İskele ve yöresine olan ilgimi hemen herkes bilir…
Ne zaman bölgeye gitsem değişik duygular içinde olurum.
Hele de Lefkoşa’nın kirli sokak ve siyasi havasından çıkıp, İskele ve yöresine doğru sürdüğümde kirlilikleri de geride bıraktığım, kurtulduğum hissine kapılırım.
Ta ki dönüş yolculuğu başlayınca kadar!
Bölgeye her ne kadar her gittiğimde ruhumu temizleme amacım olsa da bölge insanı ile birlikte olunca yaşanan bazı gerçekleri duyunca üzülmemek elde değil…
Hele de devlet kaynaklarının halen bu bölgelere yeteri kadar gitmemesi, sadece seçim ve kurultay öncelerinde gösterilen yapmacık ilgi, bölge insanının en büyük derdi…

Bölgede değil ülke genelinde en fazla dikkat ettiğim konu, yerli gıdaların ne kadar kullanıldığıdır…
Kıbrıs’a has ürünleri masada görmek istememe rağmen, bir çok büyük işletme hatta 5 yıldızlı oteller buna özen göstermezken, küçük işletmelerin daha hassas olmaları, aslında onların gerçek turizmci olduklarını da gözler önüne serer…
Çok yıldızlı ve kumarhaneli otellerin bir çoğu yurt dışından geldikleri için Kıbrıs’a özgü ürünleri değil, daha çok ithal edilen ürünleri ucuz olduğu için tercih ederler ve buralarda konaklayanlar da haliyle Kıbrıs’ta olduklarını pek anlamazlar…
Ama küçük ölçekli işletmeler genelde yerli işletmeciler tarafından yönetildiğinden, bu konuya daha bir hassasiyet gösterirler, Kıbrıs’ın ürünlerini sergilemekten kaçınmazlar…

Son İskele ziyaretimizde öğrendiğimiz bir gerçek, bölgede yaşanan bazı saçmalıkları bir kez daha göz önüne serdi…
Örneğin bölgede bulunun ve devlet teşvikiyle kurulan 5 yıldızlı oteller, Allah’ın suyuna ton başına 1 TL öderken, devletten tek kuruş alamayan küçük işletmelerin suyun tonuna 6 TL’ye varan ücretler bile, zaten var olan haksız rekabetin daha da ileri boyutlara taşınmasına neden olmaktadır.
Bu bir haksızlıktır, devletin acizliğidir…
Kıbrıs ürünlerine değer vermeyen işletmeler devlet tarafından ödüllendirilirken, diğer küçük işletmeler yine devlet tarafından bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde cezalandırılmaktadırlar…

İskele ve yöresinin şu anda en büyük sorun imar yasasının bir türlü geçirilmiş olmamasıdır…
Bu da bölgedeki işletmeler ile resmi birimlerin sürekli ihtilaf içinde olmalarına çanak tutmaktadır…
Burada büyük işletmeler kendi imparatorluklarını kurduklarından bir çoğuna devletin girmesi olanaksızdır.
Ama küçük işletmeler, ister vergi memurları isterse belediye yetkililerinin baskısı altındadır.
Küçük işletmeler en küçük bir yatırım genişletme çalışmalarında bu baskıyı fazlasıyla hissederken, yıkım ekiplerini karşısında görmekte, bu da psikolojik bir baskı unsuru oluşturmaktadır.
Oysa, büyük işletmeler yasa dışı yatırımlarını sürdürürken, siyasilerle olan bağlantıları nedeniyle bir çok yasa dışılık görmemezlikten gelinmekte, bu da zaten var olan haksız rekabeti körüklemektedir.
Oysa, cesurca yapılacak olan çağdaş bir imar yasası, hemen bütün kargaşaları ortadan kaldıracaktır…

