Cumhuriyet Meclisi’ne iki istihdam yapılacak…
2. derece Basın ve Dışilişkiler memuru alacaklar!
Şikayet edenlerin sayısı son iki günde artınca sayfaya taşımak da elzem oldu…
Sınava katılanlardan 5 kişi aradı ve bu sınavın şaibelerle dolu olduğunu aktardılar!
Aynı zamanda en az 5 sorunun da yanlış olduğunu…
Konuyu Kamu Hizmeti Komisyonu’nun dikkatine getirmemiz istendi!
Soruları kim hazırladı, hangi kaynaktan hazırlandı ya da sınav komitesinin ehli olup olmadığını bilmiyorum…
Bildiğimiz tek şey sınavı iki kişi kazandı ve sadece bu iki kişi mülakata çağrıldı!
Diğer katılanların tümü de neredeyse şikayetçi!
İşte o şikayetlerden sadece bir tanesi:
“Levent Bey merhabalar,
Ben de bugünkü köşenizde (27.10.2016 tarihli mesaj kutusunda Sn. Kamil Kayral'a mesajınızda) bahsettiğiniz Cumhuriyet Meclisi 2. Derece Basın Dışilişkiler Memurluğu sınavına girenlerden biriyim.
Oldukça iyi hazırlanarak sınava girdim ve büyük bir hayal kırıklığına uğradım.
Sorular o kadar saçma sapandı ki. Dış ilişkiler konusu konmuş ama diplomasi sorulmuş, Çıkmış AÖF medya ön lisans bölümü sorularını alıp önümüze koydular.
Konusu dış ilişkiler olan bir münhalde İngilizce soruları ya vardı ya yoktu.
Basın özgürlüğü ile ilgili vecize verilip bunun kime ait olduğunun sorulması ise gerçekten içler acısıydı.
Sınavlar bilgiyi ölçmek ve değerlendirmek için yapılır diye biliyorum.
Bu sınavın yeniden yapılması ve sınav kurulu tarafından yeniden değerlendirilmesi hususunda sizin aracılığınızla yetkililere seslenmek istiyorum…”
Kamu Hizmeti Komisyonu bu konuda bir soruşturma yapıp kamuoyunu bilgilendirme görevini üstlenmelidir…
Son zamanlarda yapılan sınavlar ne kadar güvenilirdir!
Sınav komitesi kimlerden oluşmakta bunlar nasıl seçilmekte ve hazırlanan sorular nasıl belirlenmektedir…
Özellikle de bu konularda hassasiyetinden hiç kuşkumuz olmayan yıllarını devlete hizmet ederek geçirmiş olan Kamil Kayral’a burada önemli sorumluluklar düşmektedir.
Zira çok sayıda gencimiz devlet kapısında istihdam edilmek için bu sınavlara aylarca çalışmakta ve bu sınavları bir umut olarak görmektedir!
Bu sınav çok büyük ihtimalle mahkemelik olacaktır ve 5 gencimiz hukuk yoluna başvurmak için dilekçelerini vermiştir!
 
 
Bir çarşaf üç kişi!
 
Fotoğraf Lefkoşa Göçmenköy’de havuzlu park olarak bilinen bölgede çekilmiş…
Bir çarşaf ve üç kişi!
Bölge esnafı sabah kepenkleri kaldırırken dikkatini çekmiş ve parka gidip bu ilginç kareyi resimlemiş…
Parkta sabahlayan üç kişi sabah mahmurluğuyla afallamışlar!
‘Niye çekiyorsun abi” diye de sormuşlar…
Sonra da aceleyle toparlanıp, çarşaflarını da alarak parktan uzaklaşmışlar!
 
 
 
Farklı tarife!
 
“Türkiye Turkcell ile bizim memleketteki Turkcell arasındaki farka bakar mısınız? 
159 TL. ile Türkiye'deki Turkcell size 1000 SMS, 2000 Dk. konuşma ve tam tamına 30 GB internet veriyor. Bizim Turkcell'de ise durum şu; 159 TL. veriyorsunuz size 600 dk. konuşma 600 sms ve sadece 6 GB internet veriyorlar. Bir de utanmadan hattınız kesilince, açma kapama ücreti olarak da 7 TL. haraç alıyorlar... Gecikme faizi de cabası...utanmazlık değil de nedir şimdi bu?..”
 
(İrfan BATU)
 
 
Yüksek Mahkeme’nin haklı uyarısı!
 
Yüksek Mahkeme Başkanlığı medya kuruluşlarına bir uyarı yaparak özellikle suçlu çocukların haberleri konusunda sert bir açıklama yaptı…
Hatta bazı etik kurallara uymayan internet sitelerini isimleriyle deşifre etti!
Bizim Medya Etik Kurulu bu sıralar ne yapıyor bilemeyiz ama Yüksek Mahkeme Başkanlığı artık kangren haline gelmiş bir soruna parmak bastı…
Özellikle de internet gazeteciliğinde bu işlerin iyice fıcırığı çıktı!
Etik kurallar  bir yana bazıları işi tamamen tetikçiliğe kadar götürüyor ve bundan da rant sahibi oluyor…
Yüksek Mahkeme Başkanlığı’nın bu açıklaması bir başlangıç olarak kabul edilmeli devlet kendine düşen sorumluluğu yüklenmelidir!
 
 
 
Özür dilemeliydi!
 
