Sabahın erken saatlerinde ısrarla çalan telefon bir insanın diğer insana yapabileceği en kötü şeylerin gerçekleştiğinin habercisi idi. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yetkilisi Özlem Hanım üzgün bir halde durumu özetledi. Adam büktüğü perde ile çocuğun boğazını sıkmış, anne elinden zor almış. Yavrusu için kendi gövdesini siper ederken o da nasibini almış koca şiddetinden. Bir buçuk aydan beridir her geçen gün artan şiddetin dozu artık dayanılmaz bir hal almış. Hemen Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’ndan Hatice Hanım’ı aradık ve sığınma evine alınması için destek istedik. Her zamanki gibi alın gelin diyeceğini biliyorduk zaten. Sonrasında Sosyal Hizmeter Dairesi’ne bilgi verilerek bölge memurunun gönderileceği ve destek verecekleri onayı alındı ancak gelin görün ki olaylar faklı gelişti.
4 – 5 Gün sığınma evinde bekleyen kadın ile ilgili bölge memuru görüşmeye gelmiş. Sosyal Hizmet eğitimi almamış bölge memuru hanım nasıl bir sosyal tahkikat yaptıysa yapmış hatta belki de önce şiddet uygulayan adamla görüşmüş!!! Şiddete karşı direnen kadınla karşılaştığında yaklaşımı “Evi boyatmışsın kaçmadan, kimlere boyattın evi? Senin dostun mu var? Ona mı kaçtın? Çocuklarını senden alırım bir daha göremezsin ” olmuş. Ertesi gün kiralanan eve taşıdığımızda “Sosyal Hizmetler maaş bağlayacak mı? Ne dediler?” Diye sorunca kadın ağlayarak anlattı bunları. Öylesine onuru kırılmış ki “ iki sefer ailemin zoru ile evlendirildim, hep namusumla yaşadım, çocuklarımı büyütmek için canımı dişime taktım ben kötü bir kadın değilim” diye durup durup göz yaşlarına boğuluyor. Lise çıkışlı 15 yıldır aflarla cebelleşip alakasız bölümlerden açık öğretim mezunu olmaya çabalayanların ya da kadın olmasına rağmen kadın dayanışmasının öneminden bir haber “namus bekçiliği” yapmakla sosyal hizmet yaptığını zannedenlerin varlığına mı yansak yoksa devletin kadınlar konusundaki acizliğine mi bilemedik. Takdiri size bırakıyorum. Sosyal Hizmet emekçileri arasında canla başla çalışanlar da var hepsini ayni kefeye koyamayız tabi ki ama hatırlatmak lazım ki Sosyal Hizmet Mesleğinin merkezinde insan vardır.Sosyal Hizmet çalışanı kendi değerler sistemine veya zengin fantazi dünyasına göre kimsenin hele de bir kadının özel hayatını yargılayamaz, maliyecilik veya namus bekçiliği yapamaz!
Söz konusu kadın ve çocuklar SODAY ve SORÖV’ün desteği ile yeni bir yaşam kurmaya çalışıyorlar. Hem de devletin bir tek iğnesini bile yardım olarak almadan. Bir haftadır elektirik sayacının depozitosunu ödeyecek para bulunmadığı için sayacı üzerine geçiremediklerinden karanlıkta yaşıyorlar. Buzdolabı, soba, televizyon, fırın gibi eşyaları olmadan endişe ile önümüzdeki kışı bekliyorlar. İşin diğer ilginç tarafı ise devlet destek yerine köstek olmaya devam ederken diğer yandan da bir kağıda telefon numarası yazarak zor durumdaki kadınları sivil toplum örgütlerine yönledirmeye devam ediyor. Biz ise sosyal medyayı kullanarak onur kırıcı bir şekilde asgari yaşam standardını koruyamayan veya şiddete direnen kadın ve çocuklar için yardım dileniyoruz. Facebook üzerinden talep edilen insani yardım çağrısını gören ve ulaşanların büyük çoğunluğu yine kadınlar oluşturuyor. Giyecek, çocuk bezi, yiyecek ve benzeri ellerinde ne varsa paylaşıyor insanlarımız. Kontörü olmadığı için “sizi arayamadım ama elimde bebek battaniyesi var vermek istiyorum” diye mesaj atan bir numarayı arayıp gittiğimizde aslında ailenin yardıma daha çok ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Ezilenleri görüyor ve daha da hırslanıyoruz yoksullukla mücadele için. İnsan kalmayı becerebilen tüm yardım edenlere sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Yardımlarınız için:
SODAY : +90 392 2280588 ve 05338432306
SORÖV Kadın sığınma evi: +90 392 2289955