CTP içinde şu anda üç grup oluştu;
Birincisi 'Talat gelir dertler biter' diyenler...
İkincisi 'Talat tek başına çare değil' görüşünü savunanlar...
Üçüncü kesim de 'ortada' durmaya çalışanlar...
Bir kere 'ortada' durmak hiç bir ilkeli CTP'liye yakışmaz!
'Ne şiş yansın ne kebap' diyerek bu işi kotaramazsınız...
Bu genelse sağ partilerdeki bir duruştur ve ardında da kişisel menfaatler vardır ki biz bunu CTP'lilere yakıştırmayız...
Sadece Talat'ın gelmesiyle CTP'nin kurtulacağını zannedenler de ancak kendilerini kandırırlar!
Hele de ekip ve örgütçülüğüyle tanınan bir partide kurtarıcının ardına sığınmanın sonu ancak hayal kırıklığı olur!
Bunu zaman içinde hep birlikte göreceğiz...
...
Önce Anayasa değişikliği için yapılan referandumda alınan sonuç, ardından yerel seçimler ve son olarak da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan hezimet belli ki CTP'li bazı kurmaylar tarafından iyi okunmamış olmalı ki çareyi Yorgancıoğlu'nu gönderip yerine Talat'ı oturtmakta bulmuşa benziyorlar...
Talat elbette tepede çok iyi bir isim olacak ve sadece partililer içinde değil toplumun genelinde kabul edilecektir ama bunu yeterli olacağı konusunda kuşkularımız var!
25 maddelik manifestosunda da görülebileceği gibi CTP'nin hükümet olduğu dönemdeki eksiklikleri gözler önüne serilmiştir...
İyi de bu eksiklikler sadece Özkan Yorgancıoğlu'na mı fatura edilmek istenmektedir ki öyle görülüyor bu hem haksızlıktır, hem de CTP'nin başını devekuşu gibi başına kuma gömmesiyle eş anlamlıdır.
Böylelikle partinin organları MYK ve Parti Meclisi hatta genel sekreteri de aklanmış mı olacaktır yani!
...
Dün Karpaz'da CTP örgüt başkanı olan bir arkadaşla yarım saatten fazla bir süre telefonda konuştuk...
Adeta yalvarır gibi sitem ediyordu...
Sadece genel başkan değiştirmenin hiç bir işe yaramayacağını, son seçimlerde alınan kötü sonuçların genel başkanın değil tüm parti yetkili organlarının ve ilçe başkanlarının kötü yönetimi olduğu yönünde içinde ne varsa dışarı döktü...
Parti tabanının nasıl kaynadığını anlattı!
Haklıydı çünkü CTP'li yöneticiler zor değil kolay olanı seçmiş ve genel başkanı günah keçisi ilan ederek yerine Talat'ı oturtmayı yeğleyerek kendi günahlarını bu yöntemle silmeye çalışmışlardı.
Ve taban bu yanlış gidişata dur demek için haykırıyordu ama bunu merkezde ne duyan ne de duymak isteyen vardı...
...
Sayın Talat, çok saygı duyduğumuz değerli bir siyaset adamıdır;
CTP'yi içine girdiği kör kuyudan çıkarmak için de iyi bir isimdir ama bunu tek başına yapması neredeyse imkansız gibidir!
Şu anda binden biraz fazla delegesi olan CTP'de ciddi bir imza kampanyası başlatılmıştır ve bu kampanyanın amacı da CTP'yi gittiği yanlış yoldan geri çevirmektir...
Bu süreçte CTP'nin asıl sorunu parti içindeki eskilerin birbiriyle kavgasından başka bir şey değildir ki bunu önceki gün CTP'nin eski bir milletvekili olan Okan Dağlı da bir televizyon kanalındaki programda net olarak dile getirmiştir!
Bunlar hala partinin iplerini tutmaktadırlar ve onları temizlemenin tek yolu da parti yetkili organlarının baştan sona yenilenmesinden geçer!
Talat bu gerçeği görebilirse ne ala...
Yoksa kendisini yeni kavgalara ve hayal kırıklıklarına hazırlasın!
Ve daha fazla gecikmeden Talat da dahil CTP'ye gönül verenler başlarını soktukları kumdan dışarı çıkarsın!
Manzara hiç de zannettikleri gibi değildir... 
 
 
İntikam zamanı mı?
 
