“Dere geçerken at değiştirilmez” lafına karşı birkaç diyeceğim var.
Birincisi dere geçerken bizim at korktuğu veya ıslanmak istemediği için hiç dereye girmiyor.
İkincisi dereye girdi diyelim at derede yüzmek istemez veya hantalsa ölmüşse biz de derede ölelim mi?

Şimdi bu at yaşlanmış, kendi kendini taşıyamayacak kadar yorulmuş ama hala kendini tay zannedecek kadar şuursuzsa ne yapmalı yani?

Yok kardeşim her derenin kendine göre atı olmalı; dere var akıntılıdır; dere var dalgalıdır; dere var taşlı kayalıklıdır; dere var çarşaf gibidir. Bu yüzden eğer atınız o dereye uygun değilse yarı yolda da olsanız atınızı değiştirmelisiniz.

Aynı yorgun, basiretsiz, beceriksiz, bir ayağı çukurda, gözleri görmeyen, yaşlı katırdan bozma atla yoluma da devam etmem doğrusu. Tabi şimdi ilk başta dereye girmeden aklın neredeydi de şimdi atı değiştirmek aklına geldi diyebilirsiniz.

Yahu ilk başta bu ata 6 aylığına ne de olsa emektardır, gönlü de var biraz daha hizmet etmeye diyerek bu yükü bir süre daha taşımasına izin verildi ama baktık ki 6 ay geçtikten sonra yukarıda da bahsettiğim gibi kendisini tay zannedip “ben bırakmam kardeşim” diye tutturunca derenin ortasına kadar gelindi velhasıl.

Ha şimdi insanların günlük yaşamlarında da bu tür hayvani yakıştırmalara da maruz kalınması pek de hoş olmuyor aslında. Mesela güzel bir kadın görüldüğünde “kısrak”, “sülün”, “at”, “balık” benzetmeleri yapılırken; çirkin bir kadın görüldüğünde ise “maymun”, “inek”, “balina” gibi mecazi benzetmelerin yapılması hiç de hoş değil.

Buna ek olarak açıkgözlere “tilki”, tecrübelilere “kurt”, dangalaklara “öküz”, nankörlere “kedi”, bir türlü kurtulamadığınız kişilere “sülük”, hızlı koşanlara “tavşan”, inatçılara “domuz” ve “keçi”, uzun boylulara ve duyarsızlara “deve” , hiç meram anlamayanlara da “KOYUN” denildiği de duyulur bazen. Ama bence hep köpeklere haksızlık yapılıyor nedense…….

Bu tür güzel ve çirkin, iyi ve kötü kavramlarının hayvanlarla özdeşleştirilmesinin altında bazı psikolojik ve sosyolojik rahatsızlıklar olduğu kanısındayım. Tabi biyolojik ve fizyolojik olarak öyle insanlar da var ki hayvanlara benzeştirilmeleri bence farklı bir canlı türü olan hayvanlara karşı yapılmış bir hakaret içeriği taşımaktadır.

Şu sözüm ona her koşulda ve ortamda at değiştirmekten korkanlar statükonun devamından yana tavır koyup her daim bundan nemalananlardır aslında. Bu “ İstikrar” denilen ve son zamanlarda ağızda pelesenk gibi kullanılan kelime de sizin sandığınız gibi gelişme göstererek ileriye doğru olumlu adım atmak değil sadece YERİNDE SAYMAKTIR.