Bugün bütün gözler CTP’de olacak…
Merakla beklenen Cumhurbaşkanı adayını belirleyecekler.
Zira geçen hafta yapılan parti meclisi toplantısı sonucu Başbakan ve CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu adaylarının Perşembe günü yapılacak olan parti meclisi toplantısı sonrasında belirleneceğini açıklamıştı.
Yani bu akşam!
İbrenin de Mehmet Ali Talat’tan yana olduğunu zaten bilmeyen yok…
Büyük bir sürpriz olmazsa Talat’ın adaylığı bu akşam resmilik kazanacak.
Eğer gerçekten de aday belirleme bu akşam sonuçlanacaksa CTP şöyle bir sorunla karşı karşıya kalacak;
Parti tüzüğünü ihlal etmiş olacak, parti tüzüğüne göre Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda şöyle bir madde var;
BEŞİNCİ BÖLÜM
Seçimlerde Adaylık
Madde 36:
Devlet Başkanlığı Seçimi
Partinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılıp katılmayacağına Parti Meclisi karar verir. Katılma kararı alınması halinde, Cumhurbaşkanı adayı, başvuran adaylar arasında Parti Meclisince gizli oylama yapılarak belirlenir.”
36’ncı madde gayet açık…
“Cumhurbaşkanı adayı, başvuran adaylar arasında Parti Meclisi’nce gizli oylama yapılarak belirlenir…”
İyi de bunun için önce gazetede ilan edilmez mi?
Adaylardan müracaat kabul edilmesi için belli bir süre konmaz mı?
Daha da önemlisi CTP gibi çok tecrübeli ve tüzüğüne bağlı bir parti bu ayrıntıyı nasıl gözden kaçırır?
Bunları mutlaka bir CTP’li yetkili bizi arayıp bilgilendirecek ya da tüzük ihlali yapılarak apar topar adayını belirleyecektir…
Bu arada iki güçlü adayın olduğunu biliyoruz…
Sayın Talat, elbette parti içinde çok güçlü ve etkisi olan bir aday…
Ama CTP’ye şu anda tavan yapan kavgaların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olumsuz yansıyacağına da bilmeyen yok!
Önce genel seçimlerde başlayan büyük kavgalar yerel seçimlerde patladı ve CTP tarihinde yaşamadığı günler yaşamaya başladı.
Böyle bir ortamda Talat’ın aday gösterilmesi kazanma şansı olsa da azaltır…
Ağzındaki baklayı çıkaran Meclis Başkanı Sibel Siber de belli ki adaylık konusuna epey olumlu bakmakta ve kamuoyunun hele de kadın seçmenlerin büyük desteğini arkasında hissetmektedir.
Kazanma şansı büyük olsa da Kıbrıs sorunu konusunda ki birikim ve donanımı yeterli görülmeyip en azından bu dönem beklemesi daha hayırlı olacak gibi gelmektedir…
Geçen gün sayın Yorgancıoğlu ile de paylaştım…
Talat, Siber ve Nami hakkındaki düşüncelerimi ilettim..
Özdil Nami partili olmayan benim için de sıcak baktığım bir adaydır…
Genç, dinamik ve yıpranmamış bir isimdir, Kıbrıs konusundaki ağırlığı da asla tartışılamaz…
Sonuçta;
CTP Cumhurbaşkanlığı seçimlerine konsensus sağlamak için tek adayla seçimsiz gitmek isteyecektir…
Üç tane kaliteli isimden birini seçmek ise hayli zor…
Ama CTP Cumhurbaşkanı adayını bu akşam belirleyemez, belirlerse de parti tüzüğünü çiğnemiş olur…
 
 
 
Nami-Özersay polemiği!
 