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun seçim kaybetmesinden sonra CTP’e de gün doğmuş oldu!
Polis Genel Müdürü Pervin Gürler’i emekliye ayırmak için düğmeye basılmış…
Sanırız bu konuda yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile de anlaşmış olmalılar!
Özkan Yorgancıoğlu giderayak baka bir konu bulamamış kendisine illa ki Pervin Gürler’in kellesini alacak!
Ve sanırız bunu da son icraatı olarak hanesine yazdıracak…
Bu da demektir ki kötü bir final yapacak!
Bu yılın sonunda ilk kez bir kadın polis genel müdürü emekliye ayrılıp polis tarihine ismini yazdıracaktı ama sanırız bunu bile çok gördüler…
O zaman Özkan bey şunu yapmalı;
Pervin Gürler ne günah işlemişti de Özkan bey ona fena halde kancayı taktı?
Bunun gerekçelerini mutlaka açıklamalı!
Ya da bu konuda kimden talimat aldığını…
Siz anladınız Özkan bey!
 
Basının halleri!
 
Medya Başarı Ödülü’ne layık görülen genç meslektaşlarımız açıklandı ve ödüllerini de aldı…
Mesleğin daha başlarında olan kardeşlerimiz için önemli etkinliklerdir bunlar…
Ama onların başarıları her zaman olduğu gibi gazete yönetimleri tarafından gölge altında bırakılır…
Bu sene de durum değişmedi;
Her gazete ödül alan çalışanlarının resimlerini ön sayfadan ‘büyük gurur’ başlığıyla verdi…
Ama diğer ödül alan genç meslektaşlarımızın başarısını görmemezlikten geldi!
Burada Havadis Gazetesini bir yana koyuyoruz ve onlar doğru olanı yaptı…
Şimdi diğerlerine sormak lazım;
Çalıştığı basın organının ismi ne olursa olsun, hepsi bu dünyanın çocukları değil mi?
Onların başarıları ile gurur duymuyor musunuz?
 
Turizme Alman dopingi…
 
Dün Almanya’nın önemli turizm organizasyon şirketlerinin sahibi olduğu Ali Doğan isimli arkadaşla tanıştık.
KKCT’de Akmina Turizm ili işbirliği yaparak Alman turizmini KKTC’ye açmak için ciddi bir girişim başlattığını öğrendik.
Cuma günü Almanya’da turizmin öncülerinden 100 küsur kişinin KKTC’ye gelip ülkemizin turizmini tanıyacakları müjdesini verdi…
Bu girişimler sonrası 2016 yılından itibaren her yıl Almanya’dan 30 binden fazla turistin KKTC’ye gelmesi bekleniyormuş…
Son günlerin en hayırlı haberi bu olsa gerek…
Siyaset, seçimler ve sorunlardan epey boğulmuştuk bu güzel haberle yüreğimize biraz olsun su serpildi…
Umarız ülkemizde turizm yapan tüm kesimler bu olayı sahiplenir  ve misafirleri bağırlarına basarlar…
Devlet de dahil!
 
 
Bakalım kucaklayabilecek mi?
 
“Sayın Akıncı seçim süresince tüm halkı kucaklayacağını dil, din, ırk ayırımı yapmayacağını defalarca belirtmiştir. Ben de kendisini destekleyen bir Türkiye kökenli olarak sayın Akıncı'nın vermiş olduğu bu sözlere sadık kaldığının ilk göstergesi olarak Cumhurbaşkanlığı veya Kamu Hizmeti Komisyonuna yapacağı bürokrat atamalarında  en azından Türkiye kökenli bir bürokrat atamasını umuyorum.
Hep beraber verdiği sözleri tutup tutmadığını, tüm halkı kucaklayıp kucaklamayacağını göreceğiz…”
 
(Mehmet Yusuf ASIM)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Mustafa AKINCI, bu sabah Tayyip beyin özel uçağı ile Ankara’ya uçuyorsunuz. Bakalım dönüşte ne gibi mesajlar getireceksiniz? Bu arada basın mensuplarını unuttunuz ve onlar da kendi imkanlarıyla ziyaretlerinizi izlemeye çalışacaklar ama onda bile karmaşa yaşanmaya başladı bilesiniz…
Sayın Mehmet Ali TALAT, CTP’nin tepesinde sadece genel başkanın değişmesi çok bir şeyi değiştirmeyeceğe benziyor. Biz deriz ki kurmayları toplayın ve tüm parti organlarında seçim yapılarak partiye değişik bir hava gelsin. Zira eskiler şimdiden iş karıştırmaya başladılar haberiniz olsun!
Sayın Sonay ADEM, CTP’nin yetkili organlar dışında Lefkoşa’dan bir klinikte yapılan toplantılarla yönetildiğini iddia ettiniz ama ne isim verdiniz ne de adres! Bir çok partilinizi de zan altında bıraktığınızı biliyor muydunuz? Sahi bu CTP sizce nereye gidiyor?
Sayın Hasan YÜCELEN, UBP kurultay delegeliğinden istifa ederek UBP’nün kötü gidişatına dur demek için ilk kıvılcımı yakmışsınız. Umarız başta genel başkanınız olmak üzere tüm parti organlarına örnek teşkil eder de UBP’de de artık değişim rüzgarları esmeye başlar…
Sayın Resmiye CANALTAY, siz seçimler sonrası Malta’ya yorgunluk atmaya gittiniz ama Mağusa’da tüm örgütlerin istifa etmesi için çok yakında imza kampanyası başlatılacağını biliyor muydunuz? Tatili fazla uzatmadan dönün deriz…
Sayın İsmail ABİDİN, Turizmde Almanya gibi çok önemli ve büyük bir pazara girdiğinizi memnuniyetle öğrendik. Umarız bu örnek girişiminiz tüm meslektaşlarınız ve devletin ilgili birimleri tarafından da destekleniyor. Ambargo var diyenlerin kulakları çınlasın!
Sayın Hüseyin YEŞİLDAĞLI, bir televizyon programında teşkilatınızı eleştiren bir meslektaşımız konusunda soruşturma başlattığınızı duyduk. Acaba diyoruz bazı olayları kişileştirmeye mi başladınız. Önü açık bir polis müdürü olarak biraz daha hoşgörü lütfen…
Sayın Menteş GÜNDÜZ, iki günde iki ayrı akrabanızı trafik kazasında kaybetmenin derin acısını yaşadığınızı öğrendik. Başınız sağ olsun, Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin. Bu arada bölgede ezeli rakibiniz Çelebi Ilık ile dargınlığı bitirmenizi de sevindik.
Sayın Ersin TATAR, eşinizden özür dileyip kanala dönme çağrısı yapmanız genelde memnuniyet yarattı ama öküz altında buzağı arayanlar da yok değil yani! Bu açıklama ile bir taşla birkaç kuş vurmak istediğiniz yönünde yorumlar yapılıyor. İnsanlar ne hınzır değil mi!
Sayın Fuat VEZİROĞLU, Derviş Eroğlu’na yazdığınız ‘mektup’ UBP çevrelerinde çok kişinin gözünü yaşarttı. Ama belli ki başarısız sonuçlardan kendine pay çıkarmayan daha çok partili var ve hala koltuklarda oturmaya devam ediyorlar…
Sayın İrfan GÜNSEL, YDÜ kadın basketbol takımının Türkiye’de birinci lige yükselmesi hiç de azımsanacak bir başarı değil. Umarız bu başarı Avrupa kupalarına kadar taşınır ve spor ambargoları da böylelikle kırılmış olur. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…
Sayın Yunus RAHMİOĞLU, 2016 yılını Türk Bankası için atılım yılı ilan etmişsiniz. Özellikle mesai saatleri dışında çalışan şubelerinizi yaygınlaştırırsanız hem vatandaş açısından hem de bankanızın tanıtımı açısından yararlı olacaktır…
Sayın Sevgül ULUDAĞ, kayıplar konusunda yaptığınız çalışmalar nedeniyle şimdi de İngiltere’den bir ödül almışsınız. Bir de diyoruz bizim ülkemizden artık birileri bunu görse de çalışmalarınızı onore etse değil mi? Tebrik ederiz…
Sayın Oktay ÇOCUK, işletmenizin dördüncü şubesini açacak olmanın heyecanı içinde olduğunuz gözleniyormuş. Özellikle açılışa yurt dışından gelecek olanlar çok önemli değil mi? Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…
Sayın Cem DANA, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde fazla yorulmuş olmalısınız ki seçimden sonra soluğu hemen New York’ta almışsınız. Hayat size güzel değil mi? Hadi bakalım tatilin tadını çıkarın…

GÜNÜN FOTOĞRAFI: