Hani şu yılan hikayesine dönen kamu doktorlarının ikinci iş davası var ya…

Sonuçlanırsa artık bu işlerden kurtulur muyuz bilemem ama!

Bir şekilde disipline girmeli…

Madem ki yasalar ayaklar altına alınıyor!

Çok büyük ihtimalle hekimler artık ikinci iş yapamayacak…

Ya da devletten istifa edip kendi kliniklerine gidecekler!

Bir çoğunu kenara ayırıyorum ama…

Belli sayıda hekim resmen vurgun yapıyor bu yolla!

Kimse onların yıllarda okul yıllarında dirsek çürütmelerine bir şey demiyor…

Ama çizmeyi aşanların sayısı gün geçtikçe artıyor!

Devlette birkaç saat…

Özelde saatlerce hizmet ve gelsin paralar!

İnsan yeni yılın ilk günlerinde her ne kadar daha hoşgörülü yazılar yazmak istese de olmuyor işte…

Ajandamız doldu taştı artık!

İşte Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde geçen Kasım ayına kadar yaşananlar…

İsim vermeyelim de rencide olmasınlar bari!

Çünkü yaptıkları rezillik biliniyor zira…

Hani şu hastaneye gitmeyip çağrılınca gidilen nöbet sistemi var ya, adına on call diyorlar!

Neler olmuş neler!

Özellikle de bir serviste…

On call nöbet yazılanlar, normal nöbet tuttu gözükerek ödenmiş aylarca!

Ek mesai aşkına…

Devletin, yani sizin bizim ensemizden!

Hastane yönetimi, Sağlık Bakanlığı ve tabi ki Maliye Bakanlığı…

Biraz kurcalasınlar bu olayı bakın altından neler çıkacak!

Haksız kazançlar…

Devlet mekanizması artık iyice ayaklar altına alındı…

Devlet hastanelerinde on call nöbette olanların başka marifeti bu!

Aynı anda özel hastanelerde nöbet tutuyor birçoğu…

Çünkü dingili kopmuş bu sistemin!

Ne denetleyen var, ne bir hesap soran…

Herkes biliyor ama kimin umurunda ki!

Madem ki devlet ödüyor, yemeyen keriz hesabı…

Onun için çok önemli mahkemenin vereceği karar!

Ya yasalara uyulacak, normal bir devlet olacağız…

Ya da birileri yasaları hiçe sayıp, devletin ensesinden geçinmeye devam edecek!

Soru şu;

Mahkeme eğer ‘ikinci iş yasak’ diye karar üretirse…

Devlet hazır mı bu karara!

Düşünün bir kez, hekimler ansızın devlet hastanelerini boşaltırsa…

Kimler dolduracak onların yerlerini!

Bakanlar Kurulu toplandığı zaman bunları konuşuyor mu bilemeyiz…

Ama konuşmalı, tartışmalı ve mutlak bir alternatif üretmeli!

Hem de caminin minareleri görülmüşken…

Uyaralım dedik!

208 bin TL’nin hesabını kim soracak!

Yeni yılda karar aldık…

Ülke genelinde yaşanan arsızlıklar, hırsızlıklar devletin ilgisini çekinceye kadar sormaya devam edeceğiz!

Çünkü herkes çok iyi biliyor ki, küçük bir ülkede yaşıyoruz ve hemen herkesin derdi suçluyu bulmak değil aksine sahip çıkıp gizlemek…

İşte Girne’de İhtiyat Sandığı, Sigortalar Dairesi ve Vergi Dairesi’nin birlikte çalıştığı üç katlı bina…

Geçen yıl bu dönemlerde ihaleye çıkılmadan bir işletmeye 208 bin TL ödenerek çatı izolasyonu yaptırıldı…

Bu sene yağmurlar başlar başlamaz bina yine akıtmaya başladı!

Yani o kadar para boşa gitti…

Yani devletin, bizim paramız!

Konuyu ısrarla gündemde tutacağız, ta ki bir ses çıkana kadar…

Orda 15, bizde 70TL!

Yenilenen KKTC kimlikleri…

Her birimiz yeni kimlikler için 70 TL verdik!

Bakanlık çalışanları hariç…

Kimlikler bize Türkiye’den bedava gönderildiği halde!

Aynı kimlikler geçen ay Türkiye’de verilmeye başladı…

Tıpa tıp aynı!

Farkı fiyatı…

Bizde vatandaştan 70 TL istenen kimlik için TC vatandaşlarından sadece 15 TL istendi!

Bunun bir açıklaması olmalı değil mi…

Göz göre göre vatandaşı kazıklıyorlar!

“Tufan yalnız!”

CTP’de beklene istifalar nihayet dün geldi…

Ömürlerini partiye adamış üç önemli isim partilerine gönderdikleri yazıda gerekçelerini bildirip vedalaştılar!

En önemli açıklama ise Ali Gülle’den geldi…

“Tufan yalnız” diyen Gülle aslında CTP’ye de çok önemli bir mesaj vermiş oldu!

Kimisi bu istifalara ‘CTP temizleniyor’ dese de bize göre öyle değil…

Tufan hoca çok büyük sorumluluğun altına girdi, belki de hayatı olumsuz etkilendi ama bir şekilde yalnızlaştırıldı!

Sanki de partide gizli bir güç hocanın, dolayısıyla partinin başarısız olması için yoğun bir çaba sarf ediyor…

KTHY komitesi ne oldu!

Tam bir KKTC klasiği olarak yılan hikayesine dönen bir konu daha…

KTHY’nin batması ile ilgili her hükümet döneminde bur KTHY Komitesi kuruldu ama!

Kurulduğuyla kaldı işte…

Bunun da vebali 50 milletvekilinin hepsinde!

Ortaya hiçbir şey çıkarılmayınca insanın içine bir kurt düşüyor…

KTHY’yi batıranlar belli de saklanıyor mu, diye!

Bakalım bu hükümet bu işi nereye kadar götürecek…

MESAJ KUTUSU

Sayın Osman KORAHAN, Sayıştay Başkanı olarak sizi Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde yaşanan ek mesai skandalını araştırmaya davet ediyoruz. Özellikle geçtiğimiz Kasım ayına kadar devlet kasasından öyle haksız mesailer çıkmış ki, bunu ancak siz aydınlığa kavuşturabilirsiniz!

Sayın Kutlu EVREN, Barbaros Şansal’ın ihraç edilmesi kararı geç de olsa olumludur ama bunun geciktirilmesi için bazı kişilerin de hükümet üzerinde baskı kurmaya çalıştıklarını öğrendik. Umarız bunları bir kenara yazmışsınızdır!

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bazı bakan ve vekillerin gazinolu otellerin eğlence gecelerinde görülmesi vatandaşlar arasında huzursuzluğa neden oluyor! Bu konuda parti içinde bir genelge yayınlamanız isteniyor!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, CTP’den beklenen istifalar geldi ama ne yazık ki çok yakın bir zamanda gerisi de gelecek diye duyduk! Özellikle sizi hazıra konmakla suçlayanlar ciddi bir hareketlenme içinde! Moralinizi bozmayın deriz, daha bakalım siyasette neler göreceksiniz!

Sayın Özdemir BEROVA, Lefkoşa’daki Devlet Tiyatrosu yapımı için Almanya’dan gelen çok cazip bir teklife halen cevap vermemişsiniz! Böyle bir fırsat gelmişken elinizin tersiyle itmeniz sizce doğru bir davranış mı!

Sayın Bekir KILIÇ, Barbaros Şansal’ın dün adadan ihraç edilmesine en fazla üzülenler içinde yer aldığınız söyleniyor! Özellikle de kendisiyle tanışamamaktan şikayetçi oluyormuşsunuz! Hayırdır niye bu kadar dert ettiniz ki!

Sayın Oktay KAYALP, bölgenizdeki istifalar konusunda en azından ilçe başkanı olarak bir açıklama yapmanız gerekiyordu! Zira bütün suçlamalar sizin ürenize odaklandı ve artık bel altı vurmalar da başladı!

Sayın Ogün ERCİYAS, nihayet birisi çıktı ve tarihi BRT’nin kitabını yazma kararı aldı ya ne mutlu bize! Bunun çoktan yapılması gerekirdi ama demek ki size kısmetmiş! Umarız bu konuda devletin kaynakları da size açılır, şimdiden kolay gelsin…

Sayın Savaş ATAKAN, Bolu Kartalkaya’da partili kurmaylarla çok özel bir yeni yıl geçirdiğinizi duyduk. Kayak yaparken de epey acemilik çektiğiniz söyleniyor. Yani şömine başını bırakıp da karda buzda işiniz neydi ama!

Sayın Özden EMİNOĞLU, yarım kalan bir kitabı gazeteci büyüğümüz Bilbay Eminoğlu adına tamamlamanız ve yayın hayatına kazandırmanız anlamlı bir girişimdi. Böylelikle vefalı bir evlat olduğunuzu göstermiş oldunuz, tebrik ederiz…

Sayın Mehmet BİCEN, bölgede yaşadığınız yol sorunları nedeniyle yakında bütün köyü sokaklara dökeceğinizi duyduk! Siz de kendinizce haklısını ama biraz da hava koşullarını göz önünde bulundurmak gerekiyor değil mi!

Sayın İsmet YAZICI, KKTC kimliği aldığınızı duyanların iptali için seferberlik başlattığını biliyor muydunuz! Ha keşke birkaç sene geçseydi de ondan sonra müracaatta bulunsaydınız!Kamuoyunun en öfkeli dönemine denk getirdiniz!

Sayın Ahmet BENLİ, Gönyeli-Boğaz yolunun yenilenme çalışmaları için bölgeye sizin de teknik destek vermeniz bekleniyor. Zira bu yol çamur deryasına döndü ve her an istenmeyen bir kaza yaşanabilir!

Sayın Bertan ZAROĞLU, Barbaros Şansal’ın yurt dışına ihraç edilmesinde en büyük payın sizde olduğu söyleniyor! İlgili merciler baskılarınıza dayanamamış ve sonuçta nihai kararı vererek en çok da sizi mutlu etmişler değil mi!

Sayın Şener ELCİL, Barbaros Şansal’ın adadan ihracı konusunda herkes bir yorum yaptı ama sadece siz sessiz kaldınız! Hani demokrasi filan denince ilk açıklamayı siz patlatırdınız ya ondan merak ettik!

Sayın Sonay ADEM, dünkü istifa sonrası sizden çok okkalı bir açıklama bekleyenler hayal kırıklığına uğradılar. Bu arada fırtına öncesi sessizlik diyenler de yok değil tabi ki! Bakalım bombayı ne zaman patlatacaksınız!