Dışişleri Bakanı Özdil Nami ile Cumhurbaşkanının özel müzakerecisi Kudret Özersay arasındaki adaylık polemiği nereden çıktı bilmem ama hoş olmadı!
Kudret Özersay değerli bir isim ve elbette demokrasi gereği Cumhurbaşkanı adayı olabilir, bu en doğal hakkıdır…
Ama özellikle görüşmelerde Eroğlu-Özersay bir ekip olduğu için sanki de bana, aday olması ya da bunu her gittiği yerde paylaşması çok etik gelmedi!
Bence de karşı taraf  böyle bir ikili karşısında elini açmakta zorlanacaktır..
En iyisi Eroğlu ve Özersay oturup anlaşsın;
Bir de sağın oylarının bölünmesi var tabi ki…
 
 
“Turizmin patronu Şahap’tır”
 
Dünkü yazımızın başlığı olan “Turizm müsteşarı kim” sorumuza Serdar Denktaş’tan cevap gecikmedi…
Kesin ve net bir dille “turizmin patronu Şahap’tır” dedi…
Böyle düşündüğüne sevindik…
Turizmi bilen birisini katletmek zaten turizmi katletmekle eş anlamlıdır…
“Peki Hüda bey nedir” diye sorduk;
“O da müsteşardır” dedi!
Hadi bakalım buradan yakın…
“Öyle bir şey olamaz” deyince de şöyle cevapladı;
“O benim özel müsteşarımdır, maaşını da partiden alır…”
Şimdi oldu işte!
 
 
BRT, bunu hak etmedi!
 
BRT’nin tarihte Kıbrıs Türkü için önemini yazmayacağız…
Ama devletin bir kanalı yine devletin bir kurumu tarafından karanlığa mahkum ediliyorsa  insanın isyan edesi geliyor!
Bir kere orada yüzlerce meslektaşımız ekmek yiyor…
Her türlü soruna rağmen en fazla izlenen kanal…
Ve siyasilerin ürkütücü sessizliği!
Ayıptır, yazıktır, günahtır!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın İsmet AKİM, Teknecik Elektrik Santrali’ne sorgusuz ve sualsiz olarak CTP’li birinin istihdam edildiğini biliyor muydunuz? Hadi sizi anlarız da sendika niçin bu kadar suskun onları anlamak mümkün değil!
Sayın Sibel SİBER, önceki akşam RADYO VATAN gecesinde Derviş bey ile koyu muhabbette görüldünüz. Onun deneyimleri elbette çok önemli ama acaba rakibine doğru taktik verir mi işte onda şüpheliyiz…
Sayın Hasibe KUSETOĞLULARI, Lefkoşa-Alayköy yolu üzerindeki Erkozan Market’in önüne bir inat yüzünden bırakılan akaryakıt tankeri hem tehlike yaratıyor hem de esnafın işlerini darbeliyor. Bir zahmet bir el atıverin…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele boğazından turizmci arkadaşlar aradı acil olarak bölgede iyileştirme istiyorlar. Ara sıra kahve içmeye gidip sorun dinleseniz diyoruz. O bölgeyi mutlak canlı tutmak sizin de boynunuzun borcudur…
Sayın Afet ÖZCAFER, Serdar bey ilk defa Cumhurbaşkanı adayı konusunda konuştu ve iki isim zikretti. Bir tanesinin de siz olduğunuzu biliyor muydunuz?  Hadi bakalım sizin şu meşhur amazon ekibini bir harekete geçirin…
Sayın Aziz GÜRPINAR, Mağusa Sosyal Hizmetler Dairesi sık giden yaşlı vatandaşlar üçüncü kata kadar çıkamadıklarından şikayet ediyorlar. Binanın Rumdan kalma bozum asansörü de var. Oraya yeni bir asansör taktırsanız diyoruz. Büyük hayır duası alacaksınız…
Sayın Ahmet KAŞİF, Trafik Komisyonu Kurulu gibi hayati önem taşıyan bir birim oluşturdunuz ve çok da iyi ettiniz. Ancak aylar oldu müdür ataması yapılmadı. Partililer birbirini yemeden artık şu atamayı yapsanız fena olmayacak…
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, en azından ben ilk defa şahit oluyorum hemen bütün okullarda büyük bir tamirat seferberliği görüyorum. Eğitim yılı başlamadan sorunlar çözülecek gibi görülüyor. Bir de öğretmen açığını hallederseniz sizden daha huzurlusu olmayacak…
Sayın Mine GÜRSES, Lefkoşa Merit’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ağırlama telaşı içinde olduğunuz gözlemleniyormuş. Kral dairesini sil baştan elden geçirdiğiniz ve Tayyip beyin rahatı için tüm önlemleri almışsınız. Heyecan dorukta değil mi?
Sayın Rauf DENKTAŞ, geçmişte size büyük yardımları dokunan bir ağabeyiniz aradı telefonlarına bakmadığınızdan şikayetçi oldu. Bir fincanın 40 yıl hatırı olduğunu yoksa unuttunuz mu?
Sayın Erdinç GÜNDÜZ, sanki de olacakları önceden görmüş gibi tam zamanında istifanızı vermişsiniz. Yoksa gece uykularınız kaçacak kuruma mazot taşımak için bu sıcaklarda ter dökecektiniz. Şaka bir yana kurumun durumu içler acısı!
Sayın Mert KARABETÇA, minik yüzücüler havuz etkinliklerinizden bir hayli memnun görülüyorlar. Ancak komşu ile duvar sorununu artık çözmek zorundasınız. Enseleri bir halli kalın aman dikkat…
Sayın Özbek DEDEKORKUT, Dipkarpaz’daki otel işletmenizde yaptığınız iyileştirmeler konukların büyük beğenisi ile karşılanıyor. Bu arada siz de artık oralı olmuşsunuz ve mümkün olduğu kadar merkeze uğramıyormuşsunuz. En iyisini yapıyorsunuz…
Sayın Yaşar ERSOY, tiyatro festivalinin kombine biletleri her zaman olduğu gibi bir iki saatte tükenmiş. Bilet bulamayanlardan yoğun şikayet mesajları geliyor. Nasıl bir formül bulursunuz bilmeyiz ama tiyatroyu vatandaşa siz sevdirdiniz.
Sayın Abdullah ÜÇGÖZ, 61’nci yaşınızı kutlar sağlık ve mutu nice yıllar dileriz. Artık şu nikah işlemini de bitirip dünya evine girseniz diyoruz. Zaman kuşun kanatlarında ve biz onu hiçbir zaman yakalayamıyoruz…
Sayın Vatan MEHMET gazete yönetimi bir karar almış ve sizi açlık grevi temsilcisi olarak görevlendirmiş. Hazırlanın bakalım tam teçhizat, hem fazla kiloları da böylece atmış olursunuz değil mi?
 
 
 
Günün Fıkrası
 
İzah…
 
On yıldır evlilermiş… Ama gerdek gecelerinden başlayarak, adam hep karanlıkta sevişmek konusunda ısrar etmiş… Kadıncağız yıllar yılı kaç kez sabahlara kadar yalvarmış, bir kerecik olsun,ışıkları yakıp sevişmek için ama adam hep inatla "Hayır" demiş.. "Kesinlikle olmaz. İlle de karanlıkta sevişeceğiz…" O gece kadıncağız gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş, ama hemen vazgeçmiş. Kocası on yıl sonra insafa gelecek değil ya.. Vazgeçmiş ama sadece yalvarmaktan.. Kafasına koymuş, bu kez çünkü.. Tam sevişmenin en heyecanlı anı, en doruk noktasında elini kaydırıp, yatağın bas ucundaki gece lambasının düğmesine dokunuvermiş.. Bir de görsün.. Kocasının beline, o yapay aletlerden biri bağlı değil mi?.. 
"Bunu bana nasıl yaparsın" diye haykırmış.. "Bunca yıldır, bu işi sahte bir aletle yaptığını bana söylemedin bile.. Hemen açıkla bana her şeyi.. Hemen.." 
Adam çok soğukkanlı yanıt vermiş.. 
"Tamam, tamam.. Her şeyi izah edeceğim sana.. Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu nasil yaptın izah et, bakalım!.."