar. Ortak aday olmayı başardınız ama seçilmek için çok çalışmanız lazım çok!

Sayın Zeren MUNGAN, MYK kararları artık yavaş yavaş kendini göstermeye ve ilk mesajlar da gelmeye başladı. Acaba diyoruz cellat olarak İsmet Akim’i mi seçtiler. Bundan sonra her gelişmeye hazırlıklı olmakta yarar var…

Sayın Ahmet UZUN, uzun bir aradan sonra kendinizi yine aynı bakanlıkta bulabilirsiniz. Parti içinde sizi isteyen de var istemeyen de…Yerel seçimleri bekleyelim diyen de var hemen operasyon yapalım diyen de…Hakkınızda hayırlısı artık.

Sayın Kudret ÖZERSAY, yani bir Pazar günü eşinizle birlikte balık-rakı keyfi yapalım dediniz Allah karşınıza kimleri çıkardı değil mi? Dünya küçük bizim memleket çok daha küçük değil mi?

Sayın Nezire GÜRKAN,
muhterem annenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet, size ve aileye başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…

Sayın Salih ÇALIKUŞU,
Büyükkonuk belediye başkanlığından daha çok başka istemleriniz kulağımıza çalındı. Burası KKTC bizim için hiçbir mahsuru yok. İsteyenin bir yüzü kara istemeyenin bin yüzü…

Sayın Hasan ÖZTAŞ,
elime bir anket sonucu geçti ve sizin bu işi çoktan bitirdiğini gösteriyor. Siz yine de gevşemeyin 3 ayda dünya bile alt üst olabilir. Şimdiden hayırlı olsun…

Sayın Şener ELCİL, validenizin bir rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırıldığını öğrendik. Büyük geçmiş olsun diyoruz, Allah şifalar versin.

Sayın Hasan SADIKOĞLU, gözünüz kulağınız bu sıralar DP’nin İskele adayının açıklamasındaymış diyorlar. Başkasının ipiyle kuyuyla ininceye kadar atın kendi ipinizi kuyuya gitsin. Kısmette artık ne varsa!

Sayın Menteş GÜNDÜZ, Lapta’da Ağa’nın Yeri’nde Ahmet Dirgen ile içki sohbetiniz çok konuşulacak cinsten diyorlar. Sohbet konusunu biz öğrendik ama biraz heyecan olsun diye şimdilik saklı tutuyoruz…

Sayın Alihan PEHLİVAN, yerel seçimlere özel reklam ve danışma şirketini kurup paraları saymaya hazırlandığınızı duyduk. Ciroyu ayakkabı kutusuna mı koymayı düşünüyorsunuz yoksa makarna kutusuna mı?




Günün Fıkrası

Kadınlar dağıtınca


İki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar.
Yemekten sonra bara falan derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye başlamışlar.
İyice sıkıştıklarını fark etmişler ama etrafta tuvalet falan bulamamışlar.
Bir mezarlığın yanından geçerken biri;
- Hadi şurada yapalım kimse görmeden
Başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda işlerini bitirmişler.
Temizlenmek için bir şey bulamadıklarından biri kilodunu çıkarıp kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış.
Sabah kocalardan biri uyanıp karısını donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünün kocasını aramış:
- Yahu biz fena boynuzlandık galiba.
Karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak dönmüş...
- Sen gene iyisin, bizimkinin kıçına “seni asla unutmayacağız” diye bir de kart yapıştırmışlar.