Tam 2 sene önce, Lefkoşa-Girne Anayolu üzerindeki bir işletmenin yola bakan ağacına yıldırım düştü. Düşen yıldırım, ağacın üzerinde belirgin bir yarık oluşturdu; köklerinin bir kısmını yaktı. Ağacın bir fırtına anında anayola savrulması ve kazaya neden olması, tam 2 senedir an meselesi!

İşletme sahibi olaydan sonra Orman Dairesi yetkililerini aradı. Daire’den bir mühendis olayı incelemek üzere bölgeye gönderildi ve ağacın yola bakan kollarının kesilmesine karar verildi. Tam 2 senedir Orman Dairesi ağacın dallarını budayacak!

“Ne var ki bunda?” diyebilirsiniz. KKTC’de yaşadığımızı, KKTC Devleti’nde böyle sorumsuzluklara ve kötü yönetime sıklıkla rastladığımızı söyleyebilirsiniz. Haklısınız elbette. Kötü yönetimi olağanlaştıran, yetkililerin suistimallerini kanıksayan da bizleriz ama... Yurttaşlar böylesi bir anlayışı kanıksadıkça politikacılar ve daireler rica minnetle iş yapmaya alışıyor. Bir şikayet bildirimi ile 2 sene önce çözülmesi gereken, yoldaki sürücüleri tehdit eden bir sorun, amir ya da bakan aranmadan çözülemiyor.

Devlet daireleri ve yerel yönetimler, yetkileri ve sorumlulukları içindeki en basit işlerin hallini yurttaşa ekstra ve büyük bir hizmet veriyormuşcasına, bazı mühim aracıların devreye girmesiyle, doğrudan bakanların, belediye başkanlarının veya amirlerin aranmasına tabi kılıyorlar. Olağan ve vergisi peşin ödenmiş hizmetlerin alımı olağanüstüleştirilerek ve karmaşıklaştırılarak politikacılardan ve devlet dairesi amirlerinden ricacı olmanız bekleniyor.

Raif Denktaş, adını ‘ricayla yaşama düzeni’ koymuştu... Ankara’dan ricacı olanlar, dönüp sizin de onlardan ricacı olmanızı istiyor esasen. Rica edip minnet göstermeden işlerinizi kasten halletmiyorlar.

‘Ricayla yaşama düzeni’ne düşmesi gerekiyor yıldırımın! Politikacıların göklerin tanrıları olmadığını yurttaşın talepleri ve duruşu ile göstermesi gerekiyor. Tanrı yerine kondukça kendilerini tanrı sanıveriyorlar malum...