İskele ve Karpaz bölgesi kendine has özellikleri nedeniyle, kirli sanayi bölgesi yapılmak istendiğinden yaşanan tartışmanın inanılmaz boyutlara ulaştığını kendi gözlerimizde gördük…
Belki coğrafi açıdan uygun görüldüğü için bölge kirli sanayi için seçilmiş olabilir ama son petrol sızıntısı da göstermektedir ki, bu büyük projeler bölge insanından daha ziyade, işletmecinin cebini doldurmaya yöneliktir.
Yine bunların çoğu çalışanını bölgeden değil de yurt dışından getirdiğini üzülerek öğrendik…

İskele Belediye Başkanı Halil Orun, kuşkusuz ki bölgede önemli bir isim…
Bölgeye yaptığı katkıları da görmemezlikten gelemeyiz.
Ama sonuçta bizim ülkede siyaset her şeyin önünde bir perde oluşturduğundan, başkanın bir takım icraatlarında siyasi kararlara yenik düştüğü görülüyor.
Evet, İskele ve yöresi belki de bir kasaba görüntüsü içindedir ama kasaba bile olsa artık kasaba politikaları ile değil, çağdaş yöntemlerle idare edilmelidir.
Başkan ve ekibi artık kurultay havasından kendini kurtarmalı, bölge insanı ve esnafına daha eşit bir yaklaşım göstermeli, icraatları da yıkıcı değil de yapıcı ölçülerde yapmaya özen göstermelidir.
Aksi halde istisna olarak bildiğimiz bu bölge, istisna olmaktan çıkacak ve başta çevre kirliliği olmak üzere, siyasi kirlilik de dahil, çok konuda kendi öz değerini yitirecektir.





Özkan Murat: Ağzımdan öyle bir söz çıkmadı!

Eski İçişleri Bakanı Özkan Murat, bazı yayın organlarında gece kulüpleri konusunda yapılan yorumlarda adının geçmesinden dolayı üzüntülü olduğunu söyledi.
Telefonda bu konudaki görüşlerini aktaran Murat, ne bakanlığı döneminde ne de daha sonra bu konularda yorum yapmadığını, adının karıştırılmak istenmesine anlam veremediğini belirtti.
Bakan Hasipoğlu’nun bu konuda yalan isim vermesinin de kabul edilemeyeceğini belirten Murat, gerekirse yasal yollara başvurabileceğini de ifade etti…



MESAJ KUTUSU

Sayın Talip ATALAY
, Mağusa’da bir imamın maceraları artık kentin sınırları dışına çıktı. Olayların sizin bilginiz dahilinde olduğu halde müdahale etmediğiniz intibası var. Din adamları büyük huzursuzluk içinde bilesiniz…

Sayın Özkan MURAT, gece kulüpleri konusunda sizin adınız nereden ortaya atıldı bilmeyiz ama sanırız birileri kendi söylemleri sizin üstünüze atmaya çalışmış. Bu arada en kısa zamanda kahve içmek için yanınızdayız…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, seçim bölgeniz olan İskele’de imar yasasını bir an önce hayata geçirmezseniz esnaf ve belediye yetkilileri boğaz boğaza gelip önce polislik sonra hapislik olacak gibi görülüyor. Bu icraat sizin siyasi geleceğiniz için hayati önem taşıyor.

Sayın Hayri ORÇAN, milletvekili sayısı 5’e düşecek olan İskele’nin milletvekili sayısını kaybetmemesi için Tatlısu Belediyesi için ileriki günlerde ilginç kararlar alınabilir. Şu sıralar uyanık olmakta yarar var…

Sayın Halil İbrahim AKÇA, Mağusa’da hurda plastik ticareti yapan bir işletmeci hükümetin bazı konularda duyarsız kalmasından dolayı kepenk kapatıyor. Sonra da elinde kalan malzemeyi elçilik önüne boşaltıp yakacakmış bilginiz olsun…

Sayın Mehmet ERKUL, İskele deniz kıyılarındaki kirlilik için yazdıklarımızdan sonra harekete geçip geniş çaplı bir araştırma ve analiz işlemleri başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Başarılı çalışmalarınızın devamını bekliyoruz.

Sayın Halil ORUN, bazı lüks evlerden binlerce lira su borcu olduğu halde tahsilatı geciktirdiğiniz şikayetleri var. Önümüzde bir de genel seçim olduğu düşünülürse bu konuda bölge genelinde disiplin iyice bozulabilir.

