Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)’da çok anlamlı bir haber vardı dün Nezire Gürkan imzalı…

Haberden küçük bir alıntı yapalım önce:

“Akraba evliliği nedeniyle iki çocuğu da işitme engelli. Yaşamını çocuklarının eğitimine, yaşama tutunmasına adamış ve başarmış da. Şimdilerde çocuklarını eğitmenin gururuyla tüm engellilere hizmet veren tam donanımlı bir rehabilitasyon merkezinin sahibi… Ayakta durmasının, çocuklarının masraflı eğitiminin, rehabilitasyon merkezinin kaynağı ise dikiş atölyesi. Çocuklarının kıyafetlerini dikmekle başlamış, bir tesadüf eseri evinde kurduğu atölye onu bugünlere taşımış. Eşini kaybetmesinin ardından “sudan çıkmış balık” misali bocalamış ama işini sürdürmüş. Biçiyor, dikiyor, diktiriyor. Onlarca kadına da gelir imkânı sağlıyor.
Serap Derim, bu özellikleri nedeniyle bu yılın “kadın girişimci” ödülünü alanlardan. Onur ödülü. İş Kadınları Derneği tarafından geleneksel hale getirilen, kadınlarla ilgili farkındalık yaratan ödüllerden…”

Şimdi asıl meseleye gelelim…

Bakın nasıl isyan etmiş bağrı yanık anne:

“Ben özel iki çocuk sahibiyim. Bunun ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir. Üstelik ben birçoklarına göre avantajlıyım, şanslıyım. Çocuğunun baba demesi, el çırpabilmesi için her şeyini feda edebilecek çok anne baba tanıdım. Merkezimize gelen onlarca çocuk, aile var. Şimdilerde daha çok imkân ve daha çok bilinç olmasına rağmen bu çocuklara, ailelerine devlet ilgili olmalı. Sadece açıklamalarla, vicdan rahatlatmayla olmaz. Ben hayatım boyunca özürlüler, engelliler ile ilgili günlerden, törenlerden hep nefret ettim. Çünkü hepsi şov…”

Katılmamak elde değil bu serzenişlere…

Bizde olan bu!

Sadece açıklama…

Siyasilerin vaatleri!

Hepsi engellilere özel günlerde giderler, kucaklaşırlar, baş okşarlar ve konuşurlar…

Zerre kadar bir şey yapmazlar!

Ta ki öbür sene yine konuşma vakti gelene kadar…

Önceki gün bir okurumuz da buna benzer bir sitem yazısı gönderdi bize…

Konuyla ilişkilendirdiğimiz için sizlerle paylaşıyoruz!

Tabi ki hükümet edenler de kendine düşeni alsınlar, gereğini yapsınlar diye…

“Levent Bey merhabalar.

Kızımın  fiziksel ve ruhsal sağlığı, aynı zamanda sosyal gelişimiyle  ilgili bir sıkıntımı sizinle paylaşma ihtiyacı hissettim.

KKTC Anayasası'nın “sporun geliştirilmesi“ başlıklı 61. maddesi aşağıdaki gibidir:

“Madde 61

"Devlet, her yaştaki yurttaşın beden ve ruh sağlığını geliştirecek, sporun kitlelere yayılmasını sağlayacak önlemleri alır, gerekli spor tesislerini yapar ve başarılı sporcuları korur."

 Yukarıdaki maddede bahsedilen devlet, KKTC Devleti ise, benim anlayamadığım bazı şeyler var.

Kızım bir süredir Cimnastik Federasyonu bünyesinde alt yapı eğitimi  alıyor.

Yaklaşık 4 ay önce Cimnastik Federasyonu’nda, Spor Dairesi ile mevcut federasyon yönetimi arasında sıkıntılar oluştu.

Spor Dairesi yeterli üye kulüp olmadığı gerekçesiyle federasyonun özerkliğini kaybettiğini savunarak federasyon başkanını 9 Eylül’de görevden aldı. Olay mahkemelik oldu.

Aynı Spor Dairesi 17 Kasım’da Federasyon Başkanı’na görevini iade etti.

Federasyon başkanı gelen baskıların son bulması adına 28 Kasım’da görevinden istifa etti.

Böylelikle Spor Dairesi ilk hedefine ulaşmış oldu. (İsteyen, bu anlattıklarımın belgelerine Cimnastik Federasyonu web sayfasından ulaşabilir.)

Başkandan sonraki hedef, federasyonda görev  yapan öğretmenler oldu. 

Çocuklarımıza uzun yıllar emeği geçen, çocuklarımızın çok sevdiği, işini sevgiyle ve laikiyle yapan bazı hocalarımız siyasi hesaplar adına hedef haline getirildi.

Spor Dairesi, federasyona atadığı partili salon sorumlusu aracılığıyla  kendi partisinden olmayan hocalara baskı yaparak federasyondan uzaklaştırmasını istiyor.

Hocalar emekleri karşılığı aldığı maaşla, konuşacağı ve birlikte görüleceği kişilerle  tehdit ediliyor, baskı yapılıyor.

Böylesi bir kurumda bu yapılanlar kabul edilemez. Yaşları 5 ile 8 arasında değişen ve cimnastik eğitimi için çok önemli yaş aralığında bulunan çocuklarımız, birilerinin siyasi ihtirasları yüzünden  mağdur olma tehlikesi yaşıyor.

Spor evrenseldir ve sporun dili, dini, ideolojisi, ırkı, partisi, partilisi olmaz, olmamalı. Kimileri için siyasi hırs ve politik menfaatler, ne yazık ki her şeyin üzerinde.

İçinde çocukların ve gençlerin olduğu bir kurumda  bu yapılanları görünce, insan ürperiyor. Sıra yarın velilere yani bizlere gelecek endişesi taşıyoruz. 

Yakında Cimnastik Federasyonu’nun kapısına “ Partiden olmayanlar giremez “ levhası asılıp partiye üyelik belgesi istenirse şaşırmayacağım.

Köşenizden Başbakanımız Sayın Hüseyin Özgürgün’e seslenmek istiyorum.

Kendisi eski bir sporcu, hala da spor yapıyor bildiğim kadarıyla.

Başbakanımız, Anayasa’da yazdığı gibi “sporun kitlelere yayılmasını sağlayacak önlemleri" alacak mı?

Yoksa çocuklarımıza karşı işlenen bu günaha ortak mı olacak?..

    (Bir veli)

MESAJ  KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, geçmiş yıllar hep siyasilerin engelli insanımıza verdiği vaatlerle geçti ama hiçbiri de gerçekleştirilmedi. Umarız bu sene sizin öncülüğünüzde bu özel insanlarımız için seferberlik yılı olur. Bu arada yeni yıla Bolu’da girdiğiniz söyleniyor, kar diz boyuydu değil mi!

Sayın Mustafa AKINCI, KTÖS’ün skandal ajandası konusunda devletin en tepesinde oturan sizden hala bir açıklama gelmedi! TMT’yi terör örgütü olarak gösteren bu arkadaşlara karşı birkaç çift lafınız olmayacak mı! Anımsatma ihtiyacı duyduk!

Sayın Mustafa ERİŞMEN, Girne Kaymakamı olarak tam size göre bir araştırma! Geçen hafta yaşanan sel felaketi öncesi bir şirkete dere yataklarını temizlemesi için yüklü miktarda bir ödenek çıkarılmış ama tek bir kepçe bile harekete geçmemiş daha! İlginizi çeker mi!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, ajanda konusunda sessiz kalanlar arasında ülkenin en köklü partilerinden CTP de vardı! Kişisel görüşler sosyal medyaya yansısa da genel merkezden resmi açıklama bir türlü gelmedi!

Sayın Asil NADİR, bir gazetemizin yaptırdığı anketten sonra sizin de yöneticilere talimat verip en kısa zamanda bir anket çalışması yaptırmalarını istediğinizi duyduk. Dört gözle ve heyecanla bekleyeceğiz bakalım sizin sonuçlar nasıl olacak!

Sayın Serdar DENKTAŞ, olası bir referandum için önce hayır kampanyası başlatacağınızı ilan edip sonra da Cenevre’ye gideceğinizi açıklayınca çeşitli yorumlara da neden oldu. Bu konuda Ankara’daki büyüklerden bir telefon gelmiş değil mi!

Sayın Akıle Sarıoğlu BÜKE, YÖDAK’ta halen yönetimde olan bir kişiye çok dikkat etmeniz gerekiyor. Özellikle yeni üniversite kuruluşlarında nedense hep bu zat görev almak istiyor. Mercek altına alın ki sonradan pişman olmayasınız!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yeni yıla Londra’da girdiğinizi öğrendik. Kimseye yeni yıl mesajı göndermeyince vatandaş epey eksiklik hissetmiş. Umarız moral ve motivasyon olarak güçlenerek geri dönersiniz…

Sayın Ersan SANER, Güney Kıbrıs’ta ikamet edip KKTC’ye her gün çalışmak için gelen yüzlerce Vietnamlı işçinin hiçbir sosyal hakları ve güvenceleri olmadığını biliyor muydunuz! Kapılardaki giriş çıkış işlemlerini bir inceleyeniz lütfen!

Sayın Sami ÖZUSLU, son günlerde bazı eylem ve grevlerde eylemcilerin gazete yakmaları konusunda örgüt olarak bir çağrı yapmayı düşünüyor musunuz! Zira o gazeteler de basın emekçilerinin uzun uğraşları sonrasında hayat buluyor değil mi!

Sayın Kemal DÜRÜST, siz de yeni yıla ailecek Ankara’da girenler arasındaymışsınız Bu arada fırsatları değerlendirip bazı bakanlarla hızlı bir telefon trafiği yaşadığınız ve onları buradaki açılışlara davet ettiğiniz söyleniyor.

Sayın Perihan AZİZ, son günlerde el öpenleriniz çok olunca hem mutlu oluyormuşsunuz hem de ‘ben bu kadar yaşlı mıyım’ diye sitem ediyormuşsunuz. Özellikle kadınlar bu konuda ne kadar hassas oluyor değil mi!

Sayın Bülent ARKIN, Turizm ve Çevre Bakanlığı koordinatörü olarak geçen yıl sizin için epey pasif geçti ama bu sene umarız ülke genelinde çevre seferberlikleri başlatarak geçmişi telafi edebilirsiniz! Biraz hareket lütfen olur mu!

Sayın İsmet ESENYEL, siz müsteşar olduktan sonra turizm ve çevre konularında epey heveslenmiştik ama sanki de biraz fazla etkili olamadınız gibi geldi bize! Umarız bu sene ölü toprağını üzerinizden atar ve atağa geçerseniz!

Sayın Kutlu EVREN, Türkiye’de yaşanan terör saldırıları nedeniyle KKTC’de de artık endişeler artmaya başladı. Umarız ülke genelinde güvenlik konusunda bir projeniz olacaktır değil mi! Özellikle giriş ve çıkışlara aman dikkat!

Sayın Süleyman GÖKTAŞ, emekliliğe artık çok az bir süre kaldı ama gitmeden şu geçen yıl Girne İhtiyat Sandığı dairesinin 208 bin TL’lik ihalesiz çatı izolasyon işini bir eşeleyin lütfen! Hadi bir işe yarasa ses çıkarmayacağız ama bina resmen elek gibi akıtıyor!