Gazetecilere ‘Allah belanızı versin’ diyecek kadar gözü dönen Kaya Holding patronu Burhanettin Kaya, rant iddialarına karşı açıklamalarda bulundu…
Nerede rant elde etmeye çalıştım da burada edeyim diye de sordu!
Biz onu bilemeyiz, günahı boynuna…
Ama isterdik ki bela okuduğu gazeteci arkadaşlardan önce bir özür dilesin!
Ne yazık ki zeytinyağı gibi üste çıkmayı yeğledi…
Bir de olaya hiçbir tepki koymayan basın örgütlerine şaşıyorum!
Niçin örgütlendikleri için…
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Kemal DÜRÜST, bakanlığınıza bağlı bir ehliyet müfettişi ile şoför okulu işletmecisinin önce gün Mağusa’da yumruklaştığını biliyor muydunuz! Bu işin üzerine giderseniz bakın ardından neler çıkacak neler!
Sayın Erhan ARIKLI, YDP Genel Başkanlık görevini başka bir arkadaşınıza devrederek partinin sözcülük görevini üstleneceğinizi duyduk. Bize göre şu anda zaman ve zemin tamam değil. Ama tabi ki karar sizin!
Sayın Derviş EROĞLU, önceki akşam Akova’da onurunuza verilen yemeğe katılım beklediğinizden de fazla olunca epey keyfinizin yerinde olduğu görülmüş. Vefa güzel bir şey değil mi! Ne mutlu ki bu kadar seveniniz varmış!
Sayın Gürkan KARA, önceki gün Lefkoşa’da uzun bir elektrik kesintisi olunca cezaevindeki mahkumlar mum ışığı yasak olduğu için zifiri karanlıkta kalmışlar. Yoksa burasının jeneratörü yok mu! Bir kurcalayın bakalım!
Sayın Ahmet HAVUTÇU, önceki akşam bakanlıkta odanızda fare operasyonu düzenleyip büyük bir uğraştan sonra yakalamayı başarmışsınız. Umarız ailesi intikam için sizin odaya operasyon düzenlemezler! Hadi geçmiş olsun!
Sayın Sunat ATUN, kamuoyuna kablo ile elektrik gelince bunun faturalara ne kadara yansıyacağını açıklamadan vatandaş rahat olmayacak. Çelişkili açıklamalar ben dahil herkesi korkutuyor, hele de kış öncesi!
Sayın Kemal YILMAZ, aşırı stres ve yorgunluk sonunda sizi de hastanelik etmiş ve serum almak zorunda kalmışsınız! Bu arada bölgede gözlerinizi en fazla açık tutmanız gereken çok olaylar yaşanıyor uyanık olmakta yarar görüyoruz…
Sayın Burhanettin KAYA, sağlam bir açıklama yapıp rantçı olmadığınızı ifade etmeye çalıştınız ama nedende bela okuduğunuz gazetecilerden özür dilemeyi aklınıza getirmediniz. Bilirsiniz beddua etmek dinimizce günahtır!
Sayın İbrahim BENTER, Türkiye’den gelen bir şirketin Lefkoşa Sarayönü’nde ihtiyaçlılara yemek dağıtımı yaptığı yönünde mesajlar alıyoruz. Vakıflar İdaresi ile bir ilişkisi var mı yoksa sırf sevap olsun diye akıllarınca bu işi mi yapıyorlar!
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, yılların örnek gösterilen siyasetçisi olarak artık yorulduğunuzu söyleyip bir dahaki seçimlerde aday olmayacağınızı açıklamanız epey ses getirmiş ki bu karardan vazgeçmenizi isteyen mesajlar gelmeye başladı.
Sayın Artun KORUDAĞ, ABD’den aldığınız yeni fotoğraf makinesinin önce çalınıp sonra kısa sürede hırsızların yakalanması ve makineye yeniden kavuşmanız dolayısıyla büyük memnuniyet duymuşsunuz. Demek ki helal malmış, gözünüz aydın olsun…
Sayın Akay CEMAL, bu sene rekoltede bakla yok ama bol miktarda roka ve tere var. Bahçe emrinize amadedir, kamyonu dayayıp istediğiniz kadar taşıyabilirsiniz. Ama mahalleye dağıtmak yok tamam mı!
Sayın Zorlu TÖRE, DP’nin açtığı tazminat davası sizin istediğiniz gibi sonuçlandı ve derin bir nefes aldınız. Bakalım şimdi de seçim için borçlandırıldığınız konuyu nasıl halledeceksiniz. Muhakkak bir yolu vardır değil mi!
Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, özellikle de çiftçi ve hayvancı kesimi artık sizden birinin de mecliste temsil edilmesi gerektiği yönünde görüş birliğine vardı. Onun için ilk genel seçimlerde sizi aday göstereceklerini söylüyorlar, haberiniz osun istedik…
Sayın Ahmet KAŞİF, dün sabah Maliye Bakanlığı’nda Serdar beyle kapalı kapılar ardında derin sohbetlerde bulunmuşsunuz. Desenize artık küskünlükler çok geride kaldı. Bu arada ne görüştünüz merak etmiyor da değiliz yani!
Sayın Süleyman GÜRCAFER, Mağusa Özel Eğitim Merkezi sabah kahvaltıları için devlet babalığını göstermedi ama siz yine de 15 gün ücretsiz kahvaltı dağıtarak sevaba girdiniz. Atalarımız iyilik yap da denize at demişler değil mi…