Sayın Ersoy İNCE, önümüzdeki yerel seçimlerde UBP’nin Mağusa’da belediye başkan adayı olarak sizi göstereceğini öğrendik. Siyaseti ve bölgeyi iyi bilen birisi olarak iyi bir karar olabilir. Çalışmalara şimdiden başlarsanız Oktay Kayalp’i bayağı zorlayabilirsiniz. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun.

Sayın Eşref ÜNLÜSOYER, İskele sahilleri konusunda biraz ilgisiz gibi kaldınız. Kilometrelerce sahil şeridinde kumsalın siyah renkte olması turizm mevsimi yaklaşırken hiç de iyi mesajlar vermiyor…

Sayın Hasan SADIKOĞLU, belediyenin asbaşkanı olarak benzin alımlarının sizin istasyondan yapılması yasalara uygun olmadığı için bazı çevreler tarafından mercek altına alındınız. Yakında mavi mahkeme kağıtları gelirse sakın şaşırmayın…

Sayın Mustafa ÇOBANOĞLU
, dürüst ve düzgün bir bürokrat olunca daire içinde yaşanan bazı olumsuz olaylar doğal olarak sağlığınızı etkiledi. Büyük geçmiş olsun diyoruz. Bildiklerinizi bir anlatsanız ülkede taş taş üstünde kalmayacak ama bakalım daha ne kadar dayanacaksınız…

Ayın Kadri FELLAHOĞLU
, yerel seçim çalışmalarında gazetelerin sürmanşetlerini reklam-haber olarak kullanmanız dahiyane bir fikirdi. Partiniz bu konularda bir kez daha rakipsiz olduğunu gösterdi. Kolay gelsin diyoruz…

Sayın Işılay ARKAN, Mağusalı bir imamın yediği haltları gözlem altına aldığınızı memnuniyetle öğrendik. Bu konuda önümüzdeki günlerde yapacağımız yayınları dikkatle takip etmenizi öneririz. Halen bilmediğiniz çok şey olduğunu göreceksiniz…

Sayın Ali ÇILGIN
, kurultay öncesi Mağusa Sanayi bölgesinden işletmenize 10 dönüm kadar arazi tahsis edelmesi diğer işletme sahiplerini çılgına çevirdi. İşadamlarının gözü üzerinizde dikkatli olmakta yarar var.

Sayın Taner ULUTAŞ, Başbakanlık büfelerinde artık sizin şirketin damacaları satılmaya başlanmış. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Erol EMİN,
gümrük çalışanı bir grup arkadaşla hafta sonu kahve sohbeti yaptık ve derecesiz üzüntülü olduklarını gördük. Bu haftadan itibaren sert önlemler almanız bekleniyor, aksi halde sendika zan altında kalabilir…

Sayın Sümer AYGIN, bir otel işletmesi yanına kaportacı izni vermeniz bölgede huzursuzluk yarattı. Bu konularda daha hassas olmanız bekleniyor. Şu anda bölgede rakipsiz olarak görülseniz de bölge sakinlerinin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmakta yarar var…

Sayın Deniz GÜRGÖZE,
muhteşem Konya ziyaretinde kendinize bolca alış veriş yaptığınız ve Mevlana çarşısı esnafının gönlünde taht kurduğunuzu öğrendik. Umarız sadece kendinizi değil yakın dostları da düşünmüşsünüzdür.




GÜNÜN FIKRASI


Arı kovanı

Aşıklarının bolluğuyla ün yapmış güzel yıldız gebe kalmıştı.
Herkes şaşırmıştı onun gebe kalışına.
Üstelik doğacak çocuğun babasının kim olduğu da günün konusu olmuştu.
Dayanamayıp biri sordu yıldıza:
- Kimden acaba çocuk?
Güldü, alımlı yıldız:
- İlahi canikom, elinizi arı kovanına daldırırsanız elinizi hangi arının soktuğunu bilebilir misiniz